Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gündelik Hayat Sosyolojisinin Temelleri

Gündelik Hayatın Eleştirisi 2

Henri Lefebvre

Gündelik Hayatın Eleştirisi 2 Sözleri ve Alıntıları

Gündelik Hayatın Eleştirisi 2 sözleri ve alıntılarını, Gündelik Hayatın Eleştirisi 2 kitap alıntılarını, Gündelik Hayatın Eleştirisi 2 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
gündelik hayat pasifleştirir.
İnsanlar tarihsel olana karşı siper oluşturduklarından ve imge seyircisi olarak olaylara tanık olduklarından beri, tarihsel olan insanların peşine hiç olmadığı kadar düşmüşlerdir.
Sayfa 102Kitabı okudu
ve insan için de geçerli bu.
Toplumun bütünü için ve her toplum için durum aynıdır; semantik alan praksis ile bilgi arasına eklendiğinden, bilinç çok fazla çabayla kavram düzeyine yükseldiğinden, bir toplumun çelişkileri ancak kriz momentlerinde açık seçik ortaya çıkar.
Sayfa 317Kitabı okudu
Reklam
Günümüzde sokak, kafe, gar gibi geçiş ve karşılaşma yerleri binalardan, evlerden daha önemli. Eskiden böyle değildi. Yani insanların, metaların dolaşımı bu kadar ön planda değildi. Sokak ilginçliğini yitirdiğinde gündelik hayatta önemini yitirir. Peki ya çatlayana dek arabalarla dolduğunda, sinyal sistemlerine indirgendiğinde şehir ne hale gelir?
Sayfa 329Kitabı okudu
İşçi mahallelerinde, fabrikaların civarında, işletmelerde anıt hiç yoktur ya da pek az vardır. Semboller yok olmuştur. Doğa kaybolmuş, kültür görünmez kalmıştır. Burada herşey sinyale dönüşür; çalışmanın ve çalışma hareketlerinin sinyali.
Sayfa 326Kitabı okudu
Edimsel olarak çözümsüz, yani çözümü olasılığın içinde ortaya çıkmayan çelişkiler vardır. "İnsanlar yalnızca çözebileceği sorunları önlerine koyar." diye yazdı Marx.
Sayfa 275Kitabı okudu
Bir yanda diğer deyişle aşağıda gündelik hayata gömülmüş ve batmış erkek ve kadınlar; diğer yanda, diğer deyişle üstte, gündelik hayatı olmayan, dışına çıkmış, dışarıda bulunan, istisnai ya da yapay faaliyetlere kendini adayan toplumun üzerine çıkmış gruplara dahil erkek ve kadınlar; sosyete, saf entelektüeller ve devlet adamları
Reklam
Muhtemel ve kesinlikle olası bir toplumsal dönüşüm, mutlak sefaletten ve yoksunluktan ziyade ihtiyaçların atılımından gelebilir.
Seçim dayatılmıştır. Çözüm belirtilmiş ya da tehlikeli bulunmuştur. Zorlama uygulanırken oldukça kısıtlı bir özgürlük marjı bırakılır, dışarının ve dünyanın ağırlığı kitlesel fenomenler halinde başkalaşmış mahremiyet üzerinde birikir. Bu bir yaşam tarzı mıdır? Yoksa tarzdan kesinlikle yoksun bir yaşam mı? Biz ikinci hipotezden yanayız.
Sayfa 101Kitabı okudu
Yaratıcı çabanın kimi zaman patalojik bir duruma (nevroz ya da psikoz) vardığı görülür. Patalojik durum kendince bir eserdir; bireyin hazırlanmış, sistematikleştirilmiş, tutarlı, gündelik, bireyin iç çelişkilerini çözümleyen(ama kötü çözümleyen) bir eseridir. Patolojik durum yaşantının içinde bir eserdir, kişisel bir üründür, olanaklı ile olanaksız arasındaki çatışmanın kötü çözümüdür.
Sayfa 276Kitabı okudu
Reklam
Töz yoktur; insanlar, edimler, ilişkiler ve (bireysel ve kolektif) bilinçler vardır.
Sayfa 145Kitabı okudu
Konuşmak, hem teşvik eder hem de kırıp döker. Kaçamak ve müphem olanı dilin sınavına tabi kılmak ve geriye neyin kaldığını bilmek için buradan geçmek gerekir. (konuşmak gerekir)
Sayfa 300Kitabı okudu
sorular güzel!
Dil şeffaf olduğu kadar geçirimsiz de değil midir? Yanlış anlamaların, bilmezliklerin, filtrelemelerin de yeri değil midir dil? Dil kendine yetmeyen, keza iletişime de yetmeyen, söylenmiş olanın praksis içinde gerçekleşmesine hiç yetmeyen o deneyim düzeylerinden biri olduğuna göre birçok iletişim ve gerçekleşme düzeyi yok mudur?
Sayfa 160Kitabı okudu
yabancılaşıyoruz öyleyse varız.
Yabancılaşma-yabancılaşmadan kurtulma-yeni yabancılaşma şeklindeki diyalektik hareket hep vardır. Önceki faaliyete kıyasla yabancılaşmadan kurtarıcı ve yabancılaşmışlıktan kurtulmuş bir faaliyet daha büyük bir yabancılaşmaya yol açar. Örneğin bir topluluğa katılım yalnızlığa kıyasla yabancılaşmadan kurtarır. Fakat toplumun mevcut halinden kaynaklı başka yabancılaşmalara yol açar.
Sayfa 220Kitabı okudu
Cinsel edim, toplumsal bir edimdir. Hatta en yetkin toplumsal edim olur; buyrukları ve yasaklarıyla, baskıları ve çağrılarıyla, açık ya da kapalı olasılıklarıyla bütün bir toplum bu edim içinde görülür. Cinsel edim basit ve bağdaşık bir edim olarak kendini göstermez. Bu değişken binlerce veçhesi olan bir mikrokozmostur. Beden ve ruh, kendiliğindenlik ve kültür, ciddiyet ve oyun, ittifak ve meydan okuma gibi farklı düzlemlere dağılır. Bir erkekle bir kadın arasındaki aşk edimi, bir toplumu yasadışı ve gizli veçhelerine varana dek özetler.
Sayfa 203Kitabı okudu
52 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.