Öne Çıkan Huckleberry Finn'in Maceraları Gönderileri
Öne Çıkan Huckleberry Finn'in Maceraları kitaplarını, öne çıkan Huckleberry Finn'in Maceraları sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Huckleberry Finn'in Maceraları yazarlarını, öne çıkan Huckleberry Finn'in Maceraları yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mark Twain'in en iyi yapıtı olarak kabul edilen bu eser gerçekten de hakkını veriyor. Şu zamana kadar okuduğum klasikler içerisinde belki de en iyisiydi. Eğitimsiz, batıl inançlara sahip ama aynı zamanda çok iyi kalpli olan Huck, işsiz güçsüz ayyaş babasından kaçar. Macera tam da burada başlar. Öyle bir plan yapıyor ki herkes onu ölü sanıyor. Onu öldürenin de kaçak siyahi zenci Jim olduğunu düşünüyorlar. Ormanda karşılaşan Jim ve Huck, Mississippi Nehri boyunca uzun bir maceraya çıkıyorlar. Salda, kanoda geçirdikleri günler, geceleri yıldızları izledikleri o anlar öyle eşsiz betimlenmişti ki hayran kaldım. Bu yolculukta o kadar çok insanla karşılaşıyor ve o kadar çok macera yaşıyorlar ki anlatamam. Çeviriyi çok başarılı buldum. Zencinin dilinin hem farklı bir lehçe olduğunu bize hissettiriyor hem de kendi dilinizde anlayabiliyorsunuz. Jim'in konuşma sahneleri efsane idi. Kaçak siyahi bir köle olan Jim yine esir düşüyor. Huck da Jim de o kadar iyi yürekliler ki hiç ayrılmıyorlar. Harika bir dostluk örneği işlenmiş. Baştan sona komik ve ironik ifadeler kullanılması bambaşka bir üslup katmış. Huck bir köle değil ama aslında o da kendi dünyasında bir tutsak. Özgürlük kavramı çok güzel işlenmiş. Toplumun değer görmüş değerleri, o çağın düşünce şekli öyle güzel ele alınmış ki...Kitaba puanım 10/10.
Ben her şeyi içimden geçirirken Jim tüm düşündüklerini açıkça söylüyordu. Özgür eyaletlerden birine varınca ilk işinin para biriktirmeye başlamak olacağını anlattı. Tek bir sent bile harcamadan biriktirdiği parayla önce karısını satın alacaktı. Jim’in karısı Bayan Watson’in evinin yakınlarında oturan bir çiftçiye aitti. Sonra ikisi birlikte çalışarak iki çocuklarını satın alacaklardı;
sahipleri çocukları satmaya yanaşmazsa da kölelik karşıtı birilerine para verip çocukları çalacaklardı.
Böyle konuştuğunu duymak kanımı donduruyordu. Daha önce hiç böyle şeyler söylemeye cesaret edemezdi. Özgürlüğe yaklaştığını hissettiği anda ne kadar da değişmişti. Tıpkı eskilerin dediği gibi, “bir zenciye elini verirsen kolunu kaptırırsın.” İşte düşüncesizliğin sonucu bu, diyordum kendi kendime. İşte kaçmasına neredeyse yardım ettiğim zenci çıkmış açıkça çocuklarını çalarak yeni bir suç işlemekten bahsediyordu, hem de hiç tanımadığım, bana hiçbir zararı dokunmamış bir adama ait çocukları çalacaktı.