İlk sayfadaki mektubun sahibi Hanımnine, affedersiniz, Hüseyin Rahmi’nin kalemine dil uzatarak beni de bir o kadar sıktınız. Bu adam mükemmel yahu! Ah hanımnineciğim, her şeye rağmen yine de teşekkür ederim, niyetiniz yanık kilotlu çoraplı kısır partisinden ibaret hayatınızı renklendirmekseydi de, böyle bir eserle buluşmamıza vesilesiniz neticesinde. Hürmetler efendim.
Ah küçücük, zerrecik bir şey olsaydım da yazarın kulağından girip beyninden çıksaydım; o beynin her bir kıvrımında Gulyabani ile karşılaşana dek tur atsaydım! O hâlde hanımnine topluluğu ile altınlı maltınlı kısır cemiyetine katılmaya bile razıydım ya... Hayaller işte.
Yazarın “Ciddi ve âlim insanların tenkit ve tekdir dolu bakışlarını çekmeksizin sizi manevi âlemin kendimce olan sırlarında dolaştırdıktan sonra yine maddi dünyaya döneceğiz. Roman bir gariplikler mecmuası olmakla beraber, medeniyetin yirminci asrının zihinler için tayin ettiği makul sınırlar dahilinde neticelenecek.” beyanındaki makulluk henüz uğramadı bana, ha bana kalırsa hiç uğramasın da; zira hokkabaz sandığından fırlama Samsam, Gamgam, Yamyam ve türevleri iyi arkadaşlık ettiler bana, birlikte bol tekerleme okuyup eksik tahtalarımı gıcırdattık. Efendim çiftlik perisi mi ararsınız, yoksa siyahi bir peri mi, aşık mı yoksa Şeytan isimli bir ev köpeği mi? Hiç endişelenmeyin, hepsinden bol bol var.
Okumaktan bir zarar çıkmaz, hatta bol şamata çıkar, en kötü delirirsiniz.
˚✧₊⁎⁺˳✧༚Delimiz akıllımız hep böyleyiz güpegündüz rüyalarda gezeriz. ˚✧₊⁎⁺˳✧༚
-La Fontaine
İyi okumalar, tatlı rüyalar! ♥︎
