Halley Kimi Kurtarır

Salâh Birsel

En Eski Halley Kimi Kurtarır Sözleri ve Alıntıları

En Eski Halley Kimi Kurtarır sözleri ve alıntılarını, en eski Halley Kimi Kurtarır kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Birbirimize sevgimizi yitirmemizin, birbirimizi otobüs duraklarında yada kahve önlerinde kurşunlamamızın temelinde de bu sanat sevgisinin yokluğu yatmaktadır. Çünkü sanat sevgisi, bir yerde, insan sevgisiyle, toplum sevgisiyle birleşir. Ben bunu bilirim, bunu çalanı yığınlar arasından kültür rüzgarları estirilmeden hiçbir ulus uygarlık denizinde gemi yüzdüremez.
Camus 1957 yılında Nobel Yazın Ödülünü aldığı vakitler, Fransız yazarları onu nasıl yerden yere çalacaklarını düşünür dururlarmış. Kimileri onun modası geçmiş bir yazar olduğunu ileri sürerken, kimileri de artık tükendiğini, yazacaklarının tümünü yazdığını bangır bangır bağırıyorlardır. Bunlar arasında Camus’ye: «Terbiyeli küçük bir düşünür» deyenler de varmış. Hele kimileri onun Nobel ödülünü alacak güçte olmadığını ilan etmekten bile çekinmemişler. Gericiler ise onu komünistlikle suçlarken, komünistler de gericilikle karalıyormuş. Bir köpek dolabı ki içinden çıkabilirsen çık. Tanrı tanımazlar da onu dini bütün bir Hristiyan olmakla aşağılamışlar. Buna karşılık katolikler ona «kendini bile anlamamış bir Hristiyan» gözüyle bakarmış. Dahası var, kıskanç köpekler de ona çelme takmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlarmış.
Reklam
Bir de bakarsınız ki bugün solcu denilen bir kimseye yarın sağcı, öbür gün toplumcu, dördüncü gün ise faşo denilmektedir. Şu da var ki, yazarlarımız da haftanın üç günü solcu ise, üç günü de sağcıdır. Yalnız pazarları dinlenme günü olduğu için, o gün solculuğa, sağcılığa pek yelken açmazlar.
Bir yazıda en önemli şey lafın dümenidir. Lafın dümenine söz geçiremediği için yazarlar yazılarını, çokluk, yinelemeler, pısmalar, öğürmeler, kemkümler, aksırıklar, tıksırıklar vede bitmez tükenmez öykülerle doldururlar. Bunların arasında yazı sona erdiği halde, hızlarını alamayıp laf salatasını sürdürenlerin sayısı da oldukça kabarıktır.
Sayfa 21 - Yazının TadıKitabı okudu
Polonyalı yazar Witold Gombrowicz 1954 yılında günlüğüne şunu kıstırmıştır: — Bir gün neden bunca büyük sanatçının XX. yüzyıl boyunca bu kadar okunmaz kitaplar yazdıkları öğrenilecektir.
Sayfa 22 - Yazının TadıKitabı okudu
Türkçeyi nargilesine doldurup fokurdatan bir yazar da Orhan Veli’dir. Onun düzyazısı blan blan pırlantası gibi parlar. Şiir çevirileri de öyledir. La Fontaine’den en sağlam çevirileri belki Sabahattin Eyüboğlu yapmıştır ama La Fontaine’in tadını veren Orhan Veli’dir.
Sayfa 23 - Yazının TadıKitabı okudu
Reklam
121 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.