Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mikroplar Dünyayı Nasıl Yönetiyolar

Görünmez Güçler

Bernard Dixon

Görünmez Güçler Sözleri ve Alıntıları

Görünmez Güçler sözleri ve alıntılarını, Görünmez Güçler kitap alıntılarını, Görünmez Güçler en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Harold Scott
"Kolera , tüm salgınların belki en dehşet vericisidir : O kadar hızlı seyredebilir ki , sağlıklı bir insan bir gün içinde ölebilir ve akşam karanlığında gömülebilir."
Tifüs Virüsü ( Rickettsia prowazekii)
"Zinsser Sıçanlar, Bitler ve Tarih'te şöyle yazıyordu : ' Şimdiden sonra Napolyon'un baş düşmanları tifüs ve dizanteri olmuştur. 19 Ekim'de Moskova'dan ricat başladığında elde görev yapabilecek 80.000'den fazla asker kalmamıştı. Askerler hiçbir bakım görmeden, aç ve üşüyerek çürük saman yataklarında kendi pislikleri içinde yatıyorlardı. Deri ve hatta insan eti yemeğe mecbur kalmışlardı. Napolyon'un Avrupa'daki gücünü yıkan, askeri rakiplerinin marifeti değil, Rickettsia prowazekii'dir. "
Reklam
Bu organizmaların ve kuzenleri mikropların, yaşam üzerinde, boyutları ve görünmezlikleriyle tamamen orantısız olan etkileri bulunduğunu göstermektedir. Birincisi, dünya üzerinde küçük olan bazı canlılar ile en büyük yaratıklar arasındaki büyüklük farkını düşünelim. Küçük bir bakteri 0,000000000001 gram kadardır. Mavi balina 100.000.000 gramdan fazladır. Yine de bir bakteri, bir balinayı öldürebilir.
Kara Ölüm
Bilinen en dehşet verici ölüm ve hastalık Avrupa'yı 1347'de ziyaret etti. Bu yıl, daha sonra Kara Ölüm olarak bilinen Büyük Veba Salgını'nın başladığı yıldı. Bubonik veba sadece dört yıl içinde 75 milyon insanın en az üçte birini öldürmüştü. Yersinia pestis adlı bakterinin yaptığı bu korkunç, öldürücü salgın hastalık en az 8 yılda bir geri dönüp bir sonraki yüzyılın dörtte üçünü kaplayan sürede insanların 75'ini silip götürdü.
Bilim insanı olmayanların sinirliliği ahududu reçeline veya baş ağrısını elektrik direğine bağlaması karşısında bilim insanları kurnazlıkla alçaltıcı bir sözcük olan "mantıksız"a sarılmaktadırlar.
Sayfa 89 - "zırva"
Mikroorganizmaların öyle bir uyumluluk yeteneği ve değişkenliği vardır ki, insanla ve diğer "yüksek" organizmalar denilen canlılarla karşılaştırıldıklarında, kuşkusuz dünya yüzeyine yerleşmeye ve onu değiştirmeye bizler ve geri kalan çağdaşlarımız sahneyi ilelebet terk ettikten çok sonra da devam edeceklerdir. Dünyayı makroplar (makroorganizmalar!) değil, mikroplar (mikroorganizmalar) yönetmektedir.
Reklam
Legionella pneumophila virüsü
"Çevre halkından hastalanan iki kişi - biri , köpeğini merkez yakınlarında dolaştırıyor, diğeriyse merkezden çeyrek mil ötede oturuyordu - herhalde rüzgâra karışan egzoz gazıyla infekte olmuşlardı."
İnsanlık tarihinin çeşitli zamanlarında, kaydedilen tüm ölümlerin yüzde 10'undan çiçek virüsü sorumlu olmuştur. Çiçek, 17. yüzyıl Avrupası'nda veba, cüzzam ve sifilizi (frengi) geçerek kıtanın en tehlikeli salgın hastalığı olmuştur. Çiçek hastalığından çok korkulmasının nedeni, kurbanlarının yüzde 20'sinden fazlasını öldürmek yanında, sağ kalanların yüzde 65-80'inde, en sık yüzde görülen, derin ve kalıcı çiçekbozuğu izleri bırakmasıdır.
Sayfa 64 - Kırmızı KediKitabı okudu
Rönesans ve mikroplar
Tarihçi ve rahip Francis Aidan Gasquet 1893'te yayımlanan The Great Pestilence (Büyük Veba Salgını) adlı kitabında, Kara Ölüm'ün 14. yüzyılda başlayan dini ve politik ayaklanmaları nasıl pekiştirdiğini ve böylelikle Ortaçağ'ın sonunu ve modern bir dünyanın başlangıcını nasıl müjdelediğini belirtmiştir. Daha sonra araştırıcılar bu görüşü, önemli bir noktayı ekleyerek onaylamışlardır. Bugün anlıyoruz ki veba salgınları, yiyecek, barınma ve iş konusunda rekabetin çok azaldığı bir Avrupa toplumu yaratmıştır. Toplumsal alt sınıflarda bulunan insanlar bile önceden hiç olmadığı şekilde zengin olmuşlar, zenginler de ölen akrabalarından kalan mirasla daha zenginleşmişlerdir. Böylelikle, Rönesans için gerekli koşullar oluşturulmuş ve bugünkü Avrupa'nın şekli ve karakteri önceden belirlenmiştir.
Peynirlerinde S. Dublin bulunan küçük bir aile işletmesi olan mandıranın sorumluları, bilerek çiğ ve olgunlaşmamış ürünlerini satmayı yeğlemişlerdir. Muhtemelen, besin ürünlerinin üretimindeki onlarca yıllık deneyimleri görmezden gelmeye ve bunların yerine doğanın en iyisini bildiğine inanmaya karar vermişlerdir.
Sayfa 173 - S. Dublin
Reklam
Çiçek hastalığının tarihe gömülmesi
1960'ların başında çiçek halen 31 ülkede endemikti: 1967'de DSÖ asıl küresel eradikasyon programını başlattığında bu ülkelerde toplam nüfus bir milyarı geçiyordu. Bundan sonra, çiçek virüsü yenilgi üzerine yenilgi yaşadı. Virüs; Haziran 1970'te Batı ve Orta-Afrika'dan, Nisan 1971'de Brezilya'dan ve Ocak 1972'de Endonezya'dan silinmişti. Bangladeş'teki savaş, seller ve diğer sorunlar programı aksatsa da Ekim 1975'te çiçek bu ülkeden de silinmişti. Son zaferler Doğu-Afrika'da kazanıldı; son olgular Etiyopya'da Ağustos 1976'da ve Kenya'da 1977'in başlarında kaydedildi. Kısa sürede, Somali, çiçek hastalığının tüm dünyada görüldüğü tek yer olarak kalmıştı. Çiçek, 1977'de Somali'nin güneyinde aniden yayılmaya başladı. Ancak DSÖ ekiplerinin geniş çaplı ilk yardım girişimleriyle bu alevlenmenin önüne geçildi. Ekim ayında, Merka şehrinde 23 yaşındaki hastane aşçısı doğal çiçek infeksiyonuna yakalanan son kişi olarak dünya tarihine geçti. Tam bir zafer elde edilmişti.
Orwell ve Austen, Molière ve Balzac, Keats ve Browning şu veya bu şekilde tüberkülozdan çektiler. Hiçbir infeksiyon edebiyat ve sanata tüberküloz kadar etki etmemiştir; bunda belki de tüberkülozun uzun sürmesinin ve vücudun hemen hemen her yerini etkilemesinin rolü vardır.
"William Sproat isimli bir gemici, Britanya'daki doğrulanmış ilk Asya kolerası vakası oldu. Ama, salgını sınırlandırmaya yönelik tüm erken çabalar başarısız kaldı; bunun nedeni kısmen, patronlar ve işçilerin ticaret için kötü olacağını düşünerek karantinaya ve diğer önlemlere karşı çıkmalarıydı. Forth körfezi kıyıları ve uzak adalara giden gemilerde hastalanan yolcular, kıyıya atıldılar ve ölmeye terk edildiler. İkisi umutsuz hasta olan üç dilenci kadın, Edinburgh yakınlarında kaldıkları pansiyondan çıkarıldılar ve yolun kenarına atıldılar."
1970'lerde ve 80'lerin başında, süt kaynaklı salmonellozlar, en az 3500 kişiyi kapsayan ve 12 ölümün görüldüğü 50 salgınla önemli bir sorundu. Bu, 1983'te pastörizasyonu zorunlu kılan kanun değişikliğine zemin hazırlamıştır.
Sayfa 172 - Kırmızı KediKitabı okudu
Napolyon'un Avrupa'daki gücünü yıkan, askeri rakiplerinin marifeti değil, Rickettsia prowazekii'dir.
Sayfa 40 - Kırmızı KediKitabı okudu
71 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.