Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dünya’daki Yaşamın Mucizesi

Her Şeyin Nedeni

John Gribbin

Her Şeyin Nedeni Sözleri ve Alıntıları

Her Şeyin Nedeni sözleri ve alıntılarını, Her Şeyin Nedeni kitap alıntılarını, Her Şeyin Nedeni en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...merkezi kara deliğin güneşimizin en az bir milyon katı kütleye sahip olması şartıyla, birkaç milyar yıl içinde Samanyolu kadar büyük bir nesne üretebileceğini gösterir. Samanyolu'nun merkez bölgesinin gözlemleri, galaksimizin kalbindeki yıldızların görünmeyen bir nesne etrafında çok hızlı döndüklerini göstermektedir. Hareket hızları bize, kontrolünde oldukları merkezi nesnenin güneşimizin kütlesinin aşağı yukarı 3 milyon katına sahip olduğunu, ama yarıçapının Ay ile Dünya arasındaki mesafenin yaklaşık olarak yalnızca yirmi katı, yani 7,7 milyon kilometreyle sınırlı olduğunu söyler. Bu yalnızca bir kara delik olabilir. Taşlar yerine tam anlamıyla oturuyor. Fakat yaşam söz konusu olduğunda, merkezdeki kara delik galaksinin doğması için gerekli olsa da, galaksi bir kez oluştuğunda önemli olan şey onun dış bölgelerinde, kara delikten uzakta meydana gelenlerdi.
Süpernovalardan çok daha güçlü olan ama çok daha seyrek gerçekleşen patlamalar zaman zaman bizimki gibi galaksilerde de meydana gelir ve aynı zamanda yıldızların en yoğun olduğu Galaksinin merkezine yakın yerlerde meydana gelme ihtimalleri de daha yüksektir. Bu patlamalar yaydıkları yoğun fakat kısa süren gama ışını parlamalarıyla açığa
Reklam
Samanyolu ve benzer galaksiler Büyük Patlamadan 3 veya 4 milyar yıl sonra, yani 10 milyar yıl önce var oluşmuştu. Kozmik yamyamlık sonucunda gelişmeye devam ediyorlardı (hâlâ da ediyorlar!), bununla birlikte belirgin şişkin bölge ve disk yapısı zaten mevcuttu ve disk üzerinde Popülasyon I olarak bilinen, metal yönünden gittikçe zengin hale gelen yıldızlar vardı. Zaman geçtikçe diskte bulunan gaz, yıldız nesillerini takip ederek ağır elementler yönünden giderek zenginleşti, öyle ki bu sayede yaklaşık 5 milyar yıl önce, Samanyolu bugünkü yaşının yaklaşık yarısındayken Güneş oluştuğunda, artık gezegenleri oluşturmak ve en azından birisi üzerinde insanları meydana getirmek için yeterli miktarda "metal" bulunuyordu.
Bir gezegenin yüzeyindeki sıcaklık, ana yıldızından ne kadar ısı aldığına, ısının ne kadarının uzaya geri yansıdığına ve gezegen atmosferinin ısının ne kadarını tutabildiğine (sera etkisi) bağlı olarak değişir. Eğer atmosferi olmasaydı Dünya'nın sıcaklığının nasıl olacağına dair uygun bir göstergemiz var ve bunda yalnızca ilk iki etmen etkili olmuştur; Ay, Dünya'nın yüzeyiyle aynı materyalden oluşur, Güneş'e temel olarak bizimle aynı uzaklıktadır ve atmosferi yoktur. Havaya sahip olmayan Ay'ın yüzeyindeki ortalama sıcaklık eksi 18°C'dir ama Dünya'nın yüzeyindeki ortalama sıcaklık artı 15°C'dir. Bu 33°C'lik farktan Dünya atmosferinin sera etkisi sorumludur. Sera etkisinin boyutu Dünya'nın atmosferindeki karbondioksit, metan ve su buharı gibi gazların yoğunluğuna bağlıdır (atmosferin ana bileşeni olan nitrojen bu şekilde ısı tutmaz ve zaman zaman "küresel termostat" olarak adlandırılan olguya katkıda bulunmaz). Ayrıca bu sera gazlarının yoğunluğu büyük oranda levha tektoniğiyle düzenlenir ya da insan etkinlikleri doğal döngüleri etkilemeye başlayana kadar böyle düzenlenirdi.
Sayfa 177Kitabı okudu
Yıkıcı Kuyrukluyıldızlar
Kuyrukluyıldızlar Güneş Sisteminin oluşumundan kalma buz ve kaya kütleleridir.
Dünya gibi bir gezegende yaşam yalnızca bir kez teknolojiyi yakalayabilir. Kolay ulaşılan hammadde kaynaklarını tüketmiş durumdayız; bu yüzden eğer kendimizi yok edersek, bir sonraki zeki tür (eğer doğarsa) yola koyulmak için gerekli hammaddelere sahip alamayacak.
Sayfa 242 - Alfa Yayıncılık – 1. Basım ~ Mart 2015, İSTANBULKitabı okudu
Reklam
Lovelock, Dünya'nın Güneş'in artan ısısıyla uyumlu olarak ısınmasıyla birlikte, yüz milyon yıl içinde gezegenimiz üzerindeki yaşamın bugüne kadar gördüğü her şeyden daha aşırı bir sıcak duruma geçeceğini hesaplamıştır. En ihtiyatlı tahmin bir milyar yıl içinde Dünya'nın yaşanılmaz bir yer olacağıdır. Gerçek durum bundan çok daha kötü, çünkü şu anda biz atmosfere karbondioksit ve başka sera gazları ekliyor ve gezegenin daha da çabuk ısınmasına yol açıyoruz
Sayfa 122 - Alfa | BilimKitabı okudu
“Bu dünya üzerinde herhangi bir zamanda yaşamış olan organik oluşumların muhtemelen hepsinin soyu, yaşamın ilk olarak bahşedildiği bir ilkel türden geliyor.” C.Darwin
Sayfa 48 - Alfa | BilimKitabı okudu
Spitzer Uzay Teleskobuyla çalışan gökbilimciler aynı zamanda genç yıldızların etrafında bulunan, gezegenlerin oluştuğu disklerde bol miktarda hidrojen siyanür, asetilen, karbondioksit ve su buharı tespit ettiler.
Kızılaltı dalga boylarında yapılan gözlemler, yaşamlarının son evrelerinden birinde olan birçok yıldızın, uzaya püskürtülmekte olan, karbon bileşikleri bakımından zengin toz tanecikleri içeren materyal bulutlarıyla çevrilmiş olduğunu göstermiştir; bunların açık ara farkla en yaygını ise silikon karbiddir. Daha karmaşık karbon bileşikleri de vardır ve bunlar uzaya dağıldıkça, daha sonraki bir tarihte uygun gezegenlerde yaşamın ortaya çıkmasında önemli bir rol oynayabilir. Bununla birlikte, etkileyici bir şekilde bugün gezegen barındırdığı bilinen tüm yıldızların çoğunda karbonun oksijene oranı, Güneş'in sahip olduğundan daha yüksektir.
Sayfa 155Kitabı okudu
147 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.