Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

1906-1948

Günlükler

Kazım Karabekir

En Eski Günlükler Sözleri ve Alıntıları

En Eski Günlükler sözleri ve alıntılarını, en eski Günlükler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bu gece bir plak daha bozuldu. Sebebi: Kendi fotoğrafımı küçültmek istemiştim! Fotoğraf makinesinin aynasına göre resmi bir mahalle koydum. Plakın köşesine çıkmış ve 20 diyafram 10 man poz verdim. Hava kapalı olduğundan hafif çıkmış.
Hutbe Türkçe olmalı. Hikmet Efendi’yle iskele kahvesinde biraz oturduk. Gelirken vapur biraz iskeleleri azalttı... Vapurda sokak köpeği bile vardı... Gerek giderken, gerek gelirken Haliç’in haline baktım. Ekser yerleri mezra! Bulgar kilisesinin manzarası da nazarımı epeyce tevkif etti... Feshaneye ait Hikmet Efendi’den malumat.
Reklam
Satranç takımını Drahor boyunda bir kıraathaneye bıraktım. Bakalım, bir miralay varmış, biliyormuş. Oynayacağız. Herkesi yenerim.
26 Mart 1906 (13 Mart 1322) Pazartesi Hulusi Bey’e, eve, Seyfi Efendi’ye mektuplar. Kıraathanede Cemil Bey’le satranç oynadık.
3 Nisan 1906 (21 Mart 1322) Salı Bugün bölükte kaltak ve fişekleri muayene ettik. Akşama kadar ağzıma bir lokma koymadım. Fişeklerden birçoğu dolma, ezilmiş tüfeğe girmiyor. Kurşun düşmüş, ateş almamış. Fişekler bulunduğu gece iki üç tane gra [Gras] fişeği bile çıktı.
Süvari 15. Alay Mızıkasına Türkçe şiirlerdeki Ben Bir Türküm şarkısını ilk olarak kışlada çaldırdım.
Reklam
Daha babalarımızın kanları Tuna boyunda kurumadı. Balkanlar’ın neresini kazsak babalarımızın daha çürümemiş kemiklerini görürüz. Türkü, Arnavutu, Çerkesi kucak kucağa sarıldılar. Vatanı kurtarmak için can verdiler. Her gün baskına gidiyoruz. Bu rezalete sebep hep bizim birbirimizi sevmemekliğimizdir. Hep Müslüman değil miyiz. Kardeş gibi birbirimizi sevmeli, yekvücut olmalı. Âlem bize hayran olsun. Kâfirler yurdumuzu çiğnediği vakit Türk, Arnavut tanıyor mu? Biz niçin ayrı gayrıyla birbirimizin başını yiyelim. Şehit babalarımızın, eziyetlerle zulümlerle can vermiş ninelerimizin ruhlarını sıkmayalım. Her gün bize lanet etmesinler. Bizim gibi evlat yetiştirdiklerine pişman olmasınlar. Haydi kardeşlere gıpta olacak surette birbirinize sarılınız!
Çok Anlamlı
Avdette bir Müslümanın haline baktım, sordum. Mehmet bu Türk mü? Evet! İslam efendim! Ne bildin. Belli efendim. (Hıristiyanlara nazaran perişan bir halde)
7 Şubat 1907 (25 Kânunusani 1322) Perşembe Enver’e epeyce çıkıştım. Böyle cebânetle cemiyet yapılmaz dedim, böyle giderse memleketin sair mahallerine nispeten hür olan bu vilayet bile habersiz olur ve bunun bir an evvel intişarına himmet edilmezse çocuk oyunu olur dedim.
31 Mart 1909 (18 Mart 1325) Çarşamba Trenle Urlu’ya. Oradan drezinle Edirne’ye, badehu Ariş’e doğru. Ordugâha mahaller aradık. Ben, Zihni Bey, Kâzım Bey (Zihni Bey kalkamadığından Urlu’ya geldi), Sertabip Fuat Bey, Hıristaki Bey, Mümtaz Şemsettin Efendi. Maraş Höyüğü’ne çıktık. Avdette Maraş köyüne 100 metre kala saat 11.45’te marşandiz trenle aniden karşılaştık. Ben düdüğünü işittim ve söyledim fakat tren yoktur denildi. Birdenbire köprüden tren çıktı, 10 metre kala zor durdurdu. Nöbetçiye zabitan tembih etmiş, drezini kollamışlar da zabite haber vermiş ve treni de görünce bunu da söyledik. Zabit trene bağırmış, bunu gördüm. Bidayette bir şey anlamadım.
998 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.