İbn Eca Seyahatnamesi kitaplarını, İbn Eca Seyahatnamesi sözleri ve alıntılarını, İbn Eca Seyahatnamesi yazarlarını, İbn Eca Seyahatnamesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hamd bir olan Allah'a, salât ve selâm kendisinden sonra Peygamber olmayan, Peygamber efendimiz Hz Muhammed (sav)'e ve ailesine arkadaşlarına olsun
Bol bol selâm üzerine olsun.
Allah bize yeter; o ne güzel vekildir.
Şam'da Emeviyye Cami-inden çıktıktan sonra fakir kimselerden bulduğuna sadaka verdi.
Emeviyye Cami-inin maksuresinde Cuma namazı kıldılar.
Cuma namazından çıkışında insanlar Emir Yeşbek i görmek için saflar halinde dizildier .
Ayrıca insanlar, Allah ve Müslüman düşmanlarına karşı Allah'ın ona yardım etmesi için dua edip yalvarmaktaydılar...
Dulkadir Beyliği lideri ile Memlük elçisi arasında uzun diyaloglar cereyan etmiştir. İşte seyahatnamelerin önemi bir kez daha kendisini göstermektedir. Bilindiği üzere seyahatnameler, kaynaklarda bulunma ihtimali zor olan sözlü kültür hayatının anlaşılmasına dair önemli malzemeler sunmaktadır.
Seyahatnamenin içindeki kelimeler ve sayfa altında yazılan açıklamalar okumayı zorlaştırsa da, daha çok tarihle ilgili bilgiler verdiği için benim için okuması zevkliydi. Seyahatname olmasına rağmen gidilen yerler hakkında çok fazla bilgi vermiyor daha çok elçilik sürecinde gelişen olaylar anlatılıyor.
15. yüzyıl seyyahlarından İbn Ecâ et-Türkî (1417-1478), Memlûk Devleti'nde hem ordu kadılığı (kazaskerlik) hem de elçilik vazifesi yapmış Türk kökenli bir tarihçi ve seyyâhtır. İbn Ecâ, 1471 senesinde Sultan Kayıtbay döneminde Memlûk kumandanı Emîr Yeşbek ed-Devâdâr'ın yanında Dulkadiroğlu Şehsuvar'a karşı yapılan son sefere katılmıştır.
Uzun Hasan'a elçi olarak gönderilen müellif uzun bir yol katetmesine rağmen belki de yolculuğu boyunca hasta olmasından dolayı geçtiği yerlerden çok kısa bahsetmiş. Ayrıca döneminin büyük hükümdarlarından biri olan Uzun Hasan'la yaptığı görüşmeleri de çok kısa anlatıyor. Yinede dönem hakkında bilgi almamız açısından çok değerli bir eser olduğunu düşünüyorum.
Bazı yerlerde çeviriler birebir yapıldığı için müellifin ne kastettiği pek anlaşılmıyor bu yüzden kitap üzerinde derinlikli bir çalışma yapılsa daha faydalı olacaktır.
Uzun Hasan, kadı'ya “Onun(Memlûk Sultanı Kayıtbay'ın mektubu) mektubunu oku." dedi. Ardından kadı mektubu okudu ve böylece Uzun Hasan mektubun içerisinde neyin olduğunu anladı. Ayrıca kadı mektupta Uzun Hasan'ın anlamadığı kelimeleri de tercüme etti.(Bu durumda Uzun Hasan Hasan Türkçe konuştuğuna göre Kayıtbay da mektubunu Türkçe yazmış demektir.
Yazarımızın oldukça uzun bir ismi var. Ancak ismi İbni Türk yada Eca olarak kullanılmış. Memlük devleti ki ismi türk devleti yada Türkiye Devleti olarak geçmiştir. Mısır , Lübnan, Suriye ve Anadolu arasında meydana gelen olayları birebir incelemiştir. Dikkati çeken bir durum da şudur: Memlûk emiri Yesbek ismi aşırı şekilde zikredilmiştir. Sanki Yesbek Seyahat namesi olmuş. Aşırı şekilde yapılan övgüler de diğer dikkati çeken durumudur.
Seyahatnâmeler hem edebî hem de tarihî eser olarak benim en fazla ilgimi çeken eser türü olmuştur. Zira ben geçmişe dair yaşanmışlığı en fazla bu tarz eserlerde hissediyorum. Tarih sayfalarından ilginç yaşam hikayeleri, gündelik hayata dair örnekler, gelenekler ve kültürün en samimî dille seyahatnâmelerde anlatıldığını düşünüyorum.
İbn Ecâ
İlk kez bir seyahatname okudum ve sanırım bu türe başlamak için seçilebilecek en ideal olmayan kitaplardan birini seçerek başlangıç yaptım. Ben bayağı bayağı gezginimizin gittiği gördüğü, gözlemlediği yerleri yazacağını düşünerek almıştım kitabı, kitap ise sanki seyahatname değil de bildiğimiz günlük.
İbn Ecâ, Memlûkler Devleti’nda kazasker ve 1471-1478 aralığında elçilik görevinde bulunuyor ve birçok yere yollanıyor. Ancak kitabın sadece %15-20’si dişe dokunur gözlemlediği yerleri anlatmayla geçiyor, geri kalanı tamamen oralarda diğer devletlerin sultanlarıyla görüşmeleri, emrinde bulunduğu Emîr Yaşbek’le, onun kendisine söyledikleriyle geçiyor. Bu söylediklerim, eserin değerini azaltıcı şeyler olarak düşünülmesin, eser o dönem açısından ilgililerine çok yarar sağlar, orası kesin. Ama demek istediğim, gezi yazısı türünde bir şeyler arıyorsanız bu kitaptan uzak durun.
Memlûklü yazarımızın, Dulkadiroğlu Beyliği’yle, Akkoyunlu Beyliği’yle ve o beyliklerin hükümdarlarıyla olan ilişkileri, diyalogları ve genel anlamda diplomatik ilişkiler anlatılıyor kitap boyunca.
Yani Memlûkler, Dulkadiroğulları, Akkoyunlular üçgeninde 15.yy.ın ikinci yarısına ilgi duyuyorsanız bu kitabı okumanızda yarar var ancak gezi yazısı türünde bir şeyler okumak istiyorsanız başka kitap öneririm.
(Kitabı hazırlayan Dr. Mehmet Şeker’in kalemine sağlık. İnce eleyip sık dokuyarak çevirmiş ve hazırlamış bu eseri. Her sayfada dipnotlar bulunuyordu.)