Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hak Din İslam

Osman Nuri Topbaş

Hak Din İslam Gönderileri

Hak Din İslam kitaplarını, Hak Din İslam sözleri ve alıntılarını, Hak Din İslam yazarlarını, Hak Din İslam yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İbâdetsiz veya kötü yola düşen bir kimsenin; “Ne yapayım, kaderim böyle imiş!” demesi, ancak gaflet muktezâsıdır. Namaz kılmak ve diğer ibadetlerini yapmak isteyen kişiye Cenâb-ı Hak sebeplerini ihsân eder. İşlediğimiz günahlar husûsunda kendimizi mâzur görmemiz ise, “kadere bühtân” etmek demektir ki, ancak akılsızlık ve edepsizlik tezâhürüdür.
kadere iman
Bir hocanın gâyesi, talebesinin bilgi ile mücehhez olup sınıf geçmesidir. Talebe çalışmaz ise hocanın yapacağı bir şey yoktur. Yine bir doktorun vazifesi de, hastasını şifâya kavuşturmaktır. Hasta, verilen reçeteyi tatbik etmez ise, artık gelişen menfî neticeden sadece hastanın kendisi mes’ûldür. Doktora herhangi bir cürüm isnâd edilemez. Bu itibarla, irâdemiz dâhilinde olduğu için mes’ûl bulunduğumuz hususlarda kaderi bahane ederek kendimizi mâzur sayamayız. İbâdetsiz veya kötü yola düşen bir kimsenin; “Ne yapayım, kaderim böyle imiş!” demesi, ancak gaflet muktezâsıdır. Namaz kılmak ve diğer ibadetlerini yapmak isteyen kişiye Cenâb-ı Hak sebeplerini ihsân eder. İşlediğimiz günahlar husûsunda kendimizi mâzur görmemiz ise, “kadere bühtân” etmek demektir ki, ancak akılsızlık ve edepsizlik tezâhürüdür.
kadere iman
Reklam
Hâsılı, Allâh’a tekrar geri dönüleceği inancı olmadan, bu hayatta gerçek bir başarı ve huzurdan bahsedilemez.
ahirete inanmak
Âhirete îmân eden ve hayatını ona göre tanzim eden mü’minlerde ölüm korkusu olmaz. Sıkıntılardan kurtulup ebedî huzûra ulaşma, Allâh’ın rızâsını elde etme ideali insanda yaşama sevincine yol açar, dünyanın ıztıraplarına karşı tahammül gücü verir. Geçici dünya arzuları insan rûhunu aslâ tatmin edemez. Rûhun huzuru, îmânın kazandıracağı ulvî zevklerde ve mânevî hazlardadır. Hâsılı, Allâh’a tekrar geri dönüleceği inancı olmadan, bu hayatta gerçek bir başarı ve huzurdan bahsedilemez.
ahirete inanmak
Cenâb-ı Hakk’ın devamlı kendisini gördüğünü bilen ve âhirete de inanan bir insan, kimsenin görmediği yerlerde bile yanlış hareketler yapamaz. Herkesin güvendiği temiz bir insan hâline gelir.
Cenâb-ı Hakk’ın huzûruna çıkarak bütün söz, hâl ve hareketlerinin hesabını vereceğine, işlediği zerre kadar hayır ve şerri göreceğine kuvvetle îmân eden bir kişide yüksek bir ahlâk ve yüce bir hukuk anlayışının bulunacağı muhakkaktır.
ahirete inanmak ve iman etmek
Reklam
Hâsılı âhiret, hem kötüler hem de iyiler için mutlakâ olması gereken zarûrî bir âlemdir. Zira iyilerin mükâfâta nâil, kötülerin de cezâlarına dûçâr olmalarından daha tabiî bir şey olamaz. Nitekim bu fânî âlem şartlarında dahî iyilerin başını sokacağı yerler ve kötülerin de içine konulacağı zindanlar olmasaydı, hayat çekilmez hâle gelirdi!
ahirete inanmak ve ahirete iman
ahirete inanmak- ahirete iman
Âhiret, ölümden sonra başlayacak olan yeni, sonsuz ve gerçek bir hayattır.
Allah Teâlâ şöyle buyurur: “Allâh’a ve âhiret gününe îmân edip sâlih amel işleyen kimselerin Rab’leri katında büyük ecirleri vardır. Onlar için korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.” (el-Bakara, 62)
ahirete inanmak
Cenâb-ı Hak, beşer hayatı için beş safha takdir buyurmuştur. Bunların birincisi âlem-i ervâh, ikincisi ana rahmi, üçüncüsü dünya hayatı, dördüncüsü berzah ve kabir âlemi, beşincisi ise âhiret ve onun neticesi olan Cennet veya Cehennem’deki ebedî hayattır. 
ahirete iman, imanın 6 şartından biridir.( islam ve ihsan sitesinden alıntılar)
Reklam
meleklere inanmak
Bir kimse meleklerden birini hafife alsa veya ayıplasa kâfir olur. Bu sebeple; “Senin yüzün bana Azrâil’in yüzü gibidir.”, “Ben Cebrâil ve Mîkâil’in şehâdetlerini bile kabul etmem.” gibi söz ve şakalardan şiddetle kaçınmak lâzımdır.
islam ve ihsan sitesinden alıntı
meleklere inanmak
Tehlikelerle dolu olan şu dünya hayatında bir insanın hayatta kalabilmesi bile meleklerin muhâfazasına bağlıdır. Cenâb-ı Hakk’ın vazifelendirdiği bu melekler, eceli gelinceye kadar insanı zararlı şeylerden muhâfaza ederler. Vakti geldiğinde ise aradan çekilerek onu eceliyle baş başa bırakırlar. Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Her bir insanı önünden ve ardından takip eden melekler vardır. Allâh’ın emriyle onu korurlar…” (er-Rad, 11) Şunu da unutmamak gerekir ki meleklerdeki gücü ihsân eden de Cenâb-ı Hak’tır.
meleklere inanmak
Bunlardan başka insanı koruyan hafaza melekleri, amel defterlerimizi yazan kirâmen kâtibîn, kabirde suâl soran Münker ve Nekir melekleri, günâhkârların affı için istiğfâr eden ve insanoğlunun sırât-ı müstakîmde yürümesi için duâda bulunan melekler vardır.
66 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.