Halaza : Ekinler biçilirken tarlaya dökülen tanelerden ertesi yıl kendiliğinden yetişen ekin.
Kendi dilinden yazıldığı açıkça belli olan, özgün tarzını yansıtan, Anadolu'nun tüm saflığı, doğallığı, fakat aynı zamanda kurnazlığı ve saf kötülüğünü de yansıtan on öykülük bir kitaptı Halaza. Özgün bir dil, Anadolu'dan söylenceler, deyimler, yerel ağız ve yazarın doğallığı kitabı benim için farklı kıldı. Nedir bunlar bir kaç örnek vereyim: "gurk tavuklardan arta kalan cılk yumurtalar", "galgıdamak", "elimin eli değil, yelimin yeli değil", "el gülüncü de kıç silinci"... ..
"Yaaa!Ya ahiretlik ya!dert içine bir delikten girmeye görsün, ondan sonra dokuz delik aç gene çıkmaz."
Kitap bir kaç öyküde sonra bana göre fazla deyim ve yerel ağız kullanılmasından dolayı zorlama gelmeye ve bu sebeple sıkıcı olmaya başladı. Yazarın öyküler için seçtiği konular çok iyi, bizden, hayata dair olmasına rağmen bu dil beni yordu. Bu sebeple herkese hitap edeceğini düşünmüyorum.