"Hayat sen planlar yaparken, yanından geçip giden şeydir."
Doğduğumuz an itibari ile hayat oyununa yüklendik, hafızamız bomboş olarak .Şimdi bize roller biçilecek ve biz sistemin bize yüklediği o kişiler olacağız .Nedir bu sistem peki? Dış dünyanın bizi görmek istediği kalıba sokması. Önceleri korkuyu empoze ediyor beynimize,sobadan eli yanan çocuğun ki gibi.Sonra uslu olmazsak ,çok konuşursak,tembel olursak bizi azarlıyor,beğenmiyor ailelerimiz .Hep beğenilen taraf olmaya çalışıyoruz .Yetiyor mu ,yada mutlu ediyor mu bunlar bizi?
Hayır sadece kendimizi kalın duvarların arkasına saklıyoruz .Bazen tepkimizi çeşitli bağımlılıklarla dışa vuruyoruz .Ama o kalın duvarlar ardında biz ,bizi bile tanıyamıyoruz .
Kendimizi tanımak için öncelikle meditasyonun en etkili yol olduğunu söylüyor yazarımız .Öze dönüş,kendi ruhunla bütünleşme ,kendinle yüzleşme gerekiyor bunlar için .Bize nasıl yapabileceğimiz konusunda da ipuçları vermiş kitapta .Öyleyse biz de hayat oyununda bize verilen rollerden sıyrılıp sadece bize ait olan tek şey ,ruhumuzu besleyip gerçek benliğimize kavuşalım . Unutmayın siz ,başkalarının olmanızı istediği kişi değilsiniz.Özgürlük sadece sizin elinizde.
"Kişi ışığı hayal ederek aydinlanamaz, karanlığı şuurlu hale getirerek aydınlanabilir"
Değersizsin! Kime göre ?
Beceriksizsin! Kime göre?
Çirkinsin !Kime göre?
