Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar Gönderileri
Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar kitaplarını, Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar sözleri ve alıntılarını, Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar yazarlarını, Hakk Dinin Batıl Yorumları'na Cevaplar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kelime-i tevhid, yani imân, mizânda en ağır gelen şeydir ve terazinin diğer kefesinde ne kadar büyük günahlar olursa olsun neticede o kişi "Lâ ilâhe illallah Muhammedu'r Rasulullâh" dediği için sonunda cennete gider. Bunun tersi olan imansızlık da terazide öyle ağır basar ki, terazinin diğer kefesinde ne kadar iyi ameller olursa olsun bu kişinin terazisindeki küfrün ağırlığını kaldıramaz. Sahibini cennete ulaştırmaz.
Sayfa 105 - Misvak neşriyatKitabı okudu
Allâh (c.c). kadının zînetlerini gizlemesini emretmektedir. Kadının en büyük zîneti ise kendi güzelliğidir ve ilk önce bunu gizlemesi gerekmektedir. Hakk Teâlâ Hazretleri: "Ey Nebî-yi zîşan! Hanımlarına, kızlarına ve mü'minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini (cilbablarını) giysinler. Bu, onların tanınıp incitilmemelerine de daha uygundur. Şüphesiz Allâh çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir." (Azhâb s.59) buyurmaktadır.
Sayfa 265Kitabı okudu
Mahremiyet meselesinde, en çok birbirine mahrem olmayan yakın akrabalar (yenge/enişte, kayın, amca kızı/oğlu gibi) arasında dikkat edilmelidir.
Sayfa 263Kitabı okudu
İbn-i Teymiye, Mîlâdî 1268’de Harran’da doğmuştur. Önceleri, ilimde ileri seviyelere gelmiş; ehl-i sünnet i’tikadında iken daha sonra doğru yoldan ayrılmış bir kimsedir. Âlimlerin büyük çoğunluğu küfrüne fetva vermişlerdir. Hapiste ölmüştür. İbn-i Battuta, İbn-i Hâcer-i Mekki, İmâm-ı Sübki, kendi oğlu Abdulvehhab, İzzeddin bin Cema’a, Ebû Hayyan
şarani'nin şaz kabul edilen bir görüşü.
.
İmâm Şa'rânî şöyle demektedir: "İbn-i Arabi'nin kitaplarına sokuşturmalar olduğunu, bana Mekke'de oturan Efendim Ebû't-Táhir el-Mağribi haber verdi. Sonra da bana, Şeyh'in (İbn-i Arabi'nin) Konya'da kendi eliyle yazdığı nüshası ile karşılaştrdığı Fütuhat nüshasını çıkardı. Fütuhat'ı kısaltırken tevakkuf ettiğim (kabûl etmekte duraksadığım) ve hazfettiğim (yani çizip sildiğim) ifadelerden hiçbirini onda görmedim."
Ünlü veli Abdullah B. Mübarek ticaretle meşgul olur ve arasıra ortağına uğrardı, ancak ortağı salavat çekerek mal sattığı zaman Abdullah B. Mübarek onun o günkü kazancına ortak olmaz, şüpheli gördüğü kazancı sadaka olarak dağıtırdı. Mürşidlerden Fudayl B. Iyaz çarşıya gidip ekmek almak istemiş, ancak ekmekçinin tesbih çektiğini görünce ondan ekmek almadan geri dönmüştür. Yunus b. Ubeyd de bulutlu günlerde satış yapmaz, pazara çıkmazdı. Sebebini sorunca şu cevabı verdi: "Müşteri malın kusurunu iyice görmez de ondan" dedi..