Havva goren bilen ama caresiz 12 yasinda kadin olmak zorunda olan Havva erkekler yuzunden hayatindan vazgecmis ama ruhuna buyuklerinden gecen sifaci hal cok sevdim seni Havva'lara sifa niyetine ve tum kizlara umut dilegiyle.
Kitabı okurken içim yandı, ruhum daraldı. Tüylerim diken diken oldu. Herkesin okuyabileceği bir kitap değil. Kitaptaki kadın kahramanlarla birlikte benimde canım yandı. Çok etkisinde kaldım. Ama işte acı gerçekleri dinleyince kahır ettim vallahi bunu reva gören insanlara. Bence okumayın bu kitabı canınız yanacak.
Nereden çıkmıştı bu zalim, hain, iftiracı, kindar insanlar? Tarih boyunca böylesine bir topluma rastlamamışlardı. Dilleri yoktu ki zeytin ağaçlarının, “Bizim dinimiz yok. Biz hepinizi besledik!” desinler…
Çocuklarınızı sevin, kollayın. Size güvensinler. Özellikle kız çocuklarınızı. İleride evlenip gittiklerinde, kendilerine arka çıkacak bir babaları olduğunu bilsinler. Kocaları da bilsin ki, ezmesinler onları.
Sonunda kendisi de yansa, ölse bile değerdi, kötüleri yok etmek için. Kim bilir bu köyde, ülkede, dünyada, tarihler boyu nice Havva dövülmüş, tecavüce uğramış, yakılmış, öldürülmüştü âdemlerin verdiği cezalarla.
Bu eserde küçük yaştaki bir kızın kocaya verilmesi, babası tarafından taciz edilmesi, bulunduğu coğrafya'da halkın ne kadar bağnaz olduğu işlenmiş. Yazarın anlatımı sade akıcı konu anlaşılır. Fakat can sıkan bir kaç noktalar var onlara değineceğim. Şimdi eserde erkek düşmanlığı aşırı derecede baskın bir şekilde anlatılmış. Erkekler sapık, sığ düşünceli, hurafelere boyun eğen ve zulümden geri durmayan birer Adem topluluğu olarak işlenmiş. Hatta yazar o kadar erkeklerden nefret ediyor ki kitapta hiçbir erkek karaktere isim vermemiş. Bu yönüyle taraflı bir kitap yazmış.
Ardından çoçuğa engelliye kadına istismarı anlatmış ama o kadar pasif ki kadın, kendince koruma altına alıyor güya, gel gör ki kadınlarda boşlar cahiller elleri kolları kırık bir şekilde işlemiş. Mesela Havva'nın hiç asi duruşu yok! Ardından dine saldırmış yazar. Din adamlarının sapık art niyetli olduğunu işlemiş. Yani sözün öz'ü bazı gerçekleri anlatmış fakat nefret diliyle anlatmış. Kitabı elinize alıyorsunuz yazara hak veriyorsunuz yer yer fakat bu kadar... Nefretle anlatması direkt insanda okurken savunma mekanizmasını aktive ediyor. Kitapta babasını seven bir tane insan yok. Çünkü aileyi öyle bir anlatıyor ki yazar, maalesef o da kötü işlenmiş. Ben bu yazarın bir eserini daha okumam. Çünkü belki bu anlattığı olaylar var yaşanıyor fakat bunu okura öyle bir lanse ediyor ki insanın midesi bulanıyor. Yazarın yaptığı da bir tür zorbalıktır. Sevmedim kendisini.... Tavsiye etmiyorum.
Uzun zamandır bu kadar sinir bozucu bir kitap okumamıştım. Günümüz Türkiye’sini bu kadar açık açık anlatan kitap azdır. Cemaatlerin pis iç yüzünü,sapkınlığı,kızların küçücük yaşlarda
kocaman heriflere verilmesini çarpıcı bir biçimde anlatmış yazar. Sahte hocalar da mı suç yoksa o karaktersizlere inanan cahil insanlarımız da mı? Kesinlikle okumalısınız.
Ben nerde yaşıyorum bu insanlar ne yaşıyor?
Kitap yeni bitti ve ben hayatı sorguluyorum. Bu kadar aci gerçek olabilir mi? Bu kadar kötü şey ayni anda ayni kisilerin başına gelebilir mi ve yardim isteyecek hiç mi kimse yok mübarekler?
Kitabın konusundan bahsetmek istemiyorum çünkü beni allak bullak eden bir kitabi bir baskasina önerebilir miyim
Sonunda kendisi de yansa, ölse bile değerdi, kötüleri yok etmek için. Kim bilir bu köyde, ülkede, dünyada, tarihler boyu nice Havva dövülmüş, tecavüce uğramış, yakılmış, öldürülmüştü âdemlerin verdiği cezalarla.
“Sadece kadınlar değil, kız çocuklarınız da suçludur. Baktığınızda, sarıldığınızda, kucakladığınızda sizde şehvet uyandırıyorsa kızınız, bu sizin suçunuz değildir. Onun suçudur. Neden? Çünkü kadın kısmının fıtratında vardır erkeği ayartmak, yoldan çıkarmak, günaha sokmak. Nefsiniz kabarırsa şayet, kızınız da olsa kabarabilir ve bunda sizin bir parça bile suçunuz yoktur.”