Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Göstergebilimsel Serüven

Roland Barthes

Öne Çıkan Göstergebilimsel Serüven Gönderileri

Öne Çıkan Göstergebilimsel Serüven kitaplarını, öne çıkan Göstergebilimsel Serüven sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Göstergebilimsel Serüven yazarlarını, öne çıkan Göstergebilimsel Serüven yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dil sözleşmeye dayanan (bir bölümüyle buyrultusal [keyfi] ya da daha doğrusu nedensiz) bir değerler dizgesi olduğu için bireyin tek başına yol açtığı değişikliklere karşı direnir, bu nedenle de toplumsal bir kurumdur.
Sayfa 31 - Yapı Kredi Yayınları
Şehir bir yazıdır; şehirde dolaşan kimse bir başka deyişle şehri kullanan ve yaşayan kimse (yani biz hepimiz), kendi zorunlukları ve yer değiştirmelerine göre sözcenin parçalarını ayırıp bunları gizlice, kendine göre gerçekleştirmek isteyen bir okura benzer. Bir şehirde dolaştığımızda, hepimiz, bir tek dizesini değiştirdiğimizde farklı bir şiirle karşılaşacağımız Queneau'nun 100 000 Milyon Şiir'inin (100 000 millions de poèmes) okuru durumundayız demektir. İşte bizler de, bir şehirde yaşadığımızda, farkında olmadan biraz bu öncü okur konumunda bulunuruz.
Sayfa 214 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Modern insan, kentlerin insanı yaşamını okumakla geçirir. Öncelikle ve de özellikle görüntüleri, el kol-baş hareketlerini, davranışları okur: Şu otomobil bana sahibinin toplumsal statüsünü, şu giysi bana şaşmaz biçimde onu giyenin konformizm ya da eksantriklik derecesini, şu aperitif (viski, perno** ya da beyaz şarap ile frenk üzümü likörü karışımı) de konuğumun yaşam tarzını belirtir.
Sayfa 185 - Yapı Kredi Yayınları
(...) dil her zaman için, hatta bireysel düzeyde bile toplumsallaşmıştır, çünkü bireyle konuşurken her zaman belli oranda onun dilini, özellikle de sözcük dağarcığını ("dil alanında özel mülkiyet yoktur") kullanmaya çalışırız:
Sayfa 35 - Yapı Kredi Yayınları
Dil, bir bakıma, dilyetisi eksi Sözdür: Hem bir toplumsal kurumdur, hem de bir değerler dizgesidir. Toplumsal kurum olarak, hiçbir biçimde bir edim değildir, her türlü önceden tasarlamanın dışında kalır; dilyetisinin toplumsal bölümüdür. Birey onu tek başına ne yaratabilir, ne de değiştirebilir. Özü bakımından, ortaklaşa bir sözleşmedir, bildirişim kurmak istenirse buna tümüyle uymak gerekir; üstelik bu toplumsal ürün, kuralları olan bir oyun gibi özerktir, çünkü, ancak öğrenildikten sonra kullanılabilir.
Sayfa 30 - Yapı Kredi Yayınları
Göstergeler amatörü, yani göstergeleri seven kimse; şehirlerin amatörü yani şehirleri seven kimse. Çünkü ben hem şehirleri hem de göstergeleri seviyorum.
Sayfa 207 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
Bu gösterilen tektir ve bütün reklam bildirilerinde her zaman aynıdır: Bir tek sözcükle belirtecek olursak, ilan edilen ürünün mükemmelliğidir bu. Çünkü, her ne kadar Astra ya da Gervais hakkında gerçek anlamda bir şey söylenmiş olsa da, sonuçta bana bir tek şey söylenmiş olur: Astra yağların en mükemmeli, Gervais de dondurmaların en mükemmelidir. Bu tek gösterilen neredeyse bildirinin temelini oluşturur, bildiri sunmadaki amacı tümüyle tüketir
Açılmamış kitap kolilelerini yokladım ve bir çok sürprizle karşılaştım. Okuduğum kitapları hatırladım:
Böyle Buyurdu Zerdüşt
Böyle Buyurdu Zerdüşt
,
Öteki Renkler
Öteki Renkler
,
Göstergebilimsel Serüven
Göstergebilimsel Serüven
,
Akıl Tutulması
Akıl Tutulması
,
Edebiyat Kuramı
Edebiyat Kuramı
,
Şarkiyatçılık
Şarkiyatçılık
gibi daha niceleri. İlk abone olduğum edebiyat dergilerinden KitapHaber dergisini gördüm: 1998, 1999 yıllarına ait. 8.sayısında Şair İbrahim Tenekeci'yle söyleşmiş. Ne demiş İbrahim Tenekeci: "Şiir işaret fişeği gibidir, gösterir ama götürmez." 10. sayısında (Haziran 1999) İsmet Özel'le söyleşmiş. Ne demiş: "Sen tavşan sanıyorsun; ama o zafer işareti, sen zafer işareti sanıyorsun; ama o tavşan." 1997-2006 arası yayımlanmış bir dergiydi. Yine çok kısa soluklu bir dergi: Müsvedde'nin tek sayısı elime geçti. 11-12 sayı sürdü. Bendeki 10.sayı. 2010 yılına ait. Arkadaşlarımın yazıları ve şiirleri var. (Edebiyat) Dergiler genelde kısa soluklu oluyor ve kısa bir edebiyat tarihi veriyor bize.
Şehir bir söylemdir; bu söylem de gerçekten bir dildir: Şehir, sakinleriyle konuşur; biz, içinde bulunduğumuz kenti konuşuruz; bunu da orada yaşayarak, orada dolaşarak, ona bakarak yaparız. (...) Tıpkı sinema dili ya da çiçeklerin dili gibi şehrin dilinden eğretilemeli olarak söz etmek son derece kolaydır.
Sayfa 210 - Yapı Kredi Yayınları
Dil kendi kumaşından yapılmış yamalarla kaplı bir giysidir.
Sayfa 180Kitabı okudu
25 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.