Bir eserin değerli olmasını sağlayan nedir? Bunun hakkında birçok etken sayılabilir. Fakat en önemlilerinden biri kuşkusuz, yazarın bir “mesele”si olmasıdır. Öyle ya! Eserin vermek istediği bir mesajı, dikkat çekmek istediği bir duyarlığı, kişiyi etkisine almak istediği bir duygusallığı yoksa, roman dediğiniz olaylar yığınından başka nedir? Bunları neden söyledim? Anlatayım. “Gömülü Dev” fantastik bir roman. Pek çoğumuz fantastik roman ya da bilimkurgu romanlarını tabir yerindeyse hafif bulur ve bu tip eserlere burun kıvırırız. Çünkü insanı merakta bırakmak, heyecanlandırmak ve zaman geçirmeyi sağlamaktan başka bize katacağı bir şey olmadığını düşünürüz. Kazuo Ishiguro bu algıyı tersyüz etti. Neredeyse her eserinde farklı bir tür deneyen yazar, bilimkurgu örneği olan “Beni Asla Bırakma” ve içinde ejderha, dev ve cinlerin cirit attığı “Gömülü Dev” gibi eserleriyle “Nobel” edebiyat ödülü aldı. Çünkü Ishiguro’nun yukarıda bahsettiğim gibi meselesi var, her eserinde bir şeyleri sorguluyor.
Bir toplumu millet yapan, ortak hafızasıdır. Peki bu hafıza ortadan kalkarsa? Ya toplum olarak ortak değerlerimizi, geçmişimizi unutmaya başlarsak? Geçmişle yüzleşmek yerine unutmayı seçersek? İşte “Gömülü Dev” bu sorgulamanın ürünü kanımca.