Toplum baskısını hayatınızın her anında hissedersiniz. Bir mekanda oturduğunuzda, mekanda yemek yediğinizde, bir giysi alırken, okuduğunuz kitapta, okuduğunuz bölümde, üniversitede vs.
İnsanlara ne yapsanız yaranamazsınız. Hep sizi eleştirirler. Nasıl bir yaşam düşlediğinizden daha çok, onların sizin için nasıl bir yaşam tasarladığı ve bunu uygulayabildiğinizi önemserler, buna bakarlar. Özgürlüğünüze, düşüncelerinize hiç önem vermezler.
Eseri okuduğunuzda 1896 yıllarından bahsediyor ama o zamandan bu zamana pek bir şey değişmemiş. İkiyüzlülük, yozlaşmış bir toplum ve o sınıf farklılıkları ve bunun devamında birbirini ezen, sömüren günümüz sistemi.
Amacımız farklı olmak, insanları olduğu gibi görmek, saygı duymak. Saygılı olmak. Toplum olmak, uygar bir toplum olmak bence bunu gerektirir. Daha gidecek çok yolumuz var.