"Tevrat" ve "İncil" adını verdiğiniz kitapların tahrif edildiği fikrini size veren nedir, dünya dinleri konusunda uzman olmadığı aşikar olan birinin kitabında okuduğunuzu zannettiğiniz iddia dışında? Asılları elinizde mi ki onla karşılaştırdınız? Yoksa ümmi olduğunu beyan eden peygamberiniz asıllarını bilip redaksiyon hatası mı buldu? Eğer öyle ise neden aslını çıkarıp "işte budur" demedi? Allah madem bozuk buluyormuş neden düzeltme yoluna gitmedi, neden yeni kitap yazdırma gereği duydu? Aslı kayıp mıydı, yoksa zaman aşımına mı uğradı? Onlar uğradıysa Kuran da zaman aşımına uğrar mı?
Birtakım cüretkar tefsir cambazlıklarına başvurmazsanız Tevrat'ta ölümden sonraki yaşama ilişkin bir ibare bulamazsınız. Tevrat'taki Cehennem, yahut Gei Hinnom, Kudüs yakınında bir vadidir; Beni İsrail Yahve'ye isyankar olunca Yahve onları cezalandırır, cesetleri o vadiye atılır. Latinceye infernum, İngilizceye hell diye çevirdikleri şe'ol ise besbelli bu hayata ait bir ceza makamıdır, "ölüm", "yıkım" ya da "kahır" dan öte bir anlamı olduğunu sanmıyorum.
Araplar bir toplumun töresel davranışlarının inceliklerini ele alan ilim dalına edebiyyat adını vermişler. Düşündükçe ne kadar şahane bir adlandırma olduğunu daha iyi kavrıyorum.
HALİM: Her şeye rağmen, tanrıya inanmanın inanmamaktan daha akılcı bir tercih olduğunu düşünüyorum. Eğer varsa ve inkar ediyorsanız ceza kaçınılmaz, üstelik risk almaya değmeyecek kadar ağır. Yoksa ve boşuna inandıysanız kaybedeceğiniz şey çok fazla değil.
SELİM: Hangi tanrıya?
HALİM: Tabii tek ve evrensel olan Allah'a. Yoktur demeyin, “ya varsa” diye düşünün.
SELİM: Sizin hatırınız için inanayım, peki, de hangisine? Zeus'a mı? Krişnaya mı? Yahudilerin tanrısının hatırı kalmaz mı?
Pascal dahil o kadar çok kişi bu sorunun tuzağına düşmüş ki hayret ediyorum. Farz edin ki Pascal'ın hesabına kandım, Hristiyanların — hatta Katoliklerin, hatta Pascal gibi Jansenistlerin — tanrısına inandım. Öldüm, karşıma Yüce Rabbimiz Krişna hazretleri çıktı, arkasında da Hades gülüyor. O zaman hapı yutmaz mıyım? Yanlış tanrıya inanma riskini almaktansa bence en güvenli yol hiçbirine inanmamak. O zaman hesap günü karşıma hangisi çıkarsa çıksın, “ya rabbim, yalan tanrıların hiçbirine inanmadım” diye kendimi savunma şansım olur. Yüz tanrı adayı varsa doksan dokuzunu bildim demektir.
Kaldı ki “kaybedecek bir şey yok” doğru değil. Hakikati kaybediyorsunuz, işkence ve azaptan daha korkunç bir şey bence. Hakikati kişisel konfor ve güvenlik hesabı üzerine inşa etmek gibi utanç verici bir hataya Pascal gibi akıllı bir adam nasıl düşer, şaşılacak şey.