Bütün Eserleri 3

Gurabahane-i Laklakan ve Diğer Yazıları

Ahmet Haşim

En Eski Gurabahane-i Laklakan ve Diğer Yazıları Sözleri ve Alıntıları

En Eski Gurabahane-i Laklakan ve Diğer Yazıları sözleri ve alıntılarını, en eski Gurabahane-i Laklakan ve Diğer Yazıları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Artık geç uyanıyoruz. Çünkü hayatımıza sokulan yeni ve fena günün eşiğinde çömelmiş, kin, arzu, hırs ve haset sürülerinin bizi ateş saçan gözlerle beklediğini biliyoruz. Artık fecri yalnız kümeslerimizdeki dargın ve mağrur horozlara bıraktık. Şimdi müslüman evindeki saat, başka bir âlemin vakitlerini gösterir gibi, bizim için gece olan saatleri gündüz ve gündüz olan saatleri gece renginde gösteriyor. Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
Sayfa 21 - Dergâh Yayınları, Bütün Eserleri 3Kitabı okudu
Çölde yolunu şaşıranlar gibi biz şimdi zaman içinde kaybolmuş kimseleriz.
Reklam
MÜSLÜMAN SAATİ İstanbul’u yenileştiren ve yerlisini şaşırtan istilâların en gizlisi ve en tesirlisi yabancı saatlerin hayatımıza girişi oldu. "Saat"ten kasdımız, zamanı ölçen âlet değil, fakat bizzat zamandır. Eskiden kendimize göre yaşayışımız, düşünüşümüz, giyinişimiz ve kendimize göre, dinden, ırktan ve ananeden hayat alan bir
Mizah
İtiraf etmeli ki “gülüş" ruhun asil bir faaliyeti mahsulü değildir. Hiç kimse kendine gülmez; güldüren diğerinin aczi, kusuru ve zühulüdür ve gülen, kendinden fazla memnun olan gururumuzdur. Fikir yaratmakta veya düşman tarassut etmekte veyahut namütenahî suya ve semâya bakip düşünmekte olan adam gülmez; “aşk"ın çehresi “hüzn"ün çehresi gibi sâkin, mütevazin ve haşindir. Ruh, neş'e sahasında, ancak tebessümün dudaklar üzerinde çizdiği hatta kadar ileri gidebilir, zira ondan sonra etin gılzeti ve şûrişi başlar. zühul: dalgınlık tarassut: gözetleme nâmütenâhî: sonsuz mütevâzin: ölçülü gılzet: kabalık sûriş: karışıklık
Sayfa 118
Sinema
Sanat eserleri tabiattan müstensah değildir. Kubbe ve minare, çınar ve selviyi taklit etmez. Ehram, çölün kum helezonlarından meşk edilmemiş, gotik mabet, Fransız ormanlarından şeklini almamıştır. Fotoğraf âletinin zalim gözüyle eşkâli, menazırı, vak’aları görüp tespit eden sinema bu itibarla, kökleri ta hüzn-i beşerin menbalarına kadar uzanan ezelî "sanat"ın mahiyetiyle taban tabana zıt bir tâbi olmağa mecburdur. Hakikate zelîlâne inkıyâdı, onu hayalin inayetine mazhar olmak imkânından uzak bulundurur. Münevver levha, ulvî yalanın tecellîgâhı değildir. müstensah: alınmış menâzır: manzaralar
Sayfa 123
"Mezarlıklarınızı şehirlerin ortasında kurmakta da haklısınız. Bunlar öyle bahçelerdir ki, ağaçlarının yetiştirdiği meyveler, yaşayanların tatması gereken his ve fikir meyveleridir."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.