Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İç Konuşmalar: Ruhun Ölümsüzlüğü Üzerine

Augustinus

İç Konuşmalar: Ruhun Ölümsüzlüğü Üzerine Hakkında

İç Konuşmalar: Ruhun Ölümsüzlüğü Üzerine konusu, istatistikler, fiyatları ve daha fazlası burada.
9/10
1 Kişi
9
Okunma
1
Beğeni
178
Görüntülenme

Hakkında

İtiraflar’da Tanrıya doğrudan hitap eden, Batı edebiyatı ve felsefesinde etkisi her zaman hissedilen bir “ben”in güçlü sesi vardır. Augustinus’un ilk eserlerinden biri olan İç Konuşmalar ve metnin devamı niteliğindeki Ruhun Ölümsüzlüğü Üzerine’de ise Hıristiyan filozofun “iç sesi” geniş bir yer kaplar. Ruhumuzu ne derece tanıyor ve onun ölümsüzlüğüne dair ne biliyoruz? Kişi kendisiyle baş başa kalıp sohbete daldığında, benliğinde yankı bulan bu tarz sorular, özünde derin bir boşluğu kapatmak isteyecek, içsel hayatın sürekliliği için tatmin edici yanıtların peşine düşecektir. Augustinus’un eserine özgünlük katan yön ise, diyaloglar halinde ve akıl yürütmelerle ilerleyen bir iç konuşmanın ilk parlak örneklerden birini kaleme almış olmasıdır. Çalışmasını şöyle niteler Augustinus: “Kendi bağlılığımı ve arzumu takip ederek, bilhassa bilmek istediğim şeylerle ilgili olarak hakikati araştırmak amacıyla, yalnız olmama karşın sanki iki kişi (ben ve akıl) varmış gibi soru sorup cevap verdiğim iki kitap (bölüm) yazdım. Bu sebeple söz konusu çalışmaya Soliloquies (İç Konuşmalar) adını verdim.”
Yazar:
Augustinus
Augustinus
Çevirmen:
Fırat Çelebi
Fırat Çelebi
Tasarımcı:
Harun Ak
Harun Ak
Tahmini Okuma Süresi: 3 sa. 51 dk.Sayfa Sayısı: 136Basım Tarihi: 1 Haziran 2023Yayınevi: Doğu Batı YayınlarıOrijinal Adı: Soliloquia, De Immortalitate Animae
ISBN: 9786258123432Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yazar Hakkında

Augustinus
AugustinusYazar · 4 kitap
(13 Kasım 354/28 Ağustos 430) Batı Kilisesi'nin ilk döneminin başlıca ilâhiyatçısı, M.S. 396-430 yılları arasında Roma Afrikası'nın Hippo piskoposu olan Augustinus İlkçağ Hristiyanlığının en büyük düşünürü sayılır. Yunan felsefesinin Platoncu geleneği ile Hristiyan öğretiyi kaynaştırmaya çalışmıştır. Augustinus'un babası Patricius putperest, annesi Monica ise dinine bağlı bir Hristiyandı. Ondokuz yaşında Kartaca'da öğrenciyken, Çiçero'nun bugün kayıp olan Hortensius adlı denemesinin etkisiyle felsefeye ilgi duymaya başladı. Katolik Kilisesi'nin inançlarını felsefeye uzak bulduğu için Maniciliğe yöneldi. Çapkın bir gençlik döneminden sonra düşük tabakadan bir kadınla ilişki kurmuş olan Augustinus zaaflarına karşı duramadığı için evlenmesine göz yumulan sıradan Manici müritler arasına girebildi. Augustinus'un bu "ışık dini"ne duyduğu ilgi uzun sürmedi. Yirmisekiz yaşında Kartaca'dan ayrılarak Roma'ya, oradan da Milano'ya gitti. Milano piskoposu Ambrosius ile tanıştıktan sonra Katolik öğretiye karşı beslediği önyargılar bir ölçüde sarsıldı. Ama Tanrı'nın varlığı, kötülüğün kaynağı ve niteliği gibi sorunlar, onda hâlâ çözüme kavuşmamıştı. Yeni-Platonculukla tanışması bu sıralarda oldu. Yeni-Platoncu görüşler, Manicilikten aldığı, Tanrıya ancak bedenden uzaklaşarak dönülebileceği ilkesini pekiştirmişti. Onun için bu, öncelikle cinselliğin bağlarından kurtulmak demekti. Hristiyanlığa kesin dönüşü Milano bahçesinde kulağına gelen al ve oku (tolle, lege) buyruğuyla gerçekleşti. "Rab İsa Mesih'i giyinin ve şehvetler için bedenin tedarikini görmeyin" âyetini okuyunca son kuşkularından da kurtuldu ve 387'de Ambrosius tarafından vaftiz edildi. Bazı Yapıtları: Hristiyan Öğretisi; İnanç, Umut ve Sevgi Üzerine; Vaazlar; Mektuplar; Tekvin'in İlk Üç Bölümü Üzerine Yorumlar; Mezmurlar Üzerine Açıklamalar; Gerçek Din Üzeri¬ne; Özgür İrade Üzerine; Vaftiz Üzerine; Doğa ve Kayra Üzeri¬ne; İsa'nın Kayrası ve İlk Günah Üzerine.