Halkın Sırtından Kazanç

Noam Chomsky

En Beğenilen Halkın Sırtından Kazanç Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Halkın Sırtından Kazanç sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Halkın Sırtından Kazanç kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Özetleyecek olursak, "Amerikan değerleri"nin DTÖ'de kazandığı zaferin getirmesi beklenen sonuçlar şunlardır: 1. Her yere yetişen ABD'nin başka ülkelerin iç işlerine müdahale etmesini kolaylaştıracak "yeni bir araç", 2. Yabancı ekonomilerin can alıcı önem taşıyan sektörlerinin Amerikan tabanlı şirketlere devredilmesi, 3. İş dünyasmdakiler ve varlıklı kesim için yeni ayrıcalıklar, 4. Maliyetlerin yükünün tüm halka aktarılması, 5. Demokrasinin oluşturduğu tehdit karşısında yeni ve güçlü silahlar. Akıllı bîr insanın bu tablo karşısında şu soruyu sorması kaçınılmazdır: Söz konusu zaferin bu denli coşkuyla kutlanmasında bu beklentilerin payı var mıdır yoksa kutlamalar gerçekten yüksek değerler adına yapılıyor da bu beklentiler yalnızca olası yan etkiler mi? Bu kuşkuculuk, başlangıçta aktarılan Times'ın savaş sonrası durum tablosu göz önüne alındığında İster istemez artıyor. Söz konusu kuşkucu yaklaşımı pekiştiren bir başka etkense tarihte düzenli aralıklarla görülen bazı çarpıcı yinelemeler: Bu yinelemeler arasında, kendi projelerini dayatma gücüne sahip olanların bir yandan bu projelere coşkuyla yüce değerler atfederken, bir yandan da aynı projelerden kendi çıkarları doğrultusunda yararlanmaları Özellikle göze çarpıyor. Yüceltilen değerler serbest piyasa olsun, başka görkemli ilkeler olsun, uygulamada oyunu yürüten ve sonuçlarını alkışlayan kişilerin İhtiyaçlarına uyarlanıyorlar."
Om Yayıncılık - III. Serbest Piyasa Tutkusu - Dünya Ticaret Örgütü: "Amerikan Değerlerinin îhraç Edilmesi"
Adam Smith
Adam Smith
'in kaygısı, "ulusların refahı" ile ilgili idi ama "ulusal çtkar"ın büyük oranda bir aldatmaca olduğunu anlamıştı: "Ulus"un içerisinde, keskin biçimde çatışan çıkar grupları bulunuyordu, dolayısıyla siyaset ve siyasetin etkilerini anlamak için, iktidarın nerede yattığını ve nasıl yaşandığını sormak durumundaydık. Bu sorgulamaya daha sonraları sınıf çözümlemesi denecekti.
Om Yayıncılık - I. Neoliberalizme ve Küresel Düzen
Reklam
"Fırsat olmadan özgürlük, şeytan armağanıdır; özgürlüğü kullanma fırsatı vermeyi reddetmekse düpedüz suçtur. Zayıfların yazgısı, "uygarlık" dediğimiz şeye daha mesafeli yaklaşmayı gerektiriyor. Ben burada konuşurken 1000 çocuk kolayca önüne geçilebilecek hastalıklardan ölüyor; bunun yaklaşık iki katı kadın temel İlaçlar ve bakımla engellenebilecek olmasına karşın hamilelik ve doğum sırasında ölüyor ya da ciddi rahatsızlıklar geçiriyor. UNICEF bu trajedileri ortadan kaldırmak ve temel sosyal hizmetlerin evrensellik kazanması için, "gelişmekte olan ülkeler"in yıllık askeri harcamalarının dörtte birinin ya da ABD'nin askeri harcamalarının yüzde 10'unun yeterli olacağını söylüyor. İnsan özgürlüğü üzerine söylenebilecek ne varsa, bu gibi gerçeklerin ışığında söylenmelidir."
Om Yayıncılık - IV. Neoliberal Düzende Piyasa Demokrasisi - Öğretiler ve Gerçeklik - 1. UNICEF, The State ofthe World's ChMren 1997 (Oxford University Press, 1997); UNICEF, The Progress of Nations 1996 (UNICEF House, 1996)
Hume'un ilgisini çeken nokta, "çoğunluğun bir azınlıkça yönetilmesinin", insanların kaderlerini kendilerini yönetenlerinkine bağlayarak gösterdikleri "üstü kapalı boyun eğmenin bu denli kolay" olmasıydı. Hume bunu şaşırtıcı buluyordu çünkü "güç aslında her zaman yönetilendedir". İnsanlar bunu fark ederlerse, başkaldırır ve efendilerini alaşağı ederlerdi, Hume'un vardığı sonuç şuydu: Hükümetler fikirlerin denetlenmesi üzerine kuruludur. Bu ilke "en despot ve en militarist hükümet için geçerli olduğu ölçüde en özgür ve halka en çok dayalı hükümet için de geçerlidir."
Om Yayıncılık - II. Rızasız Rıza: Kamu Zihninin Denetlenmesi
"Üçüncü Dünya bu hale nasıl geldi? Bu konu, saygın iktisat tarihçisi Paul Bairoch tarafından ele alınmıştır. Yakın tarihli önemli bir incelemesinde Paul Bairoch şuna dikkat çekiyor: "Üçüncü Dünya'nın on dokuzuncu yüzyılda gerçekleştirdiği mecburi ekonomik serbestleşmenin, sanayileşmesinin gecikmesindeki başlıca etken olduğuna hiç kuşku yoktur"; ayrıca bunu ispatlayan bir olay dünyanın sanayi atölyesi ve ticaret merkezi durumundaki Hindistan, "sanayileştirmeme süreci"yle tamamıyla yoksullaştırılmış, net ücretlerin, besin tüketiminin ve öteki basit malların edinilebilirlik oranının keskin bir düşüş gösterdiği bir tarım toplumuna çevrilmiştir. Bairoch'a göre, "Hindistan, uzayıp giden bir listedeki kayıplardan yalnızca biriydi"; bu listede, siyasal olarak bağımsız bile olsa "piyasalarını Batı ürünlerine açmaya zorlanmış birçok üçüncü dünya ülkesi bulunmaktadır." Bütün bunlar yaşanırken, Batı toplumları kendilerini piyasa disiplininden korudular ve kalkındılar."
Sayfa 39 - Om Yayıncılık - I. Neoliberalizme ve Küresel Düzen - Ülkeler Nasıl Kalkmıyor?
"Sonuçta, neoliberaller kendi yarattıkları dünyaya ampirik bir savunma getiremiyorlar ve getirmiyorlar. Tersine bizlere, düzenlenmeyen piyasa ilişkilerinin yanılmazlığına dinsel bir inançla bağlanmamızı öneriyorlar, hayır, bunu dayatıyorlar; bu yanılmazlık teranesi, gerçek dünyayla pek de alakası bulunmayan on dokuzuncu yüzyıl kuramlarını akla getiriyor. Bununla birlikte, neoliberalizm savunucularının en büyük kozu, bütün bunların bir alternatifi ol'madığı savı. Neoliberallere sorarsanız, komünist toplumlar, sosyal demokrasiler, hatta ABD gibi daha alçakgönüllü refah toplumu devletleri, bunların hepsi başarısız oldu; bu yapılar içindeki vatandaşlar da gerçekleşmesi mümkün olmayan tek yol olarak neo-liberalizmi benimsemişler. Neoliberalizm mükemmellikten uzak olabilir, ama mümkün olan tek ekonomik sistemdir."
Om Yayıncılık - Robert W. McChesney
Reklam
31 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.