İnsanları ya okşayacaksın ya da ortadan kaldıracaksın; çünkü vereceğin ceza hafif olursa, adam senden intikamını alır, ama ağır bir ceza verirsen artık başını kaldıramaz.
Manzara resmi yapanların, dağları ve yüksek tepeleri iyi görmek için alçak ovalara, alçaktaki yerleri iyi görmek için de yüksek tepelere çıkmaları gerektiği gibi, halkın tabiatını iyi tanımak için hükümdar olmak, hükümdarlarınkini iyi tanımak için de halktan biri olmak gerekir
“İnsanların kimileri kendiliğinden anlar, kimileri anlayandan öğrenir. Kimileri de ne kendisi anlar ne de başkasının dediğinden anlar. Birinciler çok akıllı olanlardır. İkinciler daha az akıllı, üçüncüler ise işe yaramaz olanlardır.”
İnsanlar öylesine basitler ve günün gereklerine uymayı öylesine iyi bilirler ki aldatmaya kalkan kişi, karşısında aldanmaya hazır birini bulur her zaman.
Halk, seçkinler tarafından baskıya uğratılmak ve ezilmek istemez; seçkinler de tersine, halkı buyruklarına almak ve ezmek isterler. Bu iki farklı iştahtan bir ülkede üç ayrı sonuçtan biri doğar: Ya hükümdarlık ya özgürlük ya da başıboşluk.
Korkulan ve sevilen olma konusunu şöyle özetliyorum: Sevmek insanların kararıdır ancak korkulmak hükümdarın elindendir. Bilge bir hükümdar başkalarının değil, kendi kontrolünde olana güvenmelidir. Daha önce de vurguladığım gibi, nefret edilen bir hükümdar olmaktan kaçınmak için elinden geleni yapmalıdır.
... Bir hükümdarın sevilmesi mi daha iyidir yoksa ondan korkulması mı? İkisi de yarar sağlar ancak ikisine aynı anda sahip olmak zordur. Birini seçmemiz gerektiğinde de korkulmak, sevilmekten çok daha güvenlidir.
"Kral olması için, krallıktan başka hiçbir eksiği yoktur". Hieron önceki orduyu kaldırıp yerine yenisini kurmuştur. Eski dostluklarını sonlandırıp yenilerini edinmiştir ve her şeyi bu yeni temellerin üzerine inşa etmiştir. Ele geçirirken büyük sıkıntılar yaşadığı hükümdarlıkta egemenliğini kolaylıkla sürdürmüştür.