Altı yıl önce dünyayı esrarengiz bir kara duman kaplamış dünyanın pek çok yerine düşen gök taşlarıyla birlikte kör edici bir ışıma oluşmuştur. İnsanlar, hayvanlar bu doğa üstü olaydan çok etkilenmiş insan nüfusu neredeyse tükenme noktasına gelmiştir. Hayatta kalanlar iki bin kişilik Koza isimli bir barınak inşa eder. Yusuf bulduğu hayatta kalan tüm insanları canlıları bu Koza'da bir araya getiriyor. Herkesin sevgisini saygısını güvenini kazanıyor. Genç yaşına rağmen şaşırtıcı ilmi sayesinde birçok yüreğe dokunuyor. Yusuf'a hayran Hira,birlikte kurtulduğu Muhammed, Yusuf ve ona öz babası gibi bağlanan Yasemin bu süreçte adeta bir aile gibi oluyorlar. Biz bu kitapta Koza kurulmadan önce yaşanan büyük felaketi,6 yıl içinde Koza'nın, düzenin kurulması dünyada başka canlıların kalıp kalmadığının araştırılması, Yasemin'in kaçırılma olayını okurken aynı zamanda Yusuf'un Koza halkına yaptığı sohbetlerde manevi bir yolculuğa çıkıyoruz. Namaz kılmanın zevkini,huzurunu, kıymetini tekrar anlıyor. Kabe'de namaz kılma hayaline dalıyoruz. Insan DNA sının, parmak izinin Kuran'da ki mucizesine tanıklık ediyoruz. El alem ne der diye yaşamayı seçmek yerine vefatımızdan sonra insanların bizi ne kadar çabuk unutacağını bilip hayatımızı Allah'tan başkasını razı etmek için yaşamamız gerektiğini hatırlıyoruz. Mavi kelebeğin hikayesi ile ilahi adaletin er yada geç tecelli edeceğini, Enes bin Malik'in çocukluğunda peygamber efendimizin gül kokusu ile nasıl buluştuğunu ve daha birçok olayı bu satırlarda okuyoruz. Kesinlikle gençlerimiz başta olmak üzere tüm kitapseverler bu eserle buluşmalı