Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn (8 Cilt Takım)

İmam Gazali

İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn (8 Cilt Takım) Sözleri ve Alıntıları

İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn (8 Cilt Takım) sözleri ve alıntılarını, İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn (8 Cilt Takım) kitap alıntılarını, İhyâ-u Ulûmi’d-Dîn (8 Cilt Takım) en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Allah(cc)'ın kendilerine verdiği akıldan razı olmayan kimse yoktur.Fakat akılsızların en aşağılığı aklıyla övünen kişidir.
Niyetsiz amel yorgunluk, hâlis olmayan niyet ise riyakarlıktır. Riya, nifaka denk ve isyâna eşittir. Hakka dayanmayan ve halis olmayan ihlâs da hevadır. Nitekim bu gibi karışık ameller hakkında Allahu Teâlâ: وقدمنا إلى ما عملوا من عمل فجعلناه هناء مشورا "Yaptıkları her işi ele alır onu toz duman ederiz. (Furkan suresi, 25/23) buyurmuştur.
Sayfa 220
Reklam
Yoksa güvenim anahtara değil, sanadır.
Hål ile tevekkülüne gelince; evinde ve canında Allahu Teála'nın takdirine razı olup, "Allahım, evimde bulunan eşyayı almaya birini musallat ettinse, ben senin hükmüne razıyım. Zira bana verdiğin bu varlık, geri almayacağın hibe cinsinden veya geri alacağın emanet cinsinden olup olmadığını da bilemem. Her ne şekilde ise ben senin hükmüne razıyım. Kapıyı, senin kaza ve gadabından korumak için kapamış değilim. Belki sebepler silsilesine riayet etmekte senin sünnet ve adetine uymaktayım. Yoksa güvenim anahtara değil, sanadır." der.
Sayfa 851
"Allah'ın velileri kimlerdir?"
-"Allahu Teâlâ Kâbe'yi şereflendirdi ve yüceltti. Eğer bir kul taş taş Kâbe'yi yıksa, sonra da yaksa, Allah'ın velilerinden birisine hakaret edenin günahı gibi günah işlemiş olmaz." buyurdu. Bedevi: "Allah'ın velileri kimlerdir?" diye sorunca. Resûl-i Ekrem (s.a.v.): "Mü'minlerin hepsi Allah'ın velileridir. Allahu Teala'nın: "Allah iman edenlerin yardımcısıdır. Onları karanlıklardan nura çıkarır." (Bakara süresi, 2/257) sözünü duymadın mı?" buyurdu.
Sayfa 457
Süleyman ed-Dârânî hazretleri şöyle buyurmuştur: "Akıllı kişi ömrünün geri kalan kısmında yalnız taatsız geçirdiği günler için ağlasa ölene kadar onu kederlendirmeğe yeter. Ya ömrünü geri kalan bölümünü-gecmişi gibi- cehaletle geçirecek olanın durumu nasıldır?"
Duâ eden kişi duada gözlerini yukarıya doğru kaldırmaz. Çünkü Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: "Duâ ederken gözlerini yukarıya kaldıranlar bu hareketlerine son versinler! Yoksa gözlerinin nurları alınır!"
Reklam
Midenin tutkuları; şehvetlerin kaynağı, hastalıkların ve afetlerin anasıdır.
Sahabe ve tâbiîn hayatları için șâyet nefsin, "Canım onlara bakma, onların zamanındaki imkânlar başka idi. Sen zamanındaki insanlara bak. Sen şimdi onlar gibi yapmak istersen, sana deli derler, seninle alay etmeye başlarlar. Sen, zamanındaki insanlar gibi olmaya çalış.. Musibet umumileştiği zaman kolaylaşır, derse, sakın onun tesvilâtına aldanma. Ona de ki, bir memleketi sel bastığı vakit, işin içyüzünü bilemedikleri için buna aldırış etmeyip herkes yerinde otursa, buna karşılık senin bir kayığa binerek oradan uzaklaşman mümkün olsa, durur musun? diye sor. Tabii bu zamanda gemisini kurtaran kaptan. Herkes başının çaresine bakar. Şübhesiz nefsinin de sana söyleyeceği, boğulmaktan kurtulmak için kimseye bakmadan başımın çâresine bakarım diyecektir. Halbuki boğulmanın acısı, nihâyet bir saat sürer. O hâlde her an karşılaşacağın ebedi azabdan nasıl kaçmazsın? Sonra belâ umumileştiği vakit nesi kolaylaşır? Herkes kendi acısı ile meşgul iken başkasından ne haberi olur? Kâfirler zamanlarındaki adamlara uymakla helâk olmadılar mı?
1- İlim Âlimlerin gururlanması pek çabuk olduğu için Hz. Peygamber (s.a) şöyle buyurmuştur: İlmin âfeti, gururlanmaktır`53 Bu bakımdan âlim bir kişi, durmadan ilminin izzetiyle büyüklük taslar. Nefsinde ilmin cemâl ve kemâlini sezer. Nefsini büyütür. Halkı küçültür. Halka hayvan nazarıyla bakar. Onları cehaletle niteler. Onların kendisine selâm vermelerini bekler. Eğer onlardan biri ona selâm verirse veya onun selâmını güler yüzle karşılarsa veya onun önünde ayağa kalkarsa veya onun çağrısına icabet ederse, bütün bunları o adamın yapmak zorunda olduğu bir vazife olarak telâkki eder ve teşekkür etmesini gerektiren bir nimet olarak görmez ve onların hepsinden daha üstün olduğuna inanır. Onlar için kendisi gibi bir insanın yapmayacağı şeyleri onlara yapmış olduğunu sanır. Kendisine kölelik yapmalarını ve hizmetine koşmalarını, iyilik yapmasına karşı böylece teşekkür borçlarını edâ etmelerini uygun ve münasib bulur! Oysa durum hiç de onun zannettiği gibi değildir.
Abdullah b. Ömer (r.a.): Ömrüm boyunca oruç tutsam, hiç uyumadan geceyi ibadetle geçirsem, malımı Allah yolunda infak etsem ve bu hâl üzere ölsem fakat gönlümde Allah'a itaat edenlere bir sevgi, isyan edenlere de bir nefret duygusu olmasa, bu yaptıklarımdan fayda göremem.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.