Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İki Şehrin Hikayesi

Charles Dickens

Öne Çıkan İki Şehrin Hikayesi Gönderileri

Öne Çıkan İki Şehrin Hikayesi kitaplarını, öne çıkan İki Şehrin Hikayesi sözleri ve alıntılarını, öne çıkan İki Şehrin Hikayesi yazarlarını, öne çıkan İki Şehrin Hikayesi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bu oda göze güzel görünüyor olabilir ancak gün ışığında gökyüzünden bakıldığında sefalet, kötü yönetim, zorbalık, borç, ipotek, baskı, açlık, çıplaklık ve acı kulesinden başka bir şey değil görünen."
Sayfa 159Kitabı okudu
Her yeşil yaprak, her ot ve her başak tanesi sefil insanlar kadar kuru ve zavallıydılar. Her şey ezik, durgun, eğik ve kırılmıştı. Evler, çitler, evcil hayvanlar, erkekler, kadınlar, çocuklar ve onları taşıyan toprak... Her şey yıpranmıştı.
Sayfa 286Kitabı okudu
Reklam
Ve yine o eski soru: "Umarım hayata dönmeyi istiyorsundur?" Ve o eski cevap: "Bir şey diyemem."
-"Çok çalışıyorsunuz, bayan," dedi +"Evet," dedi Bayan Defarge, "Yapılacak çok iş var." -"Ne örüyorsunuz, bayan?" +"Çok şey." -"mesela?" -"Mesela," dedi Bayan Defarge soğukkanlılıkla, "kefen."
Sayfa 220Kitabı okudu
Tüm zamanların en iyisi ve en kötüsüydü; bilgelik çağı, budalalık çağı, inanç devri, kuşku devri, ışık mevsimi, karanlık mevsimi, umut baharı, umutsuzluk kışıydı. Her şeyimiz vardı, hiç bir şeyimiz yoktu. Hepimiz cennete gidecek, hepimiz dosdoğru öte yanı boylayacaktık. Uzun lafın kısası, o çağ şimdikine o kadar benziyordu ki, gösteriş yapmayı seven otoriteler iyi ile kötü arasında karşılaştırma yapıldığında bu çağın her yönden en üstün olduğunda ısrar ediyorlardı.
- Monsenyör dinleyin beni! Kulak verin şu dileğime! Kocam yoksulluktan öldü. Birçok insan yoksulluktan ölüyor ve birçoğu da ölecek. + Ne yani? Ben mi besleyeyim onları? - Tanrı biliyor ya efendim, sizden bunu istemiyorum. İstediğim şey kocamın yattığı yeri belli edecek, üzerinde isminin yazılı olduğu bir parça taş ya da tahta. Yoksa hemen unutulup gidecek ve bir daha asla bulunmayacak. Ben de aynı hastalıktan öldüğümde başka bir ot yığının altında gömüleceğim. Monsenyör, bunlardan o kadar çok var ki! Öyle hızlı çoğalıyorlar ki! Öyle çok yoksulluk var ki!
Sayfa 149Kitabı okudu
Reklam
Bana gelince en büyük arzum bu dünyaya ait olduğumu unutabilmek.
Monsenyor, uzun yıllar boyunca halkı soyduktan sonra durumun tersine döndüğünü anlar anlamaz selameti soylu tabanlarını yağmamakta bulmuştu.
-'Öldü mü?' diye sordu Marki. +'Ölmedi ama ölmek üzere.' -'Şu soysuz vücutlarda da ne kuvvet var!' dedi. +'Acı ve çaresizlikte olağanüstü bir güç vardır,' diye cevap verdim ona.
Sayfa 414Kitabı okudu
Deneyin! Kötüye kullandığımız hayatın pek bir değeri yoktur ama denemeye değer. Değmeseydi ölmeye yatmak ne kadar da kolay olurdu.
Sayfa 424Kitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.