Birçokları beni bencillikle, kendini beğenmişlikle suçlandırır. Doğrudur. Kendini beğenmişlere, bencillere, kendini beğenmişlikle, bencillikle karşı korum. Aslında, dikbaşlı görünüşüm, hak bellediğim ilkelere sıkı sıkıya bağlanışımdandır.
Okuyucuların çoğu şiirin ille de bir haz vermesini beklerler. Oysaki, sanat eserine bütün duygu ve anlayış kapılarını sıkı sıkıya kapamış bir adam karşısında o alçak gönüllü şiirin elinden ne gelir ki?
Diyebilirim ki, yolculuk kişiliğimizin birçok hatlarını keskinleştirir. Yola çıkan adam yolculuğun başlangıcında şairse filozoflaşır, sünepe ise karaborsacı kesilir.
Tarık Buğra Milliyet'te yazdığı bir yazıda şöyle diyor: "Sanata çelme takmak isteyenler birleşiyor da sanatı sevdiklerini, sanat için çırpındığını söyleyenler birleşemiyor." Evet birleşemiyorlar, birleşemiyoruz. Sanatı hiçbirimiz gereğince sevmiyor, hiçbirimiz gereğince saygı beslemiyoruz da ondan.