İki Rüya Dokuz Gerçek daha ilk sayfalardan bir Hakan Bıçakçı hikayesi olduğunu, yazarın diğer eserlerinde de kullandığı postmodernist üslubu ile kolaylıkla hissettiriyor. Bıçakçı bu kez, yine rüya ile gerçeğin arasındaki sınırın belirsizleşerek birbirine karıştığı bir dünyada, sıradan bir yaşam süren isimsiz kahramanın başından geçen sıra dışı ancak ayakları yere basan bir hikaye ile çıkıyor karşımıza.
Bu naif hikaye, başından sonuna merak içinde okunan, huzursuz ancak bir o kadar eğlenceli, ustalıkla yapılan kelime ve dil oyunlarının çokça kez gülümsettiği, illüstrasyonların hikayeyi hareketlendirdiği bir uzun öykü.
Yazarın anlatım biçimini sevenler, benzer yapıya sahip bir diğer kitabı Otel Paranoya’yı da beğeneceklerdir.