Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fotoğraflarla Aziz Nesin'in Yaşam Öyküsü

Gömüyü Arayan Adam

Ali Nesin

En Yeni Gömüyü Arayan Adam Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Gömüyü Arayan Adam sözleri ve alıntılarını, en yeni Gömüyü Arayan Adam kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ey benim güzel yetmiş yaşım, merhaba! Ey benim bunca yıllık pişmanlıklarım, merhaba!
Yetmiş yaşımdayım ve dolu dolu seviyorum ve yetmiş yaşımı seviyorum. Ey benim güzel yetmiş yaşım, sana mer­ haba demek ne güzel! Elbet bundan daha da güzeli de var. Kimbilir, belki o güzeli de yaşarım. Umut işte...
Reklam
Bu yüce, bu ulu, bu en üst düzeydeki yere layık olarak, ölümü hak­ kederek mi ölüyoruz? Hakedilmesi en zor şey ölümdür. Ben ölünce, ölümü haketmiş olmayı isterim. Kaç ölü, ölümü haketmiştir? Ölümü haketmiş olanlar, yaşamışlardır ama, yaşadıkları yaşamı da haketmemişlerdir. Ölümlerini haket­miş olanlar ancak yaşamlarını da haketmiş, hatta yaşamdan alacaklı kalmış olurlar.
Peki bu yetmiş yaşımda ben ne istiyorum? istediğim tek şey var: Ölümü haketmek... Ölen insanların pekçoğunun ölümü hakederek ölmüş olduklarına inanmıyorum. Ölüm, insanın ulaşabileceği en üst düzey, en yüce, en ulu yer ben­ ce... Çünkü yaşamın en olgunluğunda ölüyoruz.
Aziz Nesin yoksul doğmuş, yoksul büyümüştü. Bütün yaşamı boyunca da bir yoksul gibi yaşadı. O, parayı kendisi için değil, başkaları için kazanmak istiyordu. Başkaları mut­ lu olsunlar, başkaları okusunlar diye... Çok para kazanan varlıklı bir yazar olmadı hiçbir zaman.
1970'in başlarında oldukça para kazanmaya başlamıştı. Yaşamı boyunca parasızlık yüzünden asıl yazmak istedik­ lerini yazamamaktan yakınan Aziz Nesin, bu kez Nesin Vak­fı 'nı kurarak gene paraya gereksinmiştir...
Reklam
Babamın çok yazmasının bence iki nedeni vardır; Türkiye gibi bir ortamda yazacağı çok yazı, söyleyeceği çok söz var­dı. Her zaman çok paraya gereksinmiştir.
Aziz Nesin çok para kazanmaya başladığında, 1972'de, kimsesiz ve yoksul çocukları okutmak için Nesin Vakfı'nı kurmuştur. Nesin Vakfının ilk yıllarında Aziz Nesin, Vakıf arsasında çadırda kalmaktaydı. Yıl 1974, mevsimlerden sonbahar, kı­şa yaklaşıyoruz ve Aziz Nesin 60'ına merdiven dayamış...
Aziz Nesin, yaşamının her döneminde, kendisini okutan bu halka borçlu olduğunu çok derinden hissetmiştir. Öde­ mekle bitmeyen bu borç Aziz Nesin'in yaşamına yön veren en büyük etkendir.
Aziz Nesin, babasından genellikle annesiyle olan ilişkileri çerçevesinde sözeder ve babasını o çerçevede değerlendirirdi. Ata­türk düşmanı olmasına karşın, dedem Kurtuluş Savaşına katılır.
Reklam
Babam Dünyaların en iyi babası benim babamdır Düşmandır düşüncelerimiz Dosttur ellerimiz Dünyada tek elini öptüğüm Babamdır Kırkını geçtin adam olmadın der Başım önünde dinlerim Önünde tek baş eğdiğim babamdır Sabahlara dek Kuran okur Anamın ruhuna İnanır ona kavuşacağına Bana gavur der Diş bilemeden Dünyada tek bağışladığı ben Tek bağışladığım odur Başım derde girdikçe bakar çocuklarıma Bitürlü ölemiyorum der senin yüzünden Çocuklar ortada kalacak Ölemez kahrımdan benim Yaşamak zorunda benim yüzümden Gözlerindeki ateş bakışlarında söner Tuttuğun altın olsun der Çocukluğumu tek anlayan odur Dünyaların en iyi babası benim babamdır.
Anne, Aziz Nesin için bir melektir. Annenin erken ölümü bu imgeyi daha da güçlendirir elbet. Annesine benzeyen bir melek-kadın bulma düşüncesi yaşamı boyunca Aziz Nesin 'in peşini bırakmaz. Bunun bilincindedir de:
Annemin Anısına Bütün anneler annelerin en güzeli Sen en güzellerin güzeli Onüçünde evlendin Onbeşinde beni doğurdun Yirmialtı yaşındaydın Yaşamadan öldün Sevgi taşan bu yüreği sana borçluyum Bir resmin bile yok bende Fotoğraf çektirmek günahtı Ne sinema seyrettin ne tiyatro Elektrik havagazı su soba Ve karyola bile yoktu evinde Denize giremedin Okuma yazma bilmedin Güzel gözlerin Kara peçenin arkasından baktı dünyaya Yirmialtı yaşındayken Yaşamadan öldün Anneler artık yaşamadan ölmeyecek Böyle gelmiş Ama böyle gitmeyecek
Babaannem Hanife, 1900 yılı civarında, Ordu'nun Perşem­ be ilçesinde doğmuş, bir deniz binbaşısı ailesine evlatlık olarak verilmiş, on üçünde kendisinden 22 yaş büyük dedemle evlen­dirilmiş, ilk çocuğu yaşamamış, on beşinde babam Mehmet Nusret'i doğurmuş, babamın doğumundan birkaç yıl sonra üç yaşında ölecek bir kız çocuğu daha doğurmuş ve yirmi altısın­ da da veremden ölmüş.
Düşmanları dostlarından fazlaydı. Hatta çok az dostu vardı diyebilirim. Gerek düşmanlarının, gerekse dostlarının Aziz Nesin'in Türkiye'nin yetiştirdiği en ilginç kişiliklerden biri olduğuna inandıklarını sanıyorum. Aziz Nesin'i iyi anla­ yabilmek için, her şeyden önce çok sevip saydığı annesiyle babasını bilmek gerekir. Babamın yaşamöyküsüne hiç gör­mediğim annesinden, yani babaannemden başlayacağım.
184 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.