Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Hıristiyanlık

Şinasi Gündüz

Hıristiyanlık Gönderileri

Hıristiyanlık kitaplarını, Hıristiyanlık sözleri ve alıntılarını, Hıristiyanlık yazarlarını, Hıristiyanlık yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hıristiyanlığın Diğer İnançlara Karşı Diyaloğu
Erken dönemlerden itibaren Hıristiyanlığın diğer dinlere yaklaşımı dışlayıcı/eksklusivist bir çizgide olmuştur. Yeni Ahit'te de hakikate, kurtuluşa ulaşmada Hıristiyan bakış açısını tanıma ve kabullenmenin merkeziliğini vurgulayan çeşitli ifadelerden hareketle Hıristiyanlar, Hıristiyanlık dışında bir kurtuluş olmadığını ya da diğer tüm
Sayfa 113 - İsam Yayınları
Luther: Katolik Tenkidi (!)
Orta Çağ'da kilisenin dini alanın yanında, sivil alanda da otoriter bir güç olarak ortaya çıkması ve siyasal, askeri ve ekonomik alanda örgütlenmesi, reformistlerce şiddetle eleştiri konusu yapıldı. Örneğin Luther, papalığın yüzyıllar boyu sürdürdüğü yapısıyla hem Tanrı'nın hem de dünyevi iktidarların egemenlik alanına tecavüz etmekte
Sayfa 112 - İsam Yayınları
Reklam
Günah
Hıristiyanlığın günaha ilişkin en dikkat çekici özelliği, aslî ya da "ilk günah" konusundaki yaklaşımıdır. Pavlus, Romalılara Mektup'unda (5/12) "Günah bir insan yoluyla, ölüm de günah yoluyla dünyaya girdi. Böylece ölüm bütün insanlara yayıldı. Çünkü hepsi günah işledi" demektedir. Bununla o, Tekvin kitabın da anlatılan Adem'in Cennet'te işlediği ilk günah nedeniyle, günahın bütün insanlara geçtiğini ya da soyundan gelen tüm insanların Adem'in günahına bir şekilde ortak olduklarını vurgulamaktadır. Erken dönem kilise yazarlarından Tertullian, asli günah öğretisi bağlamında bebekleri de günahkar olarak görmektedir. Hıristiyan teolojisinde asli günah inancı kapsamlı bir öğreti olarak Augustine tarafından geliştirilmiştir. Augustine, asli günahın Adem'den miras olarak tüm insanlığa geçtiğini ve her doğan kişinin günahkar olarak doğduğunu vurgulamıştır.
Sayfa 109 - İsam Yayınları
Çarmıh Öğretisi ve Kurtuluş
Çarmıhta ölme, Yeni Ahit metinlerinde tanrısal irade tarafından takdir edilen bir olay olarak tanımlanır; zira incil yazarlarına göre İsa, daha tutuklanmadan önce, başına gelecek çarmıh hadisesinden haberdardır. (Mark.10/33-34) Âdem'den kaynaklanan günah ve ölümün tutsağı olan insanların kurtulması ve hukuk-günah-ölüm boyunduruğundan
Sayfa 100 - İsam Yayınları
Mesih inancı
İsa, tanrısal Oğul'un, insanlığın kurtuluşu için bedenleşmiş halidir. "Görünmez Tanrı'nın görüntüsü, bütün yaratılışın ilk doğanı odur. Nitekim gökte ve yeryüzünde, görünen ve görünmeyen şeyler, tahtlar, egemenlikler, yönetimler ve hükümranlıklar. her şey onda yaratıldı. Her şey onun aracılığıyla ve onun için yaratılmıştır. Her
Sayfa 95 - İsam Yayınları
Kutsal Ruh & Oğul İlişkisi
Hıristiyan inancında Oğul ile Ruh arasında karşılıklı bir ilişikinin varlığı kabul edilir. * Ruh, Oğul'un inkarnasyonunda, Mesihlik faaliyetlerinde ve ölümden dirilişinde aktif olarak görev yapmaktadır (Yuhanna, 15/26). * Oğul'un Meryem'in rahminde bedenleşmesine aktif olarak katkıda bulunan Ruh'tur: "İsa Mesih'in
Sayfa 90 - İsam Yayınları
Reklam
Kutsal Ruh
Pavlus, Ruh'u her zaman İsa Mesih ışığında düşünür. Ancak sıklıkla bahsettiği ruhu , tam olarak nasıl kavradığı, yazılarında netlik kazanmaz. Pavlus'un yazılarında sıklıkla "Tanrı'nın kutsal ruhu" ya da "Mesih'in ruhu" kavramlarına rastlanır (l Kor. 3/16; Rom. 8/9,14) . Ruhla ilgili bazı ifadelerde Mesih ile Ruh adeta özdeştir. Örneğin Pavlus, Korintlilere ikinci mektubunda Rab Mesih ile Ruh arasındaki özdeşliği şöyle anlatır: "... Bu peçe yalnız Mesih aracılığıyla kalkar. ... Ne zaman birisi Rabb"e dönerse o peçe kaldırılır. Rab ruhtur ve Rabb'in ruhu neredeyse. orada özgürlük vardır. Ve biz hepimiz, peçesiz yüzle Rabb'in yüceliğini görerek, yücelik üstüne yücelikte ona benzer olmak üzere değiştiriliyoruz. Bu da ruh olan Rab sayesinde oluyor" (2 Kor. 3/14-18). Ancak Pavlus, bazı yazılarında da "Mesih'te bulunan tanrısal ruhtan" bahsetmektedir (Rom. 8/11). İçinde bulunan bu ruh sayesinde Mesih, ölümden dirilmiştir. Tıpkı Mesih'te olduğu gibi, sıradan inanan insanlarda da bu ilahi ruh faaliyettedir. Bununla birlikte ökümenik konsillerde Kutsal Ruh konusundaki tartışmalara bir nokta konulmuş ve Kutsal Ruh'un da Baba ve Oğul ile aynı tanrısal öze/cevhere sahip bir unsur olduğu vurgulanmıştır. VI. yüzyılda Katolik kilisesinin iman ikrarında, Kutsal Ruh'un Baba ve Oğul'dan ortaya çıktığı ifade edilir. Ortodokslar ise teslisin unsurları arasında özellikle Baba'nın merkeziliğini vurgulayarak, kutsal ruh-oğul ilişkisini bir sapkınlık saymış ve buna karşı çıkmışlardır.
Sayfa 88 - İsam Yayınları
İsa Mesih'in Ölümden Dirilişi ve Yükselişi
İsa Mesih, çarmıhta acı çekerek öldükten sonra mezara gömülmüş ve üç gün boyunca mezarda kaldıktan sonra ölümden dirilmiştir: Üçüncü gün sonunda İsa Mesih ölümden dirilmiştir: "Mesih acı çekecek ve üçüncü gün ölümden dirilecek"(Luka, 24/46). Hıristiyan geleneğinde oldukça önemli olan dirilme hadisesi, incillerde şöyle
Sayfa 87 - İsam Yayınları
Kefaret
Pavlus'un Romalılara Mektubu'nda (3:25-26), çarmıh teolojisi kapsamında, acı çekerek ölen İsa Meslh'in, Tanrı tarafından insanların günahlarının bağışlanması için bir kurban olarak sunulduğu ve bununla Tanrı'nın adaletini gösterdiği belirtilir. Buna göre İsa, insanların suçlarına karşılık, bir kefaret olarak ölmüş ve günahtan
Sayfa 84 - İsam Yayınları
İnkarnasyon
Hıristiyan inancında Oğul'un bedenleşmesi /tenleşmesi ya da inkarnasyon, Tanrı'nın insanlığa yönelik kurtuluş planı doğrultusunda düşünülen bir teolojik doktrindir. İnkarnasyon, yeryüzünde günah ve ölümün tutsağı olan insanların kurtuluşu için ilahi bir müdahaledir. Daha önce Kutsal Ruh'un ilhamıyla ve peygamberler aracılığıyla kutsal sözlerle ifade edilen tanrısal kelam, yaşayan bir insan şeklinde bedenleşmiştir. Hıristiyan geleneği, inkarnasyonda Meryem'e ve Kutsal Ruh'a önemli misyonlar yüklemektedir. Meryem'e yüklenen misyon, rahminde Oğul'un (Kelam'ın) bedenleşmesidir. Yeni Ahit'te ve iman ikrarında Meryem'in bakire olarak ona hamile kaldığı vurgulanmakta ve bunun gerçekleşmesinde Kutsal Ruh'un aktif olduğunun altı çizilmektedir. Kutsal Ruh'un bu olaydaki fonksiyonu, bir insan gibi Meryem'i hamile bırakması değil, Meryem'in rahminde Kelam'ın bedenleşme imkanını sağlamasıdır. İsa Mesih'i doğuran bir figür olarak Meryem'in nasıl tanımlanacağına yönelik sorun Meryem'in İsa Mesih'in yalnızca insani yönünü mü; yoksa hem insani hem de ilahi yönünü birlikte mi doğurduğu meselesidir. Nitekim ana gövde kiliseler ilerleyen dönemde Meryem'in, İsa'nın hem insani hem de ilahi yönünü doğurduğunu kabul etmiş ve dolayısıyla onu Antropotokos "insan anası" unvanının yanı sıra, Teotokos "Tanrı anası" olarak da taltif etmişlerdir.
Sayfa 82 - İsam Yayınları
Reklam
Yuhanna, İsa Mesih'in Baba Tanrı ile birliğini, incilindeki İsa ile Filip arasında geçen konuşmada şöyle dile getirir: 'Filip, "Rab, bize Baba'yı göster; bu bizim için yeterli olacaktır" dedi. İsa ona şöyle dedi: "Filip, bunca zamandır sizinle birlikteyim, daha beni tanımadın mı? Beni görmüş olan Baba'yı
Sayfa 79 - İsam Yayınları
Baba - Oğul İlişkisi
Hıristiyan kutsal metinlerinde Baba ve Oğul ile ilgili vurgular karşılaştırıldığında, Oğul'a yönelik ifade ve tanımlamaların Baba ile ilgili olanlardan çok daha yaygın olduğu dikkati çeker. Baba ile ilgili ifadelerde ise özellikle iki husus ön plana çıkar. Bunların ilki Baba ile Oğul arasındaki ilişkiye yöneliktir. Her ne kadar Hıristiyan geleneğinde Baba ile Oğul'un aynı tanrısal öze/cevhere sahip oldukları vurgulansa da mezhepler arasında zaman zaman bu ikisinin birbirine karşı konumları açısından bazı farklı görüşler savunulmaktadır. Örneğin, Katolik geleneği, Baba ve Oğul da dahil, teslisin her bir unsurunu Tanrı inancı açısından aynı oranda vurgulamaya çalışırken. Ortodokslarda Baba'nın daha fazla vurgulandığı görülür. Diğer taraftan Baba ile Oğul arasındaki en temel ilişki "sevgi" yönüyle belirir: "Baba Oğul'u sever ve her şeyi O'na emanet etmiştir" (Yuhanna, 3/35). İkinci husus ise, Baba'nın, Oğul'un konumuna ve mesajına yönelik fonksiyonudur. Oğul'un inkarnasyonu bağlamında Baba'nın Oğul'u göndermiş olduğu vurgulanır. Oğul'un ikinci kez yeryüzüne geldiğinde, Mesih'in her yönetimi, her hükümranlık ve gücü ortadan kaldırıp, egemenliği Baba'ya teslim edeceği belirtilir. Buradan anlaşılacağı gibi, Hıristiyanlığın "Mesih merkezli" bir din olmasıyla ilgili direk.
Sayfa 77 - İsam Yayınları
Hıristiyanlıkta yüce tanrı "Baba/Abba" olarak nitelenir. Bu niteleme aslında Yahudi (ve dolayısıyla Tanah) metinlerinde her şeyi yaratan yüce tanrı bazen Baba olarak nitelendirilmektedir. Tanrının kastedildiği, "babamız veya babam" gibi ifadeler, İsrailoğullarının ya da Kral Davut'un diliyle aktarılmaktadır. Bu kullanıma paralel olarak Sinoptik İncillerdeki İsa'yla ilgili deyişlerde de tanrıdan Baba nitelemesiyle bahsedildiği görülür. Örneğin o, "Yeryüzünde kimseye baba' demeyin. Çünkü bir tek babanız var, O da göksel babadır" (Matta, 23/9) demekte; yaklaşan sonu , melekler ve oğul dahil, babadan başka hiç kimsenin bilemeyeceğini ifade etmekte (Markus, 13/32) ve yaşamının sonlarına doğru tanrıya "baba, baba" diye yakarmaktadır (Markus, 14/36). Bu konuda incillerde geçen İsa'nın meşhur "bağ kiracıları" benzetmesi de dikkat çekicidir (Markus 12/1-12 ; Matta, 21/33-46; Luka, 20/9-19). Bu pasaja göre İsa, yeryüzünü ve insanlığı bir bağa, Tanrı'yı bağ sahibi olan babaya, kendisini ise bağ sahibinin mirasçısı olan oğluna benzetir. Öte yandan muhaliflerini de, bağı kiralayan, ama sonra onu sahiplenerek bağ sahibinin oğluna karşı çıkan ve onu öldüren kimselere benzetmektedir.
Sayfa 76 - İsam Yayınları
Günümüz Hıristiyanlığı , teslisin unsurlarının aynı tanrısal cevhere/öze (ouisia) sahip olduğunu; bu yönüyle birbirlerinden ayrı olmadıklarını belirtir. Baba'nın yaratıcı ve yönetici, Oğul'un kurtarıcı ve yargılayıcı, Kutsal Ruh'un ise inayet ve ihsan edici olma özellikleri ön plana çıkarılır. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlemesine dayalı tek Tanrı inancını ifade etmek üzere hypostasis (şahıs, unsur, görünüm) terimi kullanılmaktadır. Bu terim, Arapça'da uknûm (Yunanca gnome) olarak karşılık bulmuştur. Böylelikle Hıristiyanlık, inanılan tek tanrıyı "üç uknumlu tek tanrı" olarak nitelemektedir. Bu bağlamda uknumlarla (Baba, Oğul ve Kutsal Ruh ile) ilgili olarak "ne birbirinden gayrı, ne de birbiriyle aynı" ifadesi; bunların tanrısal cevher/öz ya da ousion açısından birbirinden ayrı olmadığını, hepsinin bir ve aynı cevher olduğunu; ancak uknum ya da "fonksiyonel şahıslık" açısından farklı olduklarını anlatmaktadır.
Sayfa 75 - İsam Yayınları
Baba ve ilahi oğul ayrımına dayalı bir teoloji , Hıristiyanlık öncesi dönemlerden beri Pavlus'un doğduğu bölgede yaygın olarak bilinmektedir. Zira Yunanlıların Zeus'una tekabül eden "ilahi baba" Baal ile "ilahi oğul" olarak nitelenen Sandan inancı, Hıristiyanlık öncesi dönemde Tarsus'ta yaygındır. Günümüzdeki teslis inancının IV. yüzyıldan itibaren Hıristiyan kredosunda yer aldığı bilinmektedir. Bununla beraber teslisle ilgili vurgular II. yüzyıldan itibaren kilise babalarının eserlerinde yer almaktadır. Örneğin II. yüzyıl ortalarında Justin Martyr'de teslisin ilk izlerine rastlanır. Justin Martyr, Birinci Apoloji'sinde (The First Apology, 6) Baba'dan, ondan çıkan Oğul'dan, iyi meleklerden ve Ruh'tan bahsetmekte, bunlara tazimde bulunduklarını vurgulamaktadır. Il. yüzyıl sonlarında Antakyalı Theophilus ise Tanrı'ya ilişkin üçleme ya da teslis terimini ilk kullanan Hıristiyan ilahiyatçı olarak bilinir. Ancak bu dönemde de teslise dair net bir yaklaşım ortaya konulmamıştır. Teslisin geleneksel anlayışı ancak IV. yüzyılda şekillenebilmiştir.
Sayfa 74 - İsam Yayınları
148 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.