Hece Dergisi - Sayı 121 (Ocak 2007 Özel Sayı 13) Sözleri ve Alıntıları
Hece Dergisi - Sayı 121 (Ocak 2007 Özel Sayı 13) sözleri ve alıntılarını, Hece Dergisi - Sayı 121 (Ocak 2007 Özel Sayı 13) kitap alıntılarını, Hece Dergisi - Sayı 121 (Ocak 2007 Özel Sayı 13) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
.....
bugün Berlin’de kederden gebermekte olsamda
İnsanca yaşadım diyebilirim
Ve daha ne kadar yaşarım
Başımdan neler geçer daha
Kim bilir!
Nazım Hikmet
Tarihinden, kültüründen, dilinden ve inancından hiçbir insanı sürüp çıkarmaya, hiçbir siyasal sistem güç yetiremez.
Sayfa 5Kitabı yarım bıraktı
Marksizm, adeta teorisini yanıItarak beklenilmeyen bir biçimde işçi toplumunda değil de Rusya'da pratiğe dönüştü, hayata 'geçme imkanı buldu ve uzak yakın dünyanın hemen her yanında yepyeni bir devrim rüzgarı estirdi.
Sayfa 3 - Hece dergisiKitabı okuyor
Yarım söylenen doğru, yalanın yapamadığı kötülüğü yapabilir.
'Yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye'mde Türkçemle yasak'
Nazım Hikmet
Sayfa 3 - Hece dergisiKitabı okuyor
...Bu arayışın sonucu ortaya çıkan şiir Açların Gözbebekleri'dir ve Nazım'ın serbest vezinle yazdığı ilk şiirdir.
Yıllarca Nazım Hikmet'i vatan hainliği ithamının azgın pençeleriyle boğuşmaya terk edenler artık O'nun şiirleriyle kendi sevgilerini bileylemek, kendi düşlerini rafineleştirmek için çaba harcıyordu.
...Bunların dışında hapishane ortamının izin verdiği ölçülerde edebiyat dünyasını da izler ve Kemal Tahir'le bu konuda görüş alışverişinde bulunur Nazım Hikmet. Bunlardan bir kısmı özellikle genç şair ve yazarlarla ilgili olan düşünceleridir. Bunlardan ilki 13.02.1941 tarihli, Nazım Hikmet'in genç şairlerle ilgili düşüncelerin yer aldığı bir
Nazım Hikmet
"Tükürmüşüm kafiyenin içine" sözü ona aittir. O kimi zaman da hiçbir edebi disipline girmeyecek coşkulu eserler koymuştur ortaya.
Kendi dil, kültür, tarih iklimimizden doğan bir değeri reddetmekle onu yoketmiş olamayız. Sırtını dönmek eylemi özgüvenden değil, korkudan kaynaklanır.
Sayfa 5 - Hece dergisiKitabı okuyor
'Yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye'mde Türkçemle yasak'
Nazım Hikmet
Başkasının sırtından geçinmeyi seven ve bunu sermayeleştirenler için Nazım Hikmet bulunmaz bir mevzi, bir rezerv üretti hiç farkına varmadan. Asal bölünüşü devlet ile memleket kutupları iken bu gizi atlayıp sol-sağ, ilerici-gerici türü ithal tasniflerle kıyılan ülke insanı, bir de Nazım Hikmet odaklı kamplara kapatıldı . Türki ye'de sol kültür Nazım Hikmet' i bayraklaştırdı ve sanayileştirdi. Nazım Hikmet kevgirinde ayıkla(n)mak, solun geliştirdiği bir rozet mantığıdır. Bu yoııa bir yandan geniş halk kitleleriyle irtibatın kodu, şifresi görevini üstlenmiş bir Nazım hikmet romantizmi yaratıldı .Bu romantizmin sağladığı söylem manevraları. solculuğun taban sorununu çözebilecek koridorlar açtı
"Nazım Hikmet, Piraye Hanım'la aşkının arifesini şöyle anlatacaktı yıllar sonra:
"Kadınlarla bir daha hiçbir ciddi ilişkiye girmemeye karar verdim. Profesyonel devrimciydim, Türkiye'nin koşullarında her an hapse girebilirdim. Kesinlikle evlenmemeliydim. Bir iki yıl böyle yaşadım." "
1926 yılında Diş Hekimi Yelena ile ikinci evliliğini yapan Nazım, 1926'da cezasının affedilmesi üzerine Türkiye'ye dönebilmek için elçiliğe dönüş başvurusunda bulunur. Ancak başvurusuna bir yanıt alamaz ve 1928 Temmuzu'nda Türkiye'ye gizli olarak girmek durumunda kalır. Nazım artık "kendisini proleter şairi olarak ilan etmiştir."