Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güncel Kelam Tartışmaları

Enis Doko

Güncel Kelam Tartışmaları Sözleri ve Alıntıları

Güncel Kelam Tartışmaları sözleri ve alıntılarını, Güncel Kelam Tartışmaları kitap alıntılarını, Güncel Kelam Tartışmaları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu bilim gemisi bizim gemimiz değildir. Yani ben şöyle düşünmüyorum; bu gemiye biz bir binelim, orada kafalarız birkaçını, bizim istediğimiz yere götürürüz falan kanaatinde değilim. Bizim bir Nuh'un gemisini inşâ etmemiz lâzım, yani bu gemi o gemi değil, bizim Nuh'un gemisine ihtiyacımız var. Ve bilmeliyiz ki Nuh'un gemisi bizi sırat-ı müstakime götürecek olandır. Bunu nasıl inşâ edeceğiz bilmiyorum.
Sayfa 119
Beyin yapısı itibariyle bir klavye gibidir. Nöronların hepsi birbirine benziyor. Ama klavyenin tuşlarının farklı fonksiyonları gibi beynin bölgelerinin de farklı fonksiyonları var.
Reklam
Stephan Hawking The Grand Design kitabında " bırakalım canlı türleri arasındaki geçişleri ve evrimi biz artık" " neden yokluk değil de bir şeylerin var olduğunu ya da bir bütün olarak evrenin nasıl oldu da yokluktan varlığa çıkabildiğini" felsefe ve teolojiye ihtiyaç duymadan sırf bilimle sırf fizikle açıklayabiliyoruz, o halde Tanrı gereksizdir, diyor. Işte kelamcilar olarak ona gereken cevabı verebilmemiz ancak evren konusunda uzman olmamızla mümkün olmaktadır. Dolayısıyla evren konusu Tanrı hakkında konuşmada gerçekten önemli.
Ortaçağ'ın anlam dünyasına göre şekillenmiş klasik kelamın metodolojisi ve kavramsal yapısı modern dönemin ortaya çıkardığı problemlere yeterli derecede cevap verecek konumda değildir.
Matematiğin evrene uygulanabilirliği
1. Sayılar gibi matematiksel nesneler ya gerçekte yoktur ya zihinden bağımsız bir şekilde vardır ya da zihne bağlı kavramlar olarak vardırlar. 2. Matematiksel nesneler vardır. 3. Matematiksel nesneler, zihinden bağımsız var olamazlar. 4. Dolayısıyla matematiksel nesneler zihne bağlı kavramlardır. 5. Eğer matematiksel nesneler bir zihne bağlı kavramlarsa, ezeli, zamansız ve sonsuz bir zihin var olmalıdır. 6. Sonsuz, ezeli, zamansız bir zihin vardır.
Bunlardan belki de daha önemlisi, Kuantum mekaniğinin "bir nesneyi ölçme veya gözlemleme işleminin onun durumunu değiştireceğini" Postulat olarak kabul etmesidir. Buna göre hareket eden bir parçacığın konumu ve hızını, onu etkilemeksizin doğal haliyle ölçebilmenin imkanı yoktur. Ölçme ve gözlemleme faaliyeti nesneyi gerçekte olduğundan farklı kılıyorsa, bu durumda da ölçme ve gözlemlerle ortaya konan şey gerçekten doğanın kendisi midir yoksa gözlemleyenin ona verdiği şekil midir? Sorusu ortaya çıkmaktadır.
Reklam
Saim Yeprem hocanın müthiş tespiti.
"Bir varlık kendi kendini meydana getiremez" diyoruz. Tanrının nasıl meydana geldiğini açıklamak istediğimizde de O'nun hakkında bizatihi kâim nitelemesinde bulunuyoruz. Asıl mantıkî çelişkimiz işte burada ortaya çıkıyor.
Dawkins'e göre içinde yaşadığımız dünya, sadece fizik kanunlarının varlığı kabul edildiği bir evrende tam da olması gerektiği gibi, acı, şiddet, ve trajik olaylarla doludur. Farklı bir evren zaten düşünülemezdi. Dolayısıyla metafizik anlamda kötülük problemi yoktur.
...meşhur bir jeoloji profesörü var biliyorsunuz. Her konuyu her açıklama ya da sözü depremle ilgili bir şeyi bile bir şekilde mutlaka dine getiriyor veya bir yaratıcının olmadığı iddiası ile tamamlıyor. Evreni ve yaşamı evrimle açıklamaya çalışıyor, evrimi bilimsel ispatlanmış bir gerçeklik olarak sunmaya çalışıyor. Dolayısıyla bu kişinin söylediği her şey halk tarafindan bilimsel olarak algılanıyor.
Hülya Alper: Sonunda bizi agnostik yapacaksınız hocam! Saim Yeprem: Gerçekten agnostiklik eğer mümin değilseniz en sağlamıdır.
Reklam
Enis Doko: Aslında ahlakın objektif veya nesnel olmaması meselesi çok önemlidir. Dikkat ederseniz tartışma esnasında kötülük sorununa da değinildi ve hatta Dawkins rakibinin üstüne gitti. Kötülüğün var olduğunu ve bunun da beklentilerimize uygun olduğunu söyledi. Fakat nesnel manada kötülük yoksa ki başta Dawkins olmak üzere ateistlere göre yoktur, o zaman kötülük sorunu diye bir şey de olamaz. Çünkü nesnel olmayan bir şey ile siz argüman kuramazsınız. Size göre kötü olan şey, bana göre kötü olmuyor.
Geçtiğimiz yüzyılın en büyük keşiflerinden biri sayılan ve dine uygun şekilde fiziksel evrene bir başlangıç addeden Big Bang Teorisinin önemli kuramcılarındam birisi olan astronom George Lemaitre'nin (1894-1966) aynı zamanda bir papaz olduğu unutulmamalıdır. Esasen dine aykırı bir şekilde doğada sonsuzluklar öngörerek yaklaşık 40 yıldır fiziği çıkmaza sürüklediği ve vakit kaybedilmesine yol açtığı belirtilen Sicim Kuramı'na bir de bu gözle bakılması gerekir.
Dawkins şunu demek istiyor: " Bilim bize bir Tanrı'nın olmadığını göstermektedir veya göstermeye devam edecektir. " Buna mukabil bizim bakış açımızı gündeme getirmek istiyorum. Biz ise büyük bir cesaretle bilim ilerledikçe bir Tanrı'nın var olduğunu daha iyi görecegimizi, evrenin sırlarının keşfedilmesi ve bilimsel inkişafın ilerlemesiyle birlikte aklın ve insanın ürettiği bilimin bir Tanrı'nın var olduğuna işaret etmekte bizi daha mükemmele sevk edeceğini düşünüyoruz. Yani iki taraf da bilimin ilerlemesiyle tezlerinin dogrulanacağını düşünüyor.
Bilinmeyen veya açıklanamayan herhangi bir şeyin Tanrı tarafından yapılmış olduğunu iddia etmek "Boşlukların Tanrısı" veya "God of the gaps" argümanı olarak bilinmektedir.
Bu doğrultuda modern bilimin; niçin Hinduizm, Budizm gibi Hint dinlerinin hakim olduğu bir coğrafyada değil de, tek tanrılı dinlerin hakim olduğu Batı'da ortaya çıktığı iyi sorgulanmalıdır. Evren ile Tanrıyı aynileştiren ve böylelikle yüce, kutsal, gizemli, korkutucu ve kavranılmaz bir doğa tasavvuruna sahip olan Doğu dinlerine karşilik ilahi dinlerin Tanrı ile evreni kesin çizgilerle birbirinden ayırmaları ve sonrasında topyekün alemi "sünnetinde değişme olmayan, adil ve hakim bir Tanrı'nın kontrolüne verilmeleri; başına buyruk ruhlardan, doğaüstü güçlerden arındırılmış bir doğa tasavvuru geliştirilmesini sağlamış; böylelikle tabii bilimlerin gelişebilme imkanı bulabileceği bir altyapı oluşturulmuştur. Başta İslâm olmak üzere bütün ilahi dinler tarafından tabiatın mitsel anlatımlardan, şirk unsuru ruhlardan ve tanrısallaştırmalardan kurtarılması, bilimin gelişmesi yolunda en önemli merhalelerinden birini teşkil etmiş Dolayısıyla her ne kadar çatışıyor gibi gösterilseler de, "bilim" ile "ilahi dinler" gerçekte aynı ailenin, aynı dünya görüşünün çocuklarıdırlar. Bu nedenle nasıl ki bilim hurafelerden arındırma konusunda dine katkıda bulunuyorsa, din de bilimi içine düştüğü hurafelerden, sağduyuya aykırı, anti-realist yaklaşımlardan arınmasına yardımcı olabilir. Bu bağlamda Einstein'in kuantum fiziğinin objektif indeterminist yorumuna "Tanrı zar atmaz" sözüyle karşılık vermesi, geleneksel bilim anlayışının dışına çıkan bir savrulmada dini yardıma çağırması olarak görmek mümkündür.
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.