İki Şehrin Hikayesi kitaplarını, İki Şehrin Hikayesi sözleri ve alıntılarını, İki Şehrin Hikayesi yazarlarını, İki Şehrin Hikayesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O günler en iyisiydi, yada en kötüsüydü akıl çağıydı ve aptallık çağıydı, inançlar zamanıydı ve inançsızlıklar zamanıydı, ışık mevsimiydi ve karanlık mevsimiydi, umut baharıydı ve umutzuzluk kışıydı;yaşaya bilmek için her şey vardı önümüzde ve yaşayabilmek için önümüzde hiçbir şey yoktu hepimiz doğrudan cennete gidiyorduk, hepimiz doğrudan cehenneme gidiyorduk. "Fransız ihtilalini konu alan, iki şehrin hikayesi" aynı zamanda açlık, yoksulluk, sevalet, ölüm, Aşk, ezilen, halk ve soyku sınıfınında üzerinde durmaktadır. Aslına bakacak olursak eser icerisinde dacede bir kaç konu içermektedir eserin adındaki iki şehir Fransız ve İngiltere olduğu görülmektedir. Eser son derece sürükleyici ve sonuna kadar ukunmayı hak ettiği ni düşünüyorum..
Aynı çekiçlerin altında bir kere daha dövülüp şekilden çıkan insanlık yine eski işkence çekmiş haline geri dönecektir. Aynı gözü doymaz ve zalim toplumları ekin toprağa, yine aynı meyveleri verecektir.
-'Öldü mü?' diye sordu Marki.
+'Ölmedi ama ölmek üzere.'
-'Şu soysuz vücutlarda da ne kuvvet var!' dedi.
+'Acı ve çaresizlikte olağanüstü bir güç vardır,' diye cevap verdim ona.
"Doktor, bu asiller çok gururludur; ama biz soysuz köpekler de bazen gururlu olmasını biliriz. Bizi sömürür, kızdırır, döver, öldürürler. Ama yine de geriye biraz gurur kalmıştır. Ona baktınız mı, doktor?"
"Bir ölü gibi yalnız bırakıldım," diye düşündü. Sonra durup döşeğe baktı; içi bulanmıştı, geriye döndü ve, "Vücudumun ölümden sonra alacağı ilk konum, sürünen böceklerin arasındaki yeri," diye düşündü.
Her yeşil yaprak, her ot ve her başak tanesi sefil insanlar kadar kuru ve zavallıydılar. Her şey ezik, durgun, eğik ve kırılmıştı. Evler, çitler, evcil hayvanlar, erkekler, kadınlar, çocuklar ve onları taşıyan toprak... Her şey yıpranmıştı.