Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gündelik Hayat Sosyolojisinin Temelleri

Gündelik Hayatın Eleştirisi 2

Henri Lefebvre

En Eski Gündelik Hayatın Eleştirisi 2 Sözleri ve Alıntıları

En Eski Gündelik Hayatın Eleştirisi 2 sözleri ve alıntılarını, en eski Gündelik Hayatın Eleştirisi 2 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
En mütevazı yurttaş kendi hükümdarını tanır. Onu, dokunacak kadar yakından görebilmiştir; ama bu yanılsamayı kabul ettiğinde yurttaş olmaya son verir. En mütevazı köylü, kraliçeyi, prensesi ve starı “tanır.” Bir “tanışıklık” edindiğini sanırsa, modernitenin en tuhaf ve en kaygı verici yabancılaşmalarından birine düşer.
Herhangi bir çözümden yana taraf tutan (dolayısıyla onu kendi stratejisine dahil eden), karşı önerileri incelemekten muaf kalamaz. O da kendi çözümünün yenilgisini tahayyül edebilmelidir
Reklam
Kadını kim köleleştirir, kendini gerçekleştirmesini kim engeller, onu kim tabi kılar ve değersizleştirir, kendinden kim koparır, kendi karşısında onu kim böler? Yabancılaştıran aşk mıdır, annelik midir, yoksa gündelik hayatın içindeki ev içi çalışma mıdır?
Otomobil bir maldır, kullanımı tatmin sağlayan ve işlevsel yararlılığı olan bir nesnedir. Bireylerle bu nesne arasında kurulan ilişkiler, hem kullanımı hem de hazzı aşar. Birçok kişi araba kullanırken “gerçekleşir.” Başka yerde kullanılmamış niteliklerini orada sergilerler. Cesaret, erkeklik, kendine hakimiyet, enerji, hatta cinsellik (bu da söylenebilir), arabayla bu ilişkinin parçasıdır. Bu ilişki ideoloji yüklüdür. Böylece, oldukça hüzünlü bir komedi başlar: Araba hikâyeleri, sohbeti, anekdotları, kaza öykülerini besler... Arabayla özdeşlik kuran sürücülerin saldırgan, kaba ve sert oldukları, bu niteliklerin arabanın kullanıldığı zamanın ötesine uzandığı kolayca görülür. Yabancılaşma bunun neresindedir? Malın kullanımında ya da hazzında mı, yoksa ondan yararlanma tarzında, davranış halini almış tutumda mı?
İhtiyaçtan arzulara nasıl geçilir? Yani birinden diğerine geçerken bunlar arasında neler olup bitmektedir? İhtiyaç biyolojik, fizyolojik olarak belirlenir. "türsel" dir. İnsana özgüdür. Arzu hem bireysel hem toplumsaldır. Yani bir topluluk tarafından kabul edilir ya da dışlanır.
Muhtemel ve kesinlikle olası bir toplumsal dönüşüm, mutlak sefaletten ve yoksunluktan ziyade ihtiyaçların atılımından gelebilir.
Reklam
tez çalışmam olur musun?
Marx'ta gündelik hayatı dönüştürecek iki proje bulunur. Ilk proje etik düzendedir insanların ihtiyaçlarını ve arzularının karşılıklı olarak kabulünü gerektirir. Bunlar arasındaki ilişkilerin bilinmesini, hatta şeffaflığını içerir. Toplumsal gizemin yani insanlar arasındaki ilişkileri geçirimsiz ve kavranamaz kılan ve bu ilişkileri bilinçlerden ve eylemlerden ayıran herşeyin sonunu gerektirir. İkinci proje estetik niteliktedir. Hem yüksek yaratıcı faaliyet olarak sanatın savunulmasını içerir. Hem de yabancılaşmış (istisnai kişilere ayrılmış, gündelik hayatın dışında ve üstünde istisnai eserler üreten istisna) faaliyet olarak sanatın radikal bir eleştirisini içerir. Yaratıcı sanat faaliyeti ve eseri en yüksek hazzın habercisidir. Marx'a göre dünyadan yararlanma, haz alma rafine bile olsa maddi malların ya da incelikli bile olsa kültürel malların tüketimi ile sınırlanamaz. Daha öteye gider. Bahsettiği şey toplumun her üyesinin şair, ressam, filozof olması değildir. Bunlar geçiş evreleridir. Herkesin doğal yaşamın kendiliğindenliğiyle ve başlangıçtaki yaratıcı atılımla buluşarak dünyayı sanatçı olarak algıladığı, hissedilir olan şeylerde bir ressam gözüyle, bir müzisyen kulağıyla, şair diliyle haz aldığı bir toplum tahayyül eder.
Devrim ileri Sanayi ülkelerinde olmadı Kapitalizm devrimi kuşattı. İlk yıllarda başlangıçtaki projeye denk düşen ne varsa, bütün bunlardan vazgeçmek zorunda kaldı. Birikim sürecine kendini adamak, ağır sanayiye öncelik vermek, güçlü bir orduyu gereken donanımlarla beslemek zorunda kaldı. Böylece teknolojik buyruklar önplana geçti. Gündelik hayat teknik karşısında büyük ölçüde geri kaldı. Devlet sönümlenmek yerine daha palazlanmış bir güç olarak büyüdü.
Bir ev kadınıyla, bir sosyete kadınının, bir tamirciyle bir matematikçinin gündelik hayat karşısındaki tutumunun aynı olmadığı açıktır. Ev kadını gündelik hayata boğazına kadar batmıştır onun istidası altındadır asla bundan çıkmaz ya da gerçek dışı bir düzlemde çıkar. (düşsel olarak; iskambil falları, yıldız falları, televizyon programları(müge anlı?)) Sosyete kadını yapaylık yoluyla bu gündelik hayatın dışına çıkar. (defileler, estetikçilik, geziler) ev kadını için sorun bu gündelik hayattan yüzeye çıkmaktır ya da tamamen batmamaktır. Bir matematikçi için ise sorun; Bir gündelik hayata yeniden kavuşmak ve sadece bilgin olarak değil insan olarak da kendini gerçekleştirmektir.
Bir yanda diğer deyişle aşağıda gündelik hayata gömülmüş ve batmış erkek ve kadınlar; diğer yanda, diğer deyişle üstte, gündelik hayatı olmayan, dışına çıkmış, dışarıda bulunan, istisnai ya da yapay faaliyetlere kendini adayan toplumun üzerine çıkmış gruplara dahil erkek ve kadınlar; sosyete, saf entelektüeller ve devlet adamları
Reklam
Seçim dayatılmıştır. Çözüm belirtilmiş ya da tehlikeli bulunmuştur. Zorlama uygulanırken oldukça kısıtlı bir özgürlük marjı bırakılır, dışarının ve dünyanın ağırlığı kitlesel fenomenler halinde başkalaşmış mahremiyet üzerinde birikir. Bu bir yaşam tarzı mıdır? Yoksa tarzdan kesinlikle yoksun bir yaşam mı? Biz ikinci hipotezden yanayız.
Sayfa 101Kitabı okudu
gündelik hayat pasifleştirir.
İnsanlar tarihsel olana karşı siper oluşturduklarından ve imge seyircisi olarak olaylara tanık olduklarından beri, tarihsel olan insanların peşine hiç olmadığı kadar düşmüşlerdir.
Sayfa 102Kitabı okudu
Töz yoktur; insanlar, edimler, ilişkiler ve (bireysel ve kolektif) bilinçler vardır.
Sayfa 145Kitabı okudu
Gruplar izole olduklarında yozlaşırlar; fiilen var olmaktan çıkarlar. Varlık sürdürebilmek, eylemi ve mücadeleyi dolayısıyla ilişkiyi içerir.
Sayfa 148Kitabı okudu
52 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.