Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönülden Bilime

Ahmet İnam

Gönülden Bilime Sözleri ve Alıntıları

Gönülden Bilime sözleri ve alıntılarını, Gönülden Bilime kitap alıntılarını, Gönülden Bilime en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oysa, çoğunlukla öyle olmuyor. Eğitimcinin gelecek gibi bir 'kültürel', 'eğitsel' kaygısı yok. Geçim sıkıntısına dayalı gelecek endişesi var sadece. Bilgi diye bana sunduklarını kendisi bile anlamış, heyecan duymadan, zaman zaman sinirlenerek, bıkkınlıkla anlatıp duruyor. Eğitici olmaktan bin pişman. Keşke doktor, keşke mühendis, işletmeci, tüccar olsaydım diyor. Yorgun. Dizlerinde derman yok. Kendi gözüyle yorum yapabilecek, kendi süzgecinden bilgilerini süzebilecek gücü yok. Aşkı yok, öğrettiğine, öğrencisine, meslektaşına, kurumuna. Yaralı, bıkkın.
Sayfa 137 - BİLGİ-BİLİM-EĞİTİM, Öğütücü Değil EğiticiKitabı okudu
Şiire, 'söz' olarak bakılıyor; yalnız sözü söyleyenin kalbi olması gerekir: Söz kalpten çıkar: Gönülden. Eskiler sözü ikiye ayırırlardı: Kelâm-ı lafzî ve kelâm-ı nefsî. İlki, sözcüklerle söylenen sözdür. Yüreğinizle ilişkisi yoktur. Yüreğinizin yarılması, kanaması söz konusu değildir. Profesyonel söz söyleyiciler, şiir taklitçileri, söz taşeronları, sözcük operatörleri: 'Kutadgu Bilig' sizi söylemiyor. Sözden yüreğe, kalbe, kalpten söze varamayanlar. Şairimsiler. Şuur yoksunları. Söz simsarları. Dünyanın kirliliği yalnızca havada, suda olmuyor. Sözcükler kirleniyor.
Sayfa 23 - AKIL, Şiir ve AkılKitabı okudu
Reklam
Bana acı veren insanların başında, kendilerinin rasyonel olduğunu söyleyenler gelir. Gerçekten de, 'kafalarına göre' rasyoneldirler. Kendilerine göre belirli ilkeleri, tavırları, aydınlık kılınmış kavramları, kuralları önceden belirlenmiş çıkarım yolları vardır. Binalarını kurarlar ve içinde otururlar. Sonra varsa birkaç pencereleri bakarlar; dünyayı, kurdukları ev mimarisiyle görürler. Kurallar ve ilkelerle zapt u rapt altına alınmış cihanı, kendi kafalarındaki düzeni, evrenin düzeni sanmalarından kaynaklanır.
Sayfa 35 - AKIL, Kendi Akıllarına TakılmışlarKitabı okudu
Eğitimimiz anlayan aklı, büyük ölçüde anlayamıyor. 'İstendik davranış'ları gösterene "hah, anladın!" diyor, sınıflarını geçiriyoruz. Başka bir yolumuz da yok gibi görülüyor. Sorulan sorulara yanıt vermiş, verdiğimiz ödevleri zamanında, doğru olarak yapmış, çalıştırılması gereken âletleri çalıştırmış, deneyleri gerçekleştirmiş, ameliyatları başarmışlar. Uzman olmuşlar. Gözlerine baktığım zaman şunu görüyorum: Beni insan olarak anlayamamalarının özrünü, ayıbını, uzmanlıklarının ardına sığınarak kapamaya çalışıyorlar.
Sayfa 20 - AKIL, Anlayan Aklın SınırlarındaKitabı okudu
Şiiri, şiir olmayan besler. Alelâde, şiire karşıdır, sıradanlık, yozluk, vasatî olan, ortalama olan, ortalıkta olan. Bunların hepsi karşı şiirdir. Karşı şiirdir ki şiiri besler. Şiirin kalbi, şiiri yıkmaya çalışan güçlerle atar. Alelâdeyi, sıradanlığı, esir edip, onu şiire râm ederseniz, şiir karşıtını yok etmiş olur, karşıtıyla beslenemez.
Sayfa 23 - AKIL, Şiir ve AkılKitabı okudu
Entel, bilgi küpü ama bilgisi iç dünyasına sızmamış. İç üzerine kitap yazıp, kendisini içinde göremiyor. Sözcük şaklatıyor. Felsefe yuvarlıyor. Bilgi kumkuması. Kibrinden, yüksek perdeden konuşmasından yanına varılamıyor. Ruhu kanıyor. Bakımsızlıktan iç dünyasını yaban otları bürümüş. Toplumsal, politik, ekonomik, kültürel çözümlemeler yapıyor. İçinden gelen sesleri dinlemesini bilmiyor. Kabalığı, hıyarlığı, yüksek düşünsel gücünden ve bilgisinden geldiği sanılıyor. Oysa, bilgisi ve düşünsel gücü, iç dünyasına ulaşamıyor. Hıyar böylece narşisist imgeler yaratıyor, kendisi hakkında. Bu imgeleri kendi sanıyor. Tapıyor bu imgelere. Bu, yarattığı 'kendi imgelerini' 'beslemek' için, kendisini sevecek insanlar arıyor. Kimseyi sevemiyor.
Sayfa 47 - İNSAN YÜZLERİ, Hıyarlar Devrim YapamazKitabı okudu
Reklam
Anlayan aklımız, en güdük kalmış aklımız. 'Anlama', denetleyen aklın egemenliğinde; 'işine geldiği gibi' anlama, 'sonuç almak için' anlama, 'görmezlikten gelmek için' anlamaya dönüşmüş. Bizden olmayanı, denetleyen aklımızın yatmadığını anlamayı, karşımızdaki insanın, kültürün, yaşam biçiminin 'kalbi olarak' anlamayı pek istememişiz. Anlamaktan korkmuşuz: Anlarsak, kabul edeceğimizden korkmuşuz.
Sayfa 42 - AKIL, Toparlayan AkılKitabı okudu
Saldırganlığın, kabalığın, kurnazlığın, insanları kullanmanın egemen olduğu bir çağda, bir 'kendini geçmişe bırakarak', geçmişle dingin ilişkiye girme yaşantısı olan, içinde üzüntüyle sevinci birarada taşıyan hüzün ortalıkta görünmüyor.
Sayfa 53 - İNSAN YÜZLERİ, MahzunKitabı okudu
Geçmişe hüzün bakışı bir 'ders alma' bakışı mıdır? Değildir. Hüzün, 'vaaz veren', kürsüde ders notlarını okuyan bir öğretmen değildir. Hüznün öğrettiğini anlayabilmek, hüzün üstüne hüzün yaşamakla olur. Çifte hüzün, hüzünlenmenin hüznüdür. Hüzün, 'kullanılacak', yararlanılacak, sömürülecek bir yaşantı değildir.
Sayfa 53 - İNSAN YÜZLERİ, MahzunKitabı okudu
Aklı mutlaklaştırmak, aklın sınırlarını bilmemekten kaynaklanır. Akıl, zaman zaman keşfettikleriyle, icâd ettikleriyle sarhoş olur; doğanın tüm gizlerini çözdüğünü sanır. Bu geçici bir 'güven' dönemidir; ardından gelen 'kriz'ler akla 'haddini bildirir'.
Sayfa 32 - AKIL, Aklımın DediğiKitabı okudu
79 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.