İbrahim bin Edhem buyurdu:
"Hiç yanılmayacak kadar güzel konuşmalar yapıyoruz, fakat iş amele gelince, hep yanılıyor ve kat'iyyen doğru hareket etmiyoruz."
"Allah, bir kuluna ilim ihsan ettiği zaman, onunla birlikte hilm, tevazu, güzel ahlak ve şefkat de verir. İşte bu sıfatlarla donatılan ilim, ancak menfaatlı ilimdir" denilmiştir.
Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:
من ازداد علما ولم يزدد هذى لم يزدد من الله الا بعدا.
"Kimin ilmi arttığı halde hidayeti artmazsa, onun ancak Allahdan uzaklığı artmış olur."
Hatem-i Esam şöyle demiştir:
"Mü'min, düşünür ve ibret nazarı ile meşgul olur. Münafık ise, hırs ve uzun emel ile meşgul olur.
Mü'min, herkesten elini çeker ve bütün ihtiyacını yalnız Allah(c.c)'den ister. Münafık ise, herkesten ister.Allah (c.c)'den istemez.
Mü'min, yalnız Allah(c.c)'den korkar, başka hiç
kimseden korkmaz. Münafık ise, herkesten korkar, yanlız Allah (c.c)'den korkmaz.
Mü'min, malını dini uğrunda feda eder. Münafık ise, dinini malı uğrunda feda eder.
Mü'min, güzel işler yaptığı halde, yine de Allah (c.c)'den korkusundan dolayı ağlar. Münafık ise, kötü işler yaptığı halde yine de güler.
Mü'min, Allah (c.c)'ı anmak için tenha yerleri sever. Münafık ise, insanlar arasında gösteriş yapmayı sever.
Mü'min, tohumu eker. Fakat yeşerip yeşermeyeceğinden endişe eder. Münafık ise, ekilen tohum söker ve harman zamanı mahsül bekler.
Mü'min, toplumun huzurunu sağlamak için iyiliği emreder ve kötülükten men eder. Münafık ise, riyaset ve dünyalık için emreder, yasaklar ve bozgunculuk eder.