Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İslam Kalesindeki Truva Atları

Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar

Kolektif

Öne Çıkan Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar Gönderileri

Öne Çıkan Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar kitaplarını, öne çıkan Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar yazarlarını, öne çıkan Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Oruç tutarken akıldan çıkarmamak gerek.
*** Mevlânâ Hazretleri’nin, on beş gün ağzına hiç lokma koymadığı zamanlar olurdu. Nefsinin istediklerini yapmamak için kapıda köpekler için hazırlanan yemek artıklarının yanına gider, nefsine; “Ey nefis! Bana istediklerini yaptırıp rûhumu emrin altına almak mı istiyorsun? Arzunun yerine gelmesini istiyorsan, önce yemek artıklarını yemen lâzım! Yâ ye veya beni bu hâlimle kabûl et!” diyerek nefsiyle mücâdele ederdi. Böylece nefsinin isteklerini hiç yapmaz, onu rûhuna köle ederdi ve bu hâlde aylar birbiri ardından geçer giderdi...
Hz. Âişe (r.anhâ) şöyle demiştir: “Hz. Peygamber (s.a.v.), kadınların kendisinden sonra ortaya çıkardıkları (zînet, güzel koku, güzel elbise gibi) şeyleri görseydi İsrailoğulları kadınlarına yasak edildiği gibi onların mescide gelmelerini yasaklardı.” (Müslim)
Reklam
İbn-i Teymiye, Mîlâdî 1268’de Harran’da doğmuştur. Önceleri, ilimde ileri seviyelere gelmiş; ehl-i sünnet i’tikadında iken daha sonra doğru yoldan ayrılmış bir kimsedir. Âlimlerin büyük çoğunluğu küfrüne fetva vermişlerdir. Hapiste ölmüştür. İbn-i Battuta, İbn-i Hâcer-i Mekki, İmâm-ı Sübki, kendi oğlu Abdulvehhab, İzzeddin bin Cema’a, Ebû Hayyan
Hz. Îsâ (a.s.)’ya soruldu: “Yâ Rûhullâh! Kiminle oturalım?” Îsâ (a.s.) buyurdu: “Konuşması ilminizi artıran, görülmesi size Allâhü Te‘âlâ Hazretleri’ni hatırlatan ve ameli sizi âhirete rağbet ettiren sâlih kimselerin meclisinde oturun.”
Ebû Hüreyre (r.a.)’nin üzerinde, iki bin tane düğüm bulunan bir ipi vardı. O, on iki bin tesbîh çekmeden uyumazdı.
Şii'lerin Müslümanlık ile alakaları yoktur.
*** Huccetul İslâm İmâm Gazali buyuruyor ki: “Şiîlerin iki yönden tekfir edilmesi gerekir; Birincisi şudur ki, onlar ehl-i sünneti tekfir ederler ve kâfir olarak bilirler. Bu sebeple bu büyük çoğunluğa kâfir diyen, kâfirdir. İkincisi ise şudur ki; onlar, sahîh hadîsleri reddediyorlar. Hz. Peygamber (s.a.v.)’in sözlerini reddediyorlar. Bu sebeple de tekfirleri gerekir. (Fedau’l Bâtıniye’den -özetle-)
Reklam
Sahâbenin, Efendimiz (s.a.v.)’e karşı gösterdiği saygıyı diriltmeye, her zamandan daha çok muhtacız.
Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyuruyor: “Çok çocuk doğuran ve sevgisi çok olan kadınları nikâhlayın; zîrâ ben, kıyâmet gününde diğer ümmetlere sizin çokluğunuzla övüneceğim.”
İbn-i teymiyye kimdir ?
*** İbn-i Teymiye, Mîlâdî 1268’de Harran’da doğmuştur. Önceleri, ilimde ileri seviyelere gelmiş; ehl-i sünnet i’tikadında iken daha sonra doğru yoldan ayrılmış bir kimsedir. Âlimlerin büyük çoğunluğu küfrüne fetva vermişlerdir. Hapiste ölmüştür. İbn-i Battuta, İbn-i Hâcer-i Mekki, İmâm-ı Sübki, kendi oğlu Abdulvehhab, İzzeddin bin Cema’a, Ebû
Allah makamını âli eylesin bizleri şefaatlerine nail eylesin...
Ahmed b. Hanbel (r.h.) şöyle demiştir: “Kim, dînde taklidin makbul olmadığını (mezheb imamlarının taklid edilemeyeceğini) iddia ederse; o (nun sözü), Allâh (c.c.) ve Resûlü (s.a.v.) katında fâsık kimsenin sözüdür. Bununla, Ashâb-ı Kirâmdan gelen rivâyetleri iptâl etmeyi ilim ve sünneti boşa çıkarmayı istemektedirler. Hâlbuki doğru yol; ehl-i sünnet olanların, rivâyet sahiblerinin, kendilerine yetişip de onlardan hadîs aldığımız, kendilerinden sünnetleri öğrendiğimiz kimselerin (selef imâmlarının) gittiği yoldur. Onlar; tanınan, doğruluk sahibi, kendilerine uyulan ve kendilerinden (ilim) alınan, bid’at, muhalefet sahibi olmayan güvenilir kimselerdir. Bu da, onlardan önce gelen imamlarının ve âlimlerinin kavlidir. Öyleyse, buna tutunun -Allâh (c.c.) size rahmet etsin- ve onu öğrenip öğretin. Tevfîk, sadece Allâh (c.c.) iledir.”
260 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.