Köyün birinde Harisarman adında bir Brahma rahibi yaşıyordu. Yoksul ve aptal bir adamdı, işsiz güçsüzdü. Bir sürü de çocuğu vardı. Bu hâlini görünce belki de önceki ha- yatındaki kötülüklerinin cezasını çekiyor diye düşünüyor- du insan. Ailesiyle birlikte sokaklarda dilenirdi. Nihayet bir şehre ulaştı. Burada Suthuladatta adlı zengin bir adamın hiz- metine girdi. Oğulları, Suthuladatta’nın ineklerine çobanlık edip malını mülkünü koruyor, karısı da hizmetçilik yapıyor- du. Harisarman ise yine bu zengin adamın evinin yakınında yaşıyor ve ona hizmet ediyordu. Bir gün Suthuladatta’nın kızı evlendiği için büyük bir ziyafet düzenlendi. Gelin ile da- madın dostları ve şenlikçiler bu eğlenceye katıldılar. Hari- sarman, efendisinin evinde kendisinin ve ailesinin tereyağı, et ve daha birçok lezzetli yiyeceklerle karnını doyuracağını umuyordu. O böylece ziyafet çekmeyi beklerken, hiç kimse Harisarman’ı düşünmemişti bile.
Harisarman, yiyecek bir şey verilmediği için çok sıkın- tılıydı. Gece olunca karısına şöyle dedi: “Yoksul ve aptal ol- duğum için burada böyle saygısızca muamele görüyorum. Bu yüzden, sanki büyü gücüne sahipmişim gibi yapacağım. Böylece şu Suthuladatta bana saygı göstermeye başlayabi- lir. İlk fırsatta, büyü bildiğimi anlatacağım ona.” Karısına bu sözleri söyleyip mesele üzerinde biraz kafa yorduktan sonra herkes uyurken Suthuladatta’nın evinden, efendisinin damadının bindiği atı kaçırdı. Hayvanı uzaklarda bir yere sakladı. Sabah olunca damat ve arkadaşları ne kadar arasa da atı bulamadılar. Suthuladatta bu talihsiz olay yüzünden çok sıkılmıştı ve atı çalanları aramakla uğraşıyordu. İşte bu
97
Sen bir ifrit olarak doğmuşsun. Zalimsin, kan emip et yiyorsun çünkü önceki hayatlarında kötü şeyler yapmışsın. Kötülüğe devam edersen, karanlıktan karanlığa gideceksin.