Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gün Batarken

Bekir Büyükarkın

Gün Batarken Sözleri ve Alıntıları

Gün Batarken sözleri ve alıntılarını, Gün Batarken kitap alıntılarını, Gün Batarken en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Avurtları ne kadar çökerse çöksün, yüzü ne kadar sararırsa sararsın, mavi gözleri hep canlıydı. Kalın bıyıkları da saçları gibi sarıydı."
Savaşa bir kere daha lanet etti,insanlara küfretti,kendisi insan olduğu için kendisine küfretti!...Ve sonra ne kadar kovalarsa kovalasın Feride doldu gönlüne,içine.Gözlerinin önünde canlanıverdi o taptaze kız,buram buram sevda tüten kız.
Reklam
Conkbayırı'nı duman ve ateş tabakası örttüğü zaman şehitlerin üzerine bir kefen serilmişti sanki..
Sayfa 254 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
İşte burası, savaş sırası karanlığa gömülmüş İstanbul evlerinden biriydi. Daha bunun gibi binlercesi vardı. Duygularını, arzularını, acılarını, biraz da ümitlerini duvarlarla paylaşan insanlar yaşardı içinde.
Sayfa 277 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Yarbay Mustafa Kemal Bey'in Tümeni!
Kolordu Kurmaybaşkanı Yarbay Fahrettin Bey onlara Maydos'a gideceklerini söyledi; 19'ncu Tümen emrine...
Sayfa 151 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
İnanmanın sonucuydu belki de bu. İnanmak ve inandığının arkasından gitmek...
Sayfa 248 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Bekir hocamın enfes satırlarından sadece birisi...
"İstiyordum ki, burada bulanacağımıza seninle bir deniz kenarında olalım! Ya da deniz gören yüksek bir yerde. Kuşbakışı seyredelim denizi. Diz dize, yan yana, çekinmeden. Endişemiz olmasın, sevgimiz yarıda kalmasın. Belki de bu benim başka bir yönüm. Özgürlük isteyişim, tutkumun hudutsuz olması, renkler, şekiller, tabiatın hırpalanmamış güzelliğiyle beraber yaşama arzusu. Gölge düşmemiş, dile gelmemiş bir sevda..."
Sayfa 41 - Ötüken YayıneviKitabı okudu
Gerilerde kimler kalmamıştı ki? Evvelâ çökmüş bir vatan vardı. Sonra Yüzbaşı Arif'in annesi vardı. Üsteğmen Eşref'in eşi duruyordu. Gayret Remzi görünürlerde yoktu. Onu çölden çekip çıkartan Zehra kimbilir ne âlemdeydi? Bursalı Osman ne yapıyordu? Bunlar gibi birçokları, yüzlercesi, binlercesi ellerini göğe kaldırmışlar, günün doğmasını bekleyeceklerdi..
Sayfa 374 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Mustafa Kemal, "Gidiyoruz!" dediği zaman Şevket ve atına binmek üzere olan Ragıp yerdeki çorba izlerine bakıyorlardı. Ne yazık ki biraz sonra güneş, o izleri kurutacak, yok edecekti. Gönül ne kadar isterdi ki, yerdeki lekeler hiç kaybolmasa da ilerde buradan geçecek olanlara birisi kan lekeleriyle karışmış çorbaları göstererek, "Burada savaşın içinde savaştan öte bir ömür gizlidir! O ömre değer verin!" diyebilseydi.
Sayfa 303Kitabı okudu
"Yine görüşeceğiz! Bu günleri ileride beraber tatlı tatlı anacağız. Öyle değil mi Gayret Remzi, sana söylüyorum Gayret Remzi?" Gayret Remzi başını çevirmedi, "Git teğmenim," dedi, "Şu şehitleri çiğnemeden nereden geldiysen oraya git. Sarı Albay'ıma selâm söyle! Biz yıkılmadık! Bizi, biz yıkarsak ona da bir şey diyemem. Hepsi bu kadar!"
Sayfa 247 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Hüseyin Bey oturdu. Aklına nereden geldiyse belki de Ahmet'i unutabilmek için: "İttihatçılar vatanlarını severler!" dedi. Sonra ekledi, "Yalnız nasıl sevileceğini bilmezler. Bunun için de tırmalayıp dururlar."
Sayfa 298 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Mehmetçik Bir Bütündü, Bir Dayanak, Bir Ümitti!
Yüzbaşı, "Mehmetçikler!" dedi. Ragıp, bu kelimenin ılıklığıyla bir anda ısınıverdi.. Halbuki Boğazdan esen bir rüzgâr onları üşütmeye başlamıştı. "Mehmetçik" kimdi? Şu yanık yüzlü delikanlı mı? Yoksa şu kücücük boyuyla arkadaşları arasında dolaşan Bursalı genç mi? Ya da Erzurum'dan, Antep'den, Maraş'tan, Samsun'dan, Kars'tan kopup gelmiş Temeller, Satı'lar, Rızık'lar mı? Ne bu, ne de ötekisiydi. Mehmetçik bir bütündü bir dayanak, bir ümitti.
Sayfa 155 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Sonra alay kumandanı eliyle işaret etti: "Suraya bakın, şu patlayan topların bir kısmı manevra mermisi atıyor!" "Niçin efendim?" Alay kumandanı çok bunalmıştı. Çaresizlik içinde çırpındığı anlaşılıyordu. Durmamacasına tırnaklarını kemiriyordu. Etrafına düşen güllelere artık aldırmaz olmuştu. Adeta haykırdı: "Niçin mi? Topçularımızın mermileri tükenmek üzere. Piyade, topçuların kendisini desteklediğini sansın diye, manevra mermisi kullanılmasından başka çare göremedik. Biliyor musunuz siz; bizde topçu cephanesi yapacak fabrika bile yok. Başkalarına güvenmişiz hep. Ya da uyumuşuz! Uyutmuşlar!"
Sayfa 189 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Bir boşluk vardı ortada; birisi zamanı ayaklarının altına almış yamyassı yapmaya çalışıyordu. Ve Ragıp yine düşünüyordu; gürleyen topların, fırlatılan el bombalarının, çizgi çizgi makinalı tüfek artışlarının arasında, geleceğe ümitle yaslanamıyor, şu muhabere eri gibi bir türlü mutlu olamıyordu!
Sayfa 179 - Ötüken NeşriyatKitabı okudu
Insanlar yalnızken bütün oluyordu. Yanında başkaları bulununca bu bütünlük kayboluyordu. Yarıya bölünüyor, çeyrekleşiyor, hatta 10'da 1'e iniyordu. Öyleyse insanlar bütün olmaktan niçin korkuyorlardı? Kendilerini görmemek için mi yoksa bütünlükleri yeterli olmadığından mı?
Sayfa 161Kitabı okudu
75 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.