Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Hatıralarım

Muhammed Emin Er

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
"Günahların küçük ve büyüklerinden sakınmalıdır. Kibrit küçüktür ama büyük yangınlar çıkarabilir."
Sayfa 218 - Pakistan Tebliğ Cemaati Başkanı
Şimdikiler bir sıkıntı çekmediği için ilmin de kıymetini bilmiyorlar.
Sayfa 310
Reklam
"Bugün evlerinde rahat uyuyanlar..."
Afgan cihadı gerçekten bir destan. Görmeden anlamak ve anlatmak faydasız. Eğer bu cihad bir Batılının, bir Yahudi’nin savaşı olsaydı günlerce, yıllarca dillerden, yayınlardan düşmezdi. Gel gör ki, cihad Müslümanların ve herkes suspus. Ne yapıp edip her gün, her yerde gündemde tutmalıyız Afgan cihadını. Namazlarımızda dua etmeliyiz. Başarıları için hususi namaz kılmalıyız. Her zaman yazmalıyız ve her yerde anlatmalıyız. Çünkü cihad sadece Afgan meselesi değildir. Bütün Müslümanların meselesidir. Burhaneddin Rabbani bize şöyle demişti: “Bugün evlerinde rahat uyuyanlar, yiyip içenler, gezip eğlenebilenler Afgan cihadına neler borçlu olduklarını düşünmek zorundadırlar.” Mücahidler bu ümmetin şerefini yeniden aziz kılmıştır.
Sayfa 248
Çobanlık yaparken yazı yazacak kağıt ve kalem olmadığından düz satıhlı taşlar üzerine yine taşlarla yazı yazmaya çalışırdım. Eskiden tütün paketi vardı. Bu paketleri atarlardı. Ben de onun kağıdı üzerinden kalemle yazı yazardım. Böylelikle Osmanlıca alfabeyi sökerek okumayı öğrendim. Kendi kendime okumayı öğrendiğim için insanlar: - Bir çocuk var, hiç okula gitmemiş, ama okuma-yazma biliyor. Hızır ona uykuda ders veriyor derlerdi.
Sayfa 33
Tamamen ilim tahsil ediyordum. Perişan bir haldeydim. Okumaya aşıktım. Bir köyden diğer köye giderken ayakkabım yırtılmasın diye çıkarıyor, yaya yürüyordum. Karşıdan birisi gelse utandığımdan giyiyor, sonra tekrar çıkarıyordum. Kimseden bir şey istemiyordum.
Sayfa 84
Selam hidayete tabii olan Mustafa (Sav)’ya uyan ve teslim olana. Mektubat-I Rabbani 166. Mektup
Sayfa 324 - MGV Yayınları
Reklam
Bir defasında hocam Abdüssamet Efendi’nin evi süngülü askerlerce basıldı. Biz evin ahırında 5-6 kadar özel talebe okuyorduk. (1936 yılı) Hocamızı evinden zorla dışarı çıkardılar. Jandarmaların bir kısmı da evi ve ahırı didik didik aradılar. Samanlıkların arkasına gizlenmiş olan biz talebeleri de buldular. Sonra bizi karakola götürdüler. Diyarbakır’da lakabı “Yiğit”e çıkmış gerçekten zengin ve hem de yiğit bir insan vardı. Bu kişi Molla Abdüssamet ve talebelerinin jandarmalar tarafından basılıp karakola götürüldüklerini işitince hemen karakola gelmişti. Çok etkin bir kişiydi. Sırf hocayı ve biz talebeleri mahkemeye sevk edilmeden kurtarmak için karakol amirine veya oradaki yetkililere 1936 yılının parasıyla 100 lira para vermişti ve bizim öylece salıverilmemizi sağlamıştı. O günün yüz lirası bugünün en az 10 milyon lirasıdır.
Sayfa 306
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.