Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Beyzanur

Sabitlenmiş gönderi
Sen,Allah'ın sanatının en güzel eserlerinden birisin.
Her birimiz Allah'ın kudretinin birer eseri olarak varız. Her bir hücremiz, her bir zerremiz O'nun sanatının birer parçası. Yaratılışımızda ki her bir detay O'nun sonsuz sevgisinin ve özeninin birer parçası, O'nun kusursuzluğunun birer kanıtıdır. Her anımızı, O'nun lütfunu ve merhametini hissederek yaşarsak, kalbimizde O'nun varlığını ve sevgisini hissedersek bu bize güç verir. Çünkü bu dünya da her birimizin varlığı O'nun sonsuz kudretinin ve merhametinin bir ifadesi. O'nun sanatının her bir parçası ve bu dünyada eşsiz bir iz bırakmaya adanmıştır. İşte bu yüzden eşsiziz ve eşsiz bir iz bırakmakla sorumluyuz. O'nun bir parçası olduğumuzu unutmadan şükranımızı hiçbir zaman eksik etmemek için bu yolda yürümeliyiz.
Reklam
Bazı sorulara cevap bulamadım; kuşkusuz gerekli de değildi bu. Soruyu soru halinde bırakıp sahici yanını korumaya çalışmam, cehalet mi sanıldı acaba?
Küçük İskender
Küçük İskender
Beyzanur tekrar paylaştı.
Çözemediğim bir şeyler var hayatımda
Çözemediğim bir şeyler var hayatımda Sualtı gibi derinlerde sessizce bekleyen Dirensem, daha ne kadar direnebilirim artık Nereye kadar gidebilirim, gitsem? Aradığım nedir, o kentten bu kente? Adressiz yaşamak da sıkar insanı gün gelir Gider heyecanlar, istekler, gülümseyişler Yüreğimdeki denizin suları birden çekilir. Özleyip de vardığım her

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Bir bakmışsın yine üst üste gelmiş ama bu sefer güzellikler..."
Hayat-ı bâkiyeyi kazandıracak bir sermaye...
Hem hayatı, Cenab-ı Hakkın insana ve sana verdiği en kıymettar ve hayat-ı bâkiyeyi kazandıracak bir sermaye ve bir define ve bâkî kemâlâtın cihazatını câmi' bir hazine cihetiyle, onu sevmek, muhafaza etmek, Cenab-ı Hakkın hizmetinde istihdam etmek, yine o muhabbet bir cihette Ma'buda aittir.
Reklam
Sor onlara: “Hiç körle gören bir olur mu; yahut karanlıklarla aydınlık eşit olur mu?" Rad Suresi 16
Şeytan der: "Ve insan suretinde çok şeytanlar var, bana yardım ediyorlar. Ve feylesoflardan çok firavunlar var, enaniyetlerini okşayan meseleleri benden ders alıyorlar."
Evvelâ: Dindar bir adam, din muhabbeti için "Hak böyledir, hakikat budur, Allah'ın emri böyledir" der. Yoksa, Allah'ı kendi keyfine konuşturmaz. Hadsiz derece haddinden tecavüz edip, Allah'ın taklidini yapıp, Onun yerinde konuşmaz. "Allah adına yalan söyleyenden daha zalim kim vardır." Zümer 32
Beyzanur tekrar paylaştı.
Musibet
...kimi zaman da ahirette karşısına büyüyerek çıkacak daha ağır bir bedelden insanı korumaktadır.
Bir insan işin sonunda ölüm olan bir yolculuğa nasıl sevinir?
Reklam
Hz. Ebû Bekir'in, Efendimiz (sas) ile ilk sıcak münasebetinin, tarihe Hilfu'l-Fudul olarak geçen Erdemliler Hareketi diye bilinen; "Kim olursa olsun zalime karşı, kim olursa olsun mazlumdan yana..." ifadeleriyle başlayan anlaşmanın yapıldığı gün olduğu söylenir. O gün yapılan o antlaşmaya, iki genç de katılmıştı. Bu gençlerden biri o gün için yirmi yaşlarında olan Abdülmuttalib'in torunu Muhammed, diğeri on sekiz yaşlarında olan Ebû Kuhafe'nin oğlu Abdullah'tı (Hz. Ebubekir'in asil ismi olduğu söylenir.) O gün orada başlayan münasebet bir daha kopmayacak bir dostluğa dönüşecek; yirmi yıl nübüvvetten önce, yirmi üç yıl nübüvvet ile birlikte tam kırk üç yıllık bir beraberliğe vesile olacaktı.
Nefsin oyunları
Nefis bir günah işleyeceği zaman önce kapatması gereken bazı kapılar olduğunu bilir. Kalbin, aklın, muhakeme ve en önemlisi de vicdanın kapılarını kapatması gerekir. Bu kapılar yavaş yavaş, sinsice, farkedilmeden, alıştıra alıştıra kapatılmadığı sürece kolay kolay o günaha teşvik edemez çünkü. Baktığımızda bir günahı işlemek özünde kolay bir durum değil, kapatılması gereken çok kapı var. Her kapının ağırlığı bir olmadığı gibi kapatmak için sarfedilen çaba da bir değil. Günahın büyüklüğüne göre kapatman gereken kapı da ağırlaşıyor beraberinde. Eğer son kapı olan vicdanımız da marifetten, bütün benliğimizi saran Allah korkusundan bir ışık yanmıyorsa, titreme gelmiyorsa hangi günah olursa olsun düşme tehlikesiyle karşı karşıyayız demektir. Bir insan namaz kılabilir, çok kuran okuyup araştıradabilir, orucunu hiç aksatmayadabilir hatta dışarıdan bakıldığında başkalarına çok iyi ilim öğreten aktaran birisi de olabilir ama o korku, o bürhan olmadan devrilmesi her daim mümkündür. Göçmek üzerinde olan bir uçurumun kenarında durmak gibi. Günümüzde bunun örnekleri de fazlasıyla mevcut zaten.
129 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.