-Bunu Allah'a anlattın mı? Seni tekrar mutlu etmesi için her gün Allah'a dua ediyor musun?
Heidi:
-Bunun ne faydası olabilir ki, diye cevap verdi. Allah beni duymadı. Frankfurt'taki insanlar aynı zamanda türlü şeyler için dua ederlerse, Allah herkesi fark edemez ki. Benim duamı duymadığından da eminim. Allah benim duamı mı fark edecek?
Bayan Sesemann:
-Allah'ın her şeyi işitmeye gücü yeter. O insanlar gibi değildir ki işleri karıştırsın. Ya da birbirinden ayırt edemesin. Allah, içtenlikle yapılan duaları işitir ve kabul eder, dedi.
"Peki, rüya görüp görmediğini hatırlıyor musun? Belki çok gerçekçi bir rüya görmüşsündür?"
"Ah... Evet." Heidi, adamın gözlerine baktı. "Her gece büyükbabama gittiğimi görüyorum. Hatta köknar ağaçlarının arasında esen rüzgarları bile duyabiliyorum. Kendi kendime, dışarıdaki yıldızlar ışıl ışıl parlıyordur, diyorum. Hemen kalkıp kulübenin kapısını açıyorum. O kadar güzel bir manzara var ki... Ama uyandığımda kendimi yine Frankfurt'ta buluyorum."