Göksultan Gönderileri
Göksultan kitaplarını, Göksultan sözleri ve alıntılarını, Göksultan yazarlarını, Göksultan yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Abdestsiz bulunmamaya özenlidir. Öyle ki sabah kalktığında abdest almaya bile abdestsiz gitmeyeyim diye baş ucunda bir tuğla bulundurur ve onunla teyemmüm alarak abdest almaya gider.
Sayfa 161Kitabı okudu
Yüzündeki her çizgide bu dolambaçlı ve meşakkatli yolun izleri okunur.
Sayfa 153Kitabı okudu
Bizi yükselten, dinimize karşı duyduğumuz büyük aşktır. Dinimizin ilerlemeye mani olduğunu söylemek gülünçtür ve hakikate gözünü kapamak demektir!
Sayfa 152Kitabı okudu
Sultan II Abdülhamit Han, vatan ve milletin selameti için gece gündüz çalışır, uykusuz kalır gerektiğinde hayatını bile feda edilebileceğini söyler.
Sayfa 149Kitabı okudu
"...Elimde silahlandırdığım askerler bana karşı ayaklandı!"
şehit Sultan Abdülaziz Han
Sayfa 47 - EşikKitabı okudu
Ben öksüz bir çocuktum, benim ne şartlar altında yetiştiğim daima unutuluyor!
Sultan 2. Abdülhamit Han
Sayfa 11Kitabı okudu
Helâl dairesi keyfe kâfidir ölçüsüyle yaşayan sultanın; şahsi zevklerinden olan kitap merakı, en öne çıkan özelliklerinden biridir. Zira ondaki kitap tutkusu akıl alır gibi değildir. Yıldız yağması esnasında çalınıp bir şekilde Amerika'ya giden ve Michigan Üniversitesi'ndeki koleksiyonda bile 288 parça eser bulunması ve bu eserlerin büyük bir kısmının çok değerli yazma Kur'ân-ı Kerîmler ile ilmi eserlerden müteşekkil oluşu, kitaplığının muhtevası hususunda bir mukaddime olarak bilgilenmemize vesile olabilir.
Abdülhamid Han; Avrupalı kralları anımsatan faaliyet içinde, sarayından çıkıp sık sık topluma karışan, seyahat eden, zamanla israfa düşüp sosyete hayatı süren, hatta balolara katılıp Kağıthane, Göksu veya Boğaziçi'ndeki sahil saraylarında keyif çatan Tanzimat dönemi sultanlarının aksine faziletli, duruşuyla dikkat çeker. Âdil, sade ve elbette cömert bir hükümdar olarak tanınır. İslam'ın halifesi tüm Müslümanların önderi olarak seleflerinin aksine münzevi bir yaşam sürer. Oldukça sade, mütevazi ve kanaatkârdır. Bir sultandan ziyade, beş asır önce devletlerinin kurulduğu Domaniç yaylasındaki bir Oğuz beyi sadeliğinde yaşar.
Kendisini başkalarından üstün görmez, kibirlileri de sevmez. Odasına herhangi bir haremağası veya hademe girdiği zaman, sırf Allah Teâlâ'nın mahlukuna saygı göstermek için ayağa kalkmak ister. Fakat müslümanların halifesi ve Türklerin padişahı sıfatıyla öyle bir harekete imkan bulamayınca, ayağa kalkışını gizlemek maksadıyla masasında kağıt arıyormuş gibi yapar ve yalnız Allah Teâlâ' nın görüp kulların farkına varmadığı şekilde isteğini yerine getirir.
Sayfa 133Kitabı okudu
Bu utanç, utanma duygusunu yitirmemiş olan herkese yeter.
•Ahmed Nuri Efendi 1944 yılında altmış altı yaşında iken Nice'te yoksulluk içinde vefat eder. Kabri Şam'da, Sultan Selim Camii'ndedir.
•Mehmed Burhaneddin Efendi 1949'da altmış üç yaşında iken New York'ta vefat eder. Cenazesi New York'tan İstanbul'a getirilir. Ancak o dönemin hükümeti tarafından Türkiye'ye kabul edilmemesi üzerine Şam’a götürülerek Sultan Selim Camii haziresine defnedilir.
Zira Abdülhamid Han'ın Hindistan'a olan ilgisi, daha şehzadelik yıllarına dayanır. Hatta amcası Sultan Abdülaziz'le Londra'ya yaptığı seyahat sırasında bile, Hindistan müslümanları ile alakalı meseleleri takip eder.