Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe

Wolfram Eilenberger

Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe Sözleri ve Alıntıları

Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe sözleri ve alıntılarını, Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe kitap alıntılarını, Hâlâ Hayalleri Olanlar İçin Felsefe en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
En ciddi kuşku varoluş ile ilgili kuşkudur. Varoluşu, "şüphe edilemeyecek şeyin ne olduğu" şeklinde sorgulayan Descartes, varoluşun düşünceden ve kuşkudan ibaret olduğu sonucuna va­rır; kuşku duyuyorum ve düşünüyorum, o halde varım. Buradan hareketle Descartes insanın varoluşunun özünü oluşturan şeyin ne olduğu sorusuna da yanıt vererek, "Varlık, düşünmekten ibarettir." sonucuna varır.
Son yarım saatten beri kendinizi bir camın arkasında göz­lemlediğinizi düşünün. Nasıl bir yaratık görürdünüz acaba? Hep aynı zoraki döngü, hiçbir şey getirmeyen, hep aynı döngü. Hayvanat bahçesinde kafeste bir hayvan gibi davrandığınızı, insansı maymunlardan birisi gibi, bütün gün kafesin bir ucundan diğer ucuna gidip gelen, hep aynı çizgide, hep aynı yol üzerinde anlamsız, saçma alışkanlıklar. Gözleri donuk ve hüzünlü bir yaratık görürdünüz.
Reklam
İşaretlerden oluşan düşünce akımınızdaki size özgü işaretleri oluşturan şey, işaretler ırmağının büyük bir bölümünün sadece size ait olan içinizde akmasında yatan gerçeklik değildir. Bunlar ortak değerlerdir ve ta baştan beri vardır. İşaretler akımını size ait işaretler akımı yapan ve size ait ol­duğunu tanımlayan şey, işaretlerin akım içindeki diziliş tarzına ve doğal olarak hangi işaretlerden oluştuğuna bağlıdır. Sözü edilen tarz her insanda farklıdır ve o kişiye özgüdür, kişinin tinsel özünün, ruhunun kişiliğidir.
İnsanın doğasını sorgulamak isteyen kişi, 2500 yıldan beri felsefenin yaptığı şeyi yapar, yanıt olarak gözünde bir bostan korkuluğunu canlandırabilir. Başka bir deyişle, eşyalar ve olgulara bakıp düşünce üreten, ama bizzat katılmayan hareketsiz bir cisim. Sorgulamak ve irdelemek istenilen şeye bakış mesafesinin bir diğer adı "teori"dir. Teorinin zıddı ise, somut olarak, yaşadığımız dünyaya müdahale et­mek olan pratiktir.(...)Martin Heidegger ve Ludwig Witgenstein'ın felsefesine göre insan, doğası gereği eylemleri ile dünyaya müdahale eder, dünyayı başkaları ile tanır ve algılar başka bir deyişle dünyaya, kendi tarlasını ekip biçen ve tarlasına (kendi yaptığı) bostan korkuluğunu diken insan aracılığıyla bakar.
Descartes haklı ise, düşündüğünüz müddetçe varsınız (bun­dan kuşku duymanız için bir neden yok) ve düşünmek zorunlu olarak göstergelerle düşünmek anlamına geldiğinden, içinizde olup bitenleri izlemeyi idrak etmeniz, her an ölçüsü mümkün bir gerçeklik olur: Sözcükleri benden soyutlamak mümkün değildir.
Kendi disiplini üzerinde uzun uzun düşünen Wittgenstein, tüm felsefi soruların dile özgü karmaşık bir modelden kaynaklandığı sonucuna varmıştır. Öyleyse felsefi sorular yanıtlan­mamalı, bir hasta gibi terapi edilmelidir.
Reklam
Felsefi açıdan bakılacak olursa kişinin mutsuzluğuna ilişkin idrak etmesi gereken tek şeyin kayıtsız şartsız özgür ben yanılsamasından kurtulması ve bu hayalin yerine gerçek yaşam koşullarını tanıması akla daha yakın görünüyor.
Sayfa 111Kitabı okudu
Bir grup filozof 'dilsel anlama' veya 'iletişim yeteneklerinin' belli toplumsal kuralların doğru uygulanmasında yattığına inanır. Diğer grup ise böylesi kuralları reddetmemekle beraber, sağlıklı iletişimin somut durumlarda bireyin kendi iradesi ile kurallara uymama yeteneğinde aranması gerektiğini savunur. Onlara göre bu yetenek, insanlara özgü, öğrenilmesi veya edinilmesi için kesin kuralları olmayan bir yetenektir.
Gerçekte olmayan bir varlığı düşünmekten daha kolay bir şey nere­deyse yok gibi. Diğer taraftan ise hayal ürünü olan bu varlığın olma­dığını açıklamaktan daha zor bir şey de neredeyse yoktur.
Charles Sanders Peirce
"insan bilincinde sözcük olmayan hiç­ bir nesne yoktur. İnsan, kullandığı sözcüktür."
Reklam
Sorites Argümanı
Bir tane kum bir yı­ğın oluşturmaz. İki tane kum da oluşturmaz. Herkesin de kabul ettiği gibi, belli bir sayıdan sonra yığın oluşmaya başlar. Yığın oluştuktan sonra artık bir kum taneciğinin eklenmiş veya eksiltilmiş olması bir rol oynamaz. Bu anlamda ele alınacak olursa yığın, açıklanması mümkün olma­yan gizemli bir oluşumdur.
"Ben"in kayıtsız şartsız özgür bir özne olarak tanımlanması halinde, "benin kendini gerçekleştirmesini" ("ben"le ilgili kişinin kendi dü­şüncesi) mutlu yaşama giden ana yol olarak görme temayülü ağır basar. İçinde bulunduğumuz dünyada veya yaşamda, kayıtsız şartsız özgür öznenin ve onun özgürce fiili eylemlerinin varlığını açıklaya­bilmenin oldukça zor olduğu bilinen bir gerçek. Felsefi açıdan bakılacak olursa kişinin mutsuzluğuna ilişkin idrak etmesi gereken tek şeyin kayıtsız şartsız özgür ben yanılsamasından kurtulması ve bu hayalin yerine gerçek yaşam koşullarını tanıması akla daha yakın görünüyor.
Kendi deneyiminizden hareketle sorgulanmayan yaşamın iyi bir yaşam olduğunu teyit edemezsiniz.
Sayfa 103Kitabı okudu
Filozof dostlarımı göz önüne getirecek olursam ama, zihinsel hamileliğin gerçekten çok uzun ve sancılı olduğunu söyleyebilirim. Dokuz ayın lafı bile edilemeyecek kadar uzun bir hamilelik. Birçoğu yıllardan beri beyinlerinde doğurmak için hazırlandıkları bir şeyler taşıyorlar. Mutlu değiller, zenginde olamadılar. Ruhsal sükunetlerinden bahsetmek bile mümkün değil.
Sayfa 126Kitabı okudu
23 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.