Hem hayatı, Cenab-ı Hakkın insana ve sana verdiği en kıymettar ve hayat-ı bâkiyeyi kazandıracak bir sermaye ve bir define ve bâkî kemâlâtın cihazatını câmi' bir hazine cihetiyle, onu sevmek, muhafaza etmek, Cenab-ı Hakkın hizmetinde istihdam etmek, yine o muhabbet bir cihette Ma'buda aittir.
İnsanın zaaf ve aczini ve fakr ve ihtiyacını, bir Kadîr-i Rahîm'e tevekkül ile tedavi eder. Hayat ve vücudun yükünü, Onun kudretine, rahmetine teslim edip,kendine yüklemeyip belki kendisi o hayatına ve nefsine biner hükmünde bir rahat makam bulur.
Bahtiyardır o adam ki; refika-i ebediyesini kaybetmemek için sâliha zevcesini taklid eder, o da sâlih olur. Hem bahtiyardır o kadın ki; kocasını mütedeyyin görür, ebedî dostunu ve arkadaşını kaybetmemek için o da tam mütedeyyin olur; saadet-i dünyeviyesi içinde saadet-i uhreviyesini kazanır.
Bedbahttır o adam ki; sefahete girmiş zevcesine ittiba eder; vazgeçirmeye çalışmaz, kendisi de iştirak eder. Bedbahttır o kadın ki; zevcinin fıskına bakar, onu başka bir surette taklid eder. Veyl o zevc ve zevceye ki; birbirini ateşe atmakta yardım eder. Yani; medeniyet fantaziyelerine birbirini teşvik eder.
Bir ticaret yapmadım,
nakd-i ömür oldu heba,
Yola geldim lâkin göçmüş
cümle kervan bîhaber.
Ağlayıp nalân edip düştüm
yola tenha garib,
Dîde giryan,
sîne biryan,
akıl hayran bîhaber.