Hayat Bir Emrin Var mı? kitaplarını, Hayat Bir Emrin Var mı? sözleri ve alıntılarını, Hayat Bir Emrin Var mı? yazarlarını, Hayat Bir Emrin Var mı? yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Çekip gitmek istiyorum.. Bu ülkede dayanacak kadar, savaşacak kadar güçlü değilim.. Burada bu güce sahip birçok insan işkence görüyor, hapishanelerde çürüyor.. Bu ülkede korkunç bir eşitsizlik hüküm sürüyor. Ve ben bu dehşet verici tabloyu adeta görmezlikten gelerek, feodal ilişkilerin ağır baskısı altında, komik bir ücret karşılığında sabah dokuz, akşam altı arası böcekleşerek, buna rağmen rahatça çalışabileceğim bir atölye bile tutamaksızın ; çirkin, zevksiz binalar arasında; gri, kahverengi ve kasvetli tonlarda elbiseler giyen insanlar içinde; küçük hesaplar yaparak yaşayan insanlarla birlikte yaşamaya daha fazla tahammül edemeyeceğimi düşünerek, gitmek istiyorum buralardan. Peki neyin özlemini çekiyorum? Önce özgürlük, saf bir su gibi özgürlük istiyorum. Kendimi kasmadan geliştirmek, derinleşmek istiyorum. Sonra, renkli bir kültürel ortam, hareket serbestliği, çağdaş ilişkiler, meraklarımı giderebileceğim gerekli bir ortam istiyorum. Bu ülkenin elverişsiz koşullarına razı olmak, yani ikna olmak istemiyorum. Benim için ikna olmak, yaşlanmak demektir; ben yaşlanmayı kesinlikle istemiyorum .."
Bin yıldır erdemlilik, bekâret, ahlâki sorumluluk kadından beklenirken, böyle şeyler erkeğin pek kullanmadığı ve bunlardan yoksun olduğu kavramlar değiller miydi?
Hani canınız bir şey çeker, daha doğrusu tanımlayamadığınız bir şeyin eksikliğini hissedersiniz, buzdolabının kapağını açar, içeri bakar, bir şey almadan kapısını kapatırsınız. Sonra tekrar açar,bakar, kaparsınız. Sonra…
Kitapta birbirinden çok farklı konularda denemeler olsa da hepsi tek bir duyguyu anlatıyor : Eksiklik…
Denemelerin bana uygun bir tür olmadığını kendi kendime ispatlamaya doyamıyorum. (Montaigne de kimmiş ben Salah Birsel’den zevk almamışım. Seviyeye gel hanımmmmm.)
Kitap tamamen İstanbul kokuyor. Ama çoğu kez epey arka sokaklardan gelen rahatsız edici bir koku….
Zamanınız varsa, Şizofren Aşk’a Mektup’un hatırına, alın ucundan azıcık…
Yaz geceleri kısalıyor, ömrümün sonuna yaklaştığımı hissediyorum. Artık ne genç bir insanım, ne de çok umutsuz. Garip bir yaştayım. Bir de çok erken yoruldum galiba. Duygularımı gereksiz yere çok hırpaladım. Bu yüzden artık yazlar bana acı veriyor.