Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Dünya’daki Yaşamın Mucizesi

Her Şeyin Nedeni

John Gribbin

Sayfa Sayısına Göre Her Şeyin Nedeni Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Her Şeyin Nedeni sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Her Şeyin Nedeni kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
❝Galaksimiz adeta yaşam için gerekli yedek parçaların bulunduğu devasa bir ambarmış gibi görünüyor.❞ ☆☆☆ James Lovelock, FRS ☆☆☆
Sayfa 5 - Alfa Yayıncılık – 1. Basım ~ Mart 2015, İSTANBULKitabı okudu
[...] bizim var olmamızı sağlayan yaşamın Dünya üzerindeki başlangıcından hemen önce, hem Venüs hem de Dünya'nın başına aynı anda yıkıcı bir felaket geldi. Rastlantı mı?
Sayfa 11 - Alfa Yayıncılık – 1. Basım ~ Mart 2015, İSTANBULKitabı okudu
Reklam
Varlığımızı bir ❝süper kuyrukluyıldız❞ın 600 milyon yıl önce Venüs'le çarpışmasına mı borçluyuz?
Sayfa 11 - Alfa Yayıncılık – 1. Basım ~ Mart 2015, İSTANBULKitabı okudu
Varlığımızı bir "süper kuyrukluyıldız"ın 600 milyon yıl önce Venüs'le çarpışmasına mı borçluyuz? On yıl önce bu fikir belki de gülünç bulunuyordu. Fakat şimdi biliyoruz ki Güneş Sisteminin dış sınırlarındaki yörüngelerde Plüton büyüklüğünde donmuş nesneler bulunuyor. Biliyoruz ki Ay, Dünya'nın Mars büyüklüğünde bir nesneyle çarpışmasıyla oluştu. Kaos Kuramı bize Güneş'in etrafındaki hiçbir yörüngenin kararlı olmadığını söylüyor. En önemlisi de, bizim var olmamızı sağlayan yaşamın Dünya üzerindeki başlangıcından hemen önce, hem Venüs hem de Dünya'nın başına aynı anda yıkıcı bir felaket geldi. Rastlantı mı? Belki. Ama eğer öyleyse bu. Dünya üzerinde zeki yaşamı doğuran bir rastlantılar zincirinin en önemli halkası. Ve bu zincirin öyle zayıf halkaları var ki, evrende yıldızların ve gezegenlerin yaygınlığına rağmen bizim zeki bir tür olarak eşsiz olduğumuz anlamına gelebilir.
Samanyolu galaksimizde birkaç yüz milyar yıldız bulunuyor. İhtiyatlı bir tahminle bunların birkaç milyarı, yaşama olanak sağlayabilecek gezegenlerle çevrelenmiş durumda. Galakside Dünya üzerindeki insanların sayısından daha fazla yaşanabilir gezegen olabilir. Ancak “yaşanabilir" olması, "yaşanılıyor" olduğu anlamına gelmez.
Sayfa 11 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Dünya, en azından bizim galaksimizde, tek akıllı gezegendir.
Sayfa 13 - Alfa Yayıncılık – 1. Basım ~ Mart 2015, İSTANBULKitabı okudu
Reklam
Sonsuz bir evrende her şey mümkündür ama ilginç herhangi bir şey bizden ancak son derece uzak yerlerde gerçekleşiyor olabilir.
Sayfa 13 - Alfa Yayıncılık – 1. Basım ~ Mart 2015, İSTANBULKitabı okudu
Sonsuz bir evrende her şey mümkündür ama ilginç harhangi bir şey bizden ancak son derece uzak yerlerde gerçekleşiyor olabilir.
Evren büyüktür. 13,7 milyar yıl önce aşırı sıcak, aşırı yoğun bir durum olan Büyük Patlamadan yayılarak oluşan hâlâ genişlemekte olan bir uzay baloncuğu içinde yaşıyoruz. Bu baloncuk yalnızca 13,7 milyar yıldır var olduğundan, herhangi bir yönde görebileceğimiz en uzak yer, ışığın 13,7 milyar yıl boyunca yol aldığı mesafe kadar olacaktır. Mantıklı olarak bu 13,7 milyar ışık yılı eder. Burada bir ışık yılı, ışığın bir yılda aldığı yoldur; kabaca 9,5 milyar kilometre veya 5,9 milyar mil. Öyleyse gözlemlenebilir evren 27,4 milyar ışık yılı çapında Dünya merkezli bir balondur; her yıl, (iki tarafından birer ışık yılı olmak üzere) iki ışık yılı hızında büyüyen bir balon.
gözlemlenebilir evren 27,4 milyar ışık yılı çapında Dünya merkezli bir balondur; her yıl, (iki tarafından birer ışık yılı olmak üzere) iki ışık yılı hızında büyüyen bir balon.
Sayfa 15 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Büyük Patlamada kayda değer miktarlarda oluşan yegâne elementlerin hidrojen ve helyum olduğuna dair güçlü bulgular var. Daha ağır elementler ise o zamandan beri yıldızların içinde yıldız nükleosentezi denilen süreç sonucunda birikmiş ve bu yıldızlar öldüğünde uzaya saçılmıştır. Bu demek oluyor ki Dünya gibi bir gezegeni oluşturabilmek için silikon, oksijen, karbon ve nitrojen gibi elementler açısından yeterince zengin olan yıldızlararası bulutların oluşmasından önce, birkaç yıldız neslinin doğması, yaşaması ve ölmesi için zamana ihtiyaç vardı.
Yıldızlar arasındaki bulutlar, neredeyse tamamı Büyük Patlamadan kalan hidrojen ve helyum olan yüzde 98 oranında gazdan oluşmaktadır, bu da diğer her şey için geride kalan yalnızca yüzde 2'lik kısmı bırakır. Yaklaşık 25 ışık yılı genişliğinde ve bizden 1400 ışık yılı uzaklıkta bulunan Orion Bulutsusu gibi bulutlarda genç ve yeni oluşmuş yıldızlar görebiliyoruz; bu bulutsu, yüzlercesi henüz Güneş gibi olgun bir evreye gelememiş olan binlerce genç yıldız içeriyor. Orion Bulutsusu Dünya'ya en yakın olan yıldız oluşum alanı olduğu için, bu nesnelerden bazıları oldukça ayrıntılı biçimde incelenebilmektedir. 150'den fazla örnekte tozlu malzeme diskleri tespit edilmiştir ve hatta bulutsu içindeki genç yıldızların etrafında bunların bazıları fotoğraflanmıştır. Yakın çevremizdeki başka yerlerde genç yıldızlarla bağlantılı benzer diskler de tanımlanmıştır.
Evrendeki en yaygın element, ağırlığa göre yaklaşık yüzde 73'lük bir oranla hidrojendir. Sonraki en yaygın madde ise yüzde 25'le helyumdur. Bunların her ikisi de Büyük Patlama esnasında ortaya çıkmıştır ama helyum kimyasal tepkimelere girmediğinden yaşam sürecinde doğrudan rol almaz. Üçüncü en yaygın element yüzde 0,73 oranla oksijendir ve bunu yüzde 0,29'la karbon izler. Kütle açısından sonraki sırada bulunan element demirdir ama çevredeki atom sayılarına bakıldığında beşinci sırada nitrojen yer almaktadır.Gökbilimciler kimyasal inceliklere karşı bir parça kendini beğenmiş bir tavırla yaklaşarak hidrojen ve helyum dışındaki tüm elementleri "metaller" adı altında toplarlar. Fakat adı ne olursa olsun önemli olan nokta, oksijenin hidrojenden sonra en tepkimeye açık element olması ve hidrojenle oksijenin suyu oluşturmak üzere hevesle tepkimeye girmesidir. Bu yüzden yıldızlararası taneciklerle PPD'lerdeki taneciklerin karbon tanecikleri (grafit) gibi katı parçacıkların yüzeyinde bir tabaka oluşturan bol miktarda su buzu içermesi kaçınılmazdır.
Evrendeki en yaygın element, ağırlığa göre yaklaşık yüzde 73'lük bir oranla hidrojendir. Sonraki en yaygın madde ise yüzde 25'le helyumdur. Bunların her ikisi de Büyük Patlama esnasında ortaya çıkmıştır ama helyum kimyasal tepkimelere girmediğinden yaşam sürecinde doğrudan rol almaz. Üçüncü en yaygın element yüzde 0,73 oranla oksijendir ve bunu yüzde 0,29'la karbon izler. Kütle açısından sonraki sırada bulunan element demirdir ama çevredeki atom sayılarına bakıldığında beşinci sırada nitrojen yer almaktadır.
Sayfa 28 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Yaşamın kimyasının iki anahtar bileşeni vardır. Biyolog olmayanlara göre en yaygın bilinen yaşam molekülü DNA, diğer adıyla deoksiribonükleik asittir. Bu bizim de dahil olduğumuz canlıların hücrelerinde kalıtım şifresini taşıyan moleküldür. Kalıtım şifresi, döllenmiş hücreye nasıl gelişeceğini ve erişkin hale nasıl geleceğini söyleyen, daha ziyade bir yemek tarifini andıran talimatlar içermektedir. Ancak aynı zamanda her bir hücrenin erişkin organizmanın işlevini sürdürmesi için doğru şekilde işlemesini sağlayan (örneğin nasıl karaciğer hücresi olacağını veya akciğerlerde nasıl oksijen emeceğini söyleyen) yönergelere sahiptir. Hücre mekanizması ayrıca bir başka molekül, yani ribonükleikasit ya da RNA içerir. Adından da anlaşılacağı gibi DNA molekülleri temelde RNA moleküllerinin aynısıdır ancak oksijen atomları içermez.
137 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.