Gönülden Bilime

Ahmet İnam

En Eski Gönülden Bilime Sözleri ve Alıntıları

En Eski Gönülden Bilime sözleri ve alıntılarını, en eski Gönülden Bilime kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aklı mutlaklaştırmak, aklın sınırlarını bilmemekten kaynaklanır. Akıl, zaman zaman keşfettikleriyle, icâd ettikleriyle sarhoş olur; doğanın tüm gizlerini çözdüğünü sanır. Bu geçici bir 'güven' dönemidir; ardından gelen 'kriz'ler akla 'haddini bildirir'.
Sayfa 32 - AKIL, Aklımın DediğiKitabı okudu
Bana acı veren insanların başında, kendilerinin rasyonel olduğunu söyleyenler gelir. Gerçekten de, 'kafalarına göre' rasyoneldirler. Kendilerine göre belirli ilkeleri, tavırları, aydınlık kılınmış kavramları, kuralları önceden belirlenmiş çıkarım yolları vardır. Binalarını kurarlar ve içinde otururlar. Sonra varsa birkaç pencereleri bakarlar; dünyayı, kurdukları ev mimarisiyle görürler. Kurallar ve ilkelerle zapt u rapt altına alınmış cihanı, kendi kafalarındaki düzeni, evrenin düzeni sanmalarından kaynaklanır.
Sayfa 35 - AKIL, Kendi Akıllarına TakılmışlarKitabı okudu
Reklam
Bu, dar kafalı, kendi akıllarına tıkılı, akılları bu yüzden tıkalı insanlarla tartışmak çok zordur, acılıdır. Onları ancak kendi tanımları, kurallarıyla tanıyabilirsiniz. İletişim, onların koyduğu kurallarla sağlanabilir. Bu akıl bağımlılarının gözünde, benim gibi biri, duygusal, mistik, kafası karışık, garip, edebiyatla felsefeyi karıştıran, 'sistematik' (onlar gibi) düşünemeyen, 'meczup' bir insandır. Elbette mantık derslerime girmemişlerdir. Girseler de kendi mantık düzenlerini terk edemedikleri için, neyin ardında olduğumu anlayamazlar, bir türlü.
Sayfa 35 - AKIL, Kendi Akıllarına TakılmışlarKitabı okudu
Bana bu akıllarına tıkılı insanlara haksızlık ettiğimi söyleyebilirsiniz. Sanmıyorum. Onların 'sistematiği' içine girmekten (eğer tepemi attırmamışlarsa!) korkmam. Pencereleri olduğuna inandıklarımla tartışabilirim de. Hem de onların düzeni içinde. Onların sahasında. Onların diliyle. Kendimi elimden geldiğimce paranteze alabilirim. Umudum, sistemlerinde gedikler bulup, onları kendi anlayışıma çevirmek değildir. Elbette sistemlerinde gedikler vardır. Belirsiz, iyice tanımlanmamış terimler. Çıkarım çarpıklıkları. Çünkü, insan, 'aksiyomatik' bir sistemle günlük yaşamını yürütemez. Günlük dili kullanarak, böylesine yıkılmaz kaleler kuramaz. Bu insanların 'mimari' zayıflıklarına saldırmanın hiçbir anlamı yoktur. Onlardaki takınaklı (obsesif) kişilik, zayıflıklarını türlü cambazlıklarla onarıverir! Bir ikisinin yüzlerine vurabilirsiniz özürlerini ya da imâ edebilirsiniz. Asıl iş, 'mimari' anlayışlarını tartışmaktır. Bu katı 'akıl yoğunluğuyla' yaşadıkları, yaşamaya çalıştıkları hayatın nasıl tutucu (kabız, zâbıt), tutup bırakmayan, dönüşmeyen, kendileriyle yüzleşmeyi engelleyen, iç bağımsızlığı ortadan kaldıran bir hayat olduğunu sezdirebilmektir. Sezmekten korktukları için akla abanırlar. Bunlardan 'yaratıcı', 'kalıpları kırıcı' insanların çıktığı çok az görülmüştür.
Sayfa 35 - AKIL, Kendi Akıllarına TakılmışlarKitabı okudu
Anlayan aklımız, en güdük kalmış aklımız. 'Anlama', denetleyen aklın egemenliğinde; 'işine geldiği gibi' anlama, 'sonuç almak için' anlama, 'görmezlikten gelmek için' anlamaya dönüşmüş. Bizden olmayanı, denetleyen aklımızın yatmadığını anlamayı, karşımızdaki insanın, kültürün, yaşam biçiminin 'kalbi olarak' anlamayı pek istememişiz. Anlamaktan korkmuşuz: Anlarsak, kabul edeceğimizden korkmuşuz.
Sayfa 42 - AKIL, Toparlayan AkılKitabı okudu
Neden hıyarlar var dünyada? Yanıt basit: Dünya bir bostan. Peki neden gülistân değil? Hiçbir zaman olmadı, belki. Kavga, güç elde etme savaşı, sahip olma kaygısı ile yaşanan çatışmalar. Ben merkezli, kültür merkezli, ırk merkezli dünya görüşleri... Yaşam kavgasının aman vermez zulmü altında ezilen insan, tarihi boyunca hıyarlığını inceltecek kültür ürünleri (sanat, bilim, din, düşünce alanlarında...) ortaya koysa da kendi yaşam alanını bostanların dışına çıkaramadı.
Sayfa 47 - İNSAN YÜZLERİ, Hıyarlar Devrim YapamazKitabı okudu
Reklam
Entel, bilgi küpü ama bilgisi iç dünyasına sızmamış. İç üzerine kitap yazıp, kendisini içinde göremiyor. Sözcük şaklatıyor. Felsefe yuvarlıyor. Bilgi kumkuması. Kibrinden, yüksek perdeden konuşmasından yanına varılamıyor. Ruhu kanıyor. Bakımsızlıktan iç dünyasını yaban otları bürümüş. Toplumsal, politik, ekonomik, kültürel çözümlemeler yapıyor. İçinden gelen sesleri dinlemesini bilmiyor. Kabalığı, hıyarlığı, yüksek düşünsel gücünden ve bilgisinden geldiği sanılıyor. Oysa, bilgisi ve düşünsel gücü, iç dünyasına ulaşamıyor. Hıyar böylece narşisist imgeler yaratıyor, kendisi hakkında. Bu imgeleri kendi sanıyor. Tapıyor bu imgelere. Bu, yarattığı 'kendi imgelerini' 'beslemek' için, kendisini sevecek insanlar arıyor. Kimseyi sevemiyor.
Sayfa 47 - İNSAN YÜZLERİ, Hıyarlar Devrim YapamazKitabı okudu
Ruhu kanıyor. Bakımsızlıktan iç dünyasını yaban otları bürümüş.
Sayfa 47 - İNSAN YÜZLERİ, Hıyarlar Devrim YapamazKitabı okudu
Bütün dünya bostana dönmüş dediğimde elbette kendimi de azılı hıyarların arasında görüyorum. Sıkıntım, keskin Freudgillerden dostların sanabileceği gibi, bir 'yansıtma' sorunu değil. İçimin hıyarlığını dışa vurup, herkes hıyar demiyorum. (Biraz etkisi vardır elbette!) Hıyarlık, çağımızın en büyük sorunlarından biri. İlim irfan yoluyla, 'hıyarsızlaştırma' kampanyaları ya da eğitimleriyle tez elden giderilebilir bir 'üst yapı' sorunu değil! Bir yaşama sorunu. İnsan olma sorunu.
Sayfa 48 - İNSAN YÜZLERİ, Hıyarlar Devrim YapamazKitabı okudu
Bir yaşama sorunu. İnsan olma sorunu. 'Sev' denmiş, 'say' denmiş. Bunların ince yaşam durumlarına nasıl uygulanacağı bilinmiyor. Nasıl seveceğim? Kendisi olabilen, kendi yaşamına sahip biri olarak nasıl seveceğim? Biricik bir insan olarak, biricik sevgilimi, yaşadığım biricik ortamlarda nasıl seveceğim? Biricikliğimizi yaşayabilme, genel ahlâk ilkelerinin özel durumlarda gerçekleştirilebilmesi, yaşama ustalığı burada. Yaşama ufukları dar; 'kendisiyle karşılaşmamış', giderek 'kendisine hiç rastlamamış' insanların dünyasında hıyarlaşma hızlanıyor. Güçleniyor.
Sayfa 48 - İNSAN YÜZLERİ, Hıyarlar Devrim YapamazKitabı okudu
79 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.