Küçüklükten gelen anne-çocuk (ya da bakıcı rolündeki kişi ve çocuk) ilişkisinin milyon kez ispatı kitaptır. Kökende yatan bu sorun topluma karıştıkça, ilişkilerimiz değiştirçe, biz evrildikçe farklı varyasyonlarda karşımıza çıkar.Kitap örneklerle ,ilişki tipleriyle, aşamalarıyla narsistik bir sapkının, kurbanın hayatına sızışını anlatmış. Gayet anlaşılır ve artık maalesef çok yaygınlaşmış durumda.. Altını çizmek lazım, hepimiz doğuştan bir parça narsistik özelliklere sahibiz ve bu aslında bizi harekete geçiren de bir dinamik.. Hayatımızı şekillendirmek ve kendilik kazanmak için faydalı.. Ancak burada altı boş olan bir kendilikten bahsediliyor. ‘Celladına aşık olmak’ diye tabir edilen bu durum, ötekinin ruhunu boşaltıp kendi boşluğunu doldurmak olarak karşımıza çıkıyor. Ve yine bazı ruh sağlığı uzmanlarının aksine bu ruhsal bozukluk değişmezzz!! Çünkü dipsiz kuyu hiç bir zaman dolmaz..
Çok okunulası…