Anlayan aklımız, en güdük kalmış aklımız. 'Anlama', denetleyen aklın egemenliğinde; 'işine geldiği gibi' anlama, 'sonuç almak için' anlama, 'görmezlikten gelmek için' anlamaya dönüşmüş. Bizden olmayanı, denetleyen aklımızın yatmadığını anlamayı, karşımızdaki insanın, kültürün, yaşam biçiminin 'kalbi olarak' anlamayı pek istememişiz. Anlamaktan korkmuşuz: Anlarsak, kabul edeceğimizden korkmuşuz.