Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Görüntünün Müziği Müziğin Görüntüsü

Cem Pekman

Görüntünün Müziği Müziğin Görüntüsü Gönderileri

Görüntünün Müziği Müziğin Görüntüsü kitaplarını, Görüntünün Müziği Müziğin Görüntüsü sözleri ve alıntılarını, Görüntünün Müziği Müziğin Görüntüsü yazarlarını, Görüntünün Müziği Müziğin Görüntüsü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaşadığımız dünya göstermektedir ki, müzik üretimi var olanı onayan ve olumlayan örneklerle, birbirinin tekrarından öteye geçememektedir. Adorno ve Horkheimer'in söylediği gibi "bugün kültür her şeyi birbirine benzetiyor. Sinema, radyo, dergiler bir sistem oluşturuluyor. Her alan kendi içinde ve diğerleriyle uyum sağlıyor" Yaklaşık 200 yıldır bireysel bir deneyim olmaktan çıkan müziğin üretim aşaması gibi, anlatmak istedikleri de artık bireysel deneyimlerimizin ötesine geçiyor. Görüntüler bize şarkıdan ne anlamamız gerektiğini telkin ediyor, "örselenmiş" bir hayatı değiştirecek olan tek öznenin insanın kendisi olduğu gerçeğini gizlemeye çalışıyor.
Televizyon ekranında görülen gerçekliğe eklenen müzik, hem görüntünün metin olarak üretilme sürecinde yönetmenin duruşunu belirlemekte, hem de izleyicinin zaten dolayımlı olarak ekrana ulaşan gerçekliği algılamasına bir müdahalede daha bulunmaktadır. Felaket görüntülerinde çekim açıları, ölçekler ve ritim, gerçekliğin dolayımsız bir biçimde ekranlara aktarıldığı yanılsamasını yaratırken, bu görüntülere eşlik eden müzik gerçekliğin öznelleştirilme ve estetize edilme sürecinde başrolü oynamaktadır.
Reklam
Sinemada müzik
Kültürel anlamlandırma pratiklerinin bir parçası olarak sözlerin ve kimi zaman görüntülerin eksik bir biçimde ifade ettiğini tamamlamaya ve anlam haritasına bir bütünlük kazandırmaya yaramaktadır.
Alfred Hitchcock
Filmde kemanların çok tiz glissandoları vardır. Sanki kemanlar çığlık çığlığadır. Tuhaf bir sestir bu. Zaten Bernard Hermann'a bu sesi nasıl elde ettiği çok sorulmuş. Bu müzik filmde üç yerde kullanılmıştır. Birincisi ünlü banyo sahnesidir; burada o hızlı kurguyla birlikte kullanılmıştır. İzleyicinin çığlığını yaylılar anlatıyor gibidir.
(…) Ksilofon, kullanılan müziklerin tümünde yer alır, melodiyi çalmadığı durumlarda ise bir süsleme aracı olarak davranır. Biraz verdiği ses tonundan, biraz da kayıttan olsa gerek, ksilofonun uğultusu bütün müziği bastırır. Batı sinemasının film müziklerinde ksilofonun bu tarz kullanılması, filmdeki sahnede rüya etkisi sağlamak içindir. Bu açıdan melo müzikleri, duyguları müzikle betimleyip seyircide duygusal boşalımlar oluşturmaya çalışırken, bir yandan da seyirciye rüyadaymış hissini vermek suretiyle bu duygusal birikimlerin şiddetini azaltmaktadır (Bu özellik arabesk filmlerde yoktur. Müzik acıların altını çizer fakat böyle bir yatıştırma görevini üstlenmez). Simbal ve vurmalı çalgılar da melodram filmlerinin müziklerinde önemli rol oynar. Olaylar karşısında oyuncunun büyük bir şok içerisinde olduğu vurgulanmaya çalışılır. Melo müziklerin çalınışları, o andaki konuya ve görüntüye bağlı olarak değişmektedir. Neşeli ve mutlu anlar normal tempoyla çalınırken, acılı anlarda tempo ağırlaştırılır. Aynı şekilde, kadın karakter yalnız başına bir mekânda oturur, sevgilisini düşünürken (daha doğrusu ona âşık olduğunu anlarken), ksilofon solo olarak melodiyi yavaş bir tempoyla çalar.
Sayfa 102Kitabı okudu
Acar Film’in renk işlemesinden ortaya çıkan görüntülerde macenta tonunun hâkimiyeti vardır. Bunun dışında renkler biraz abartılı ve hattâ sature (doygun) olarak nitelenebilir. Bu tarz renk anlayışını isler kitsch olarak kabul edelim, ister Türk sinemasının laboratuvar işlemlerinin yetersizliği olarak görelim, ister Abdurrahman Color* diyerek bunu özel bir sistem olarak kabul edelim, sonuç ne olursa olsun, bu şekildeki görüntüler, şarkılı melodram filmlerine ayrı bir hava vermiştir. Oysa siyah-beyaz olarak çevrilen şarkılı-melodramlarda bunu bulabilmek imkânsızdır. Renkli filme geçiş şarkılı sahnelere ayrı bir estetik getirmiştir: Örneğin kadın şarkıcının görüntüsünün prizmadan geçirilerek filme alınması ve sonuçta ortadaki kafanın etrafında 4-5 kafanın sağa sola dönmesi; polarize filtreler yardımıyla, sahnedeki projektörlerin çarpı şeklindeki parlamalarının döndürülmesi vs.
Sayfa 98 - * Nilgün Abisel bu terimin sinemacılar arasında yaygın olduğunu belirtmektedir (1994: 105).Kitabı okudu
Reklam
Yaşadığımız dünya göstermektedir ki, müzik üretimi var olanı onayan ve olumlayan örneklerle, birbirinin tekrarından öteye geçememektedir. Adorno ve Horkheimer’in söylediği gibi “bugün kültür her şeyi birbirine benzetiyor. Sinema, radyo, dergiler bir sistem oluşturuyor. Her alan kendi içinde ve diğerleriyle uyum sağlıyor". Yaklaşık 200 yıldır bireysel bir deneyim olmaktan çıkan müziğin üretim aşaması gibi, anlatmak istedikleri de artık bireysel deneyimlerimizin ötesine geçiyor. Görüntüler bize şarkıdan ne anlamamız gerektiğini telkin ediyor, “örselenmiş” bir hayatı değiştirecek olan tek öznenin insanın kendisi olduğu gerçeğini gizlemeye çalışıyor.
Naim Dilmener, Kral TV deneyiminin, müziğin önüne iki ağır fatura çıkardığına işaret etmektedir. Bunlardan birisi, görselliğin artık tamamen müziğin önüne geçmesidir. “Artık ‘ses’ olmadan şarkıcı olunabilecek ama ‘gençlik-güzellik’ olmadan asla kapılardan içeri girilemeyecektir”. Dilmener, Türkiye’nin ilk müzik televizyonunun yol açtığı ikinci ağır sonuç olarak ise, müzik endüstrisinin “klip tuzağı”na düşmesini göstermektedir. Süreç içerisinde, klip yayınları bir tarifeye bağlanmış, bedelini ödemeyenin klibi televizyonlarda yayınlanmamıştır. Klip yayınını promosyon yolu olarak gören müzik endüstrisi için, tüm prodüksiyon maliyetlerine yakın seviyelerde maliyetlerle klip çekimlerinin yapıldığı bu dönem, endüstrinin gelişiminde yeni ve alışılmadık bir aşamadır (Dilmener 2003:361-362).
Mirkelam, “seyredilen müzik” olgusunun tipik bir örneğidir. 25 Mayıs 1995’te ilk albümünü yayınlayan Mirkelam, müzik üretmekten çok, bir malı pazarlama mantığıyla hareket eden yapım şirketlerinin bir ürünüdür. Baştan sona hesaplı kitaplı bir sürecin sonucudur. Daha önce kimse tarafından tanınmayan Mirkelam, sürekli koştuğu klibi sayesinde ilk gün 200.000 adetlik bir satış rakamına ulaşmıştır.
43 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.