— Simdi sunu bilelim evlat, dedi, Yüce Halik, insani ve can cansiz her seyi sevgisinden, sevgiyle yaratmistir.
Yani sevgi, yaratmayla başlamış, insanla cesitlenmistir.
Sevgiyi kabaca bes kisma ayırabiliriz. Birinci kisim nefsani sevgidir. Nefis tabakalarınin en altindaki emmare nefistedir. "Ben", "Ben" diyenin sevgisidir, "Her şey benim olsun.", "Hep bana." diyenin sevgisidir. Bu yüzden onun ihtiyaçlarını karsılayanı, onun arzularını ger-
çekleştireni sever. Karsi taraf artık vermemeye basladiktan sonra, bu sevgi biter... ikinci kisim, "Sev beni, seveyim seni." diyenin sevgisidir. Yani bir kişi diğerini seviyorsa, diğeri de onu sever. Bu şartlı sevgidir, emmare nefisle, levame nefis arasinda bir yerdedir bu kisi, iki tarafa da kaçabilir... Üçüncü kisim; bu kisimda insanin akli ve
idraki gelismistir, gönül sehrinden, akil tarafina ilk damlalar düsmekte, onu yıkamaktadır. Insanlar arasi gerçek sevgi budur; karşıdan almayı hiç düşünmeden onu
sever, sakınır, gözetir. Bu insan asamasini yapmis, belli bir olgunluğa erişmiştir. Gönül sehri genişlemiş, mülhime nefise dogru epey yol katetmistir... Dördüncü kisim, burada artik gönül, Sevgili Allah'a yönelmis, tevhidi yani
birlik ve bütünlüğün manasını anlamaya baslamistir.
Hakk'in görünen yüzünün, halk oldugunun idrakine varmak zeredir. O'nun yarattıklarına karşı olan Yüce Sevgisinin de farkina varır, O'na layık olmaya calisir. Yaratila-ni, Yaratan icin sevmeye baslar. Nefs-i mutmainenin sev-gisi budur…