Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Değişenler

Hayal ve Gerçek

Mahmut Makal

Hayal ve Gerçek Sözleri ve Alıntıları

Hayal ve Gerçek sözleri ve alıntılarını, Hayal ve Gerçek kitap alıntılarını, Hayal ve Gerçek en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Köylü milleti çayır otuna benzer; eşekler ne kadar kemirirse de yine büyür."
Ahır sekisinde hocanın elini sırayla öptükten sonra karşısına diz çöktük. Adamların danıştıkları tarla, arsa gibi hepsi de hayati ve mahkemelik meselelerdi. Hocanın verdiği hükümler ise çok batıl ve haksızdı bence. Ama burada bana söz düşmez. İşi bitenler memnuniyetlerini söyliyerek getirdikleri sigara paketlerini verip gittiler.
Sayfa 21 - Varlık YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ocağa iki tezek çatarak başına oturduk. Önümüz kavurga kavuruyor, arkamız harman savuruyor.
Bir sorunu olduğunda köylü hemen hocaya koşar. Bu baş vurmalar küçük bir mantıkla çözümlenebilecek sorunlardan tutun da, mahkemelerin bile kolay çözemeyeceği çapraşık davalara kadar vanr. Hocanın yüksek huzuruna gelip diz çökenlerin anlattıkları davanın konusu ne olursa olsun, iki dakika içinde hüküm verilir. Suçlu, da suçsuz da gık demeden hocanın elini öpüp çıkarlar. Haklı çıkan gururlanırken, öteki "şeriatın kestiği parmak acımaz" diye avunur.
Sayfa 32
Orta Anadolu köylüsü bu şartlar içinde yaşamak zorunluluğundadır. Zira çaresizdir, bakımsızdır. Devlet ona yardımda bulunamaz. O derece bunalmıştır ki, her şeye boyun eğmek zorundadır. Siyasetçiler köye seçimden seçime gelirler. Köylüler seçim denen şeye karşı pasif ve ilgisizdirler. Gelenin gidenin kötü olduğunu anlamışlardır ve seçim sandığının yanına bile uğramazlar. İşlerine bakarlar. Oy verme haklarını istedikleri gibi kullanabilecekleri şartiyle seçim sandıkları başında duranlara bağışlarlar. Zira bu oyunun ona bir şey getirmeyeceğini çoktan anlamıştır.
Sayfa 8 - Ön söz Rıza Mollof
Mahmut Makal dünyanın ve insanların unuttuğu bir köyün öğretmeniydi. O hiçbir şey katmadan bir fotoğraf kamerası gibi köyünü ve oradaki olayları saptadı. Bunun arkasından da tutuklandı. Sonradan, yazdıklarının doğru olduğu görüldü. Türk köylüsü hâlâ cehennemde yaşar. Wiener Wochenballatt 19.6.1971
Sayfa 120 - ALMAN BASININDAN
Reklam
Her tarafta cuma günleri üfürükçülere giderek temriye yazdırıyorlar. Üfürükçü de o kadar çok ki, canın hangisine isterse ona git. Sadece bir paket tütün götürmeyi unutma. Elinde, yüzünde yara, bere türeyenler de üfürükçüye koşuyorlar. "Nasıl olsa, derdi Allah geçirecek, biz vasıtasıyık" diye kestirme yolu da bulmuşlar. Yaptıkları da ne: Ateşe üfler gibi temriye ya da yaranın üstüne üfledikten sonra, yaranın çevresini ıslatıp kopye kalemiyle ve de eski harflerle bir şeyler karalıyorlar. Temriye olursa her tarafını yazıyorlar. Birgün üfürükçülere takılmak istedim: Yüzleri temriyeli beş altı çocuğun alınlarına, yanaklarına okul damgasını bastım. Istampa boyası o kadar güzel çıktı ki: Öyle ya canım, yalnızca hocaların elinden gelmez ya. Hem ben ücretsiz bastım. Hocalar duyunca çok kızmışlar; "Abdestsiz namazsız gavur yazısıynan dert geçer miymiş?."
Sayfa 55
Cuk
Aptesinde namazında olan bir insanda aranan erdemler dürüstlük ve temiz vicdan ise, sahip olacağı en önemli ibadet aracı da tespihtir. Eli tespihli olanın doğruluğundan şüphe etmezler bizde. Sakal da var mı, tamam...
Bir cehaletten bir saadetin doğ­ duğu görülmüş müdür?
Ölmek değildir, ömrümüzün en feci işi Müşkül budur ki, ölmeden evvel ölür kişi.
Sayfa 51
204 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.